Oscarlı Film Mekanları: Silver Linings Playbook (Umut Işığım)

Oscar Töreni öncesi sizin için En İyi Film dalında aday olan filmleri izlemeye ve bu filmlere ruhunu veren mekanları incelemeye devam ediyoruz...

2013’te aday olan filmler şöyle:

Bu 9 film içinden sıra 2012 yapımı David O. Russell’ın yönettiği iki delinin öyküsü olan Silver Linings Playbook’a geldi!

Silver Linings Playbook (Umut Işığım)

Eskiden En İyi Film adayı 5 tane idi ve bu 2010 itibariyle değişti. Bazen filmleri izlerken Akademi’nin ne derece zorlandığını hissediyorum. Uzun lafın kısası çok iyi bir oyuncu kadrosuna sahip olan Silver Linings Playbook kalbur üstü bir romantik komedi! İşte bazı filmler de yönetmenden kazanıyor olsa gerek. Çok sevdiğimiz David O. Russell daha önce The Fighter ve Three Kings ile gönüllerin bam telini çalmayı becermişti. Anlaşılan o ki yönetmen bir şekilde “sıyırmış” tipleri konu edinmeyi kendine görev bilmiş… Yönetmenin oğlunun bipolar ve OCD hastası olması sanırım bu konuyu ele alışının en büyük nedenleri arasında geliyor.

Matthew Quick’in aynı isimli romanı okurlarına pek çok şey vaad etse de aynı şey ne yazık ki film için geçerli değil. Belki bu filmi bir Oscar adayı olarak izlemesem eleştiri oklarımı bu denli sert yönlendirmezdim. Buna rağmen film birçok kategoride çok sayıda ödüle layık görüldü:

Washington D.C. Area Film Critics Association Awards, Toronto International Film Festival, Screen Actors Guild Awards, Santa Barbara International Film Festival, Satellite Awards, Los Angeles Film Critics Association Awards, Las Vegas Film Critics Society, National Board of Review Awards, Houston Film Critics Society Awards, Hollywood Film Festival, Hamptons International Film Festival, Georgia Film Critics Association, Detroit Film Critics Society Awards, Broadcast Film Critics Association Awards, Austin Film Festival, 2nd AACTA International Awards, American Film Institute ve Altın Küre’de başta En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ve En İyi Senaryo Uyarlaması olmak üzere pek çok kategoride ödül kazandı.

Akademi Ödülleri içinse En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yönetmen, En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Film Kurgusu dallarında aday. Filmin başka bir başarısı ise Warren Beaty’nin 31 sene önceki filmi Reds’ten bu yana, 4 oyuncu kategorisinin hepsinde adaya sahip ilk film olması. Ayrıca Million Dollar Baby’den beri En İyi Kadın Oyuncu adaylığı hariç bu denli geniş kategoride aday gösterilmeyi başarmı bir film durumunda.

Elalem Deliye Hasret, Biz Akıllıya!

Ey aşk sen nelere kadirsin? Biri Nikki, diğeri Tommy yüzünden deliren Pat ve Tiffany’nin hayatlarının kesişimine dair bir öyküyü yarım yamalak izliyoruz. 

İnsanın son zamanlarda çevresinde gelişen olaylara karşı “deli” gibi gözükmemek adına verdiği çabayı bu filmle pekiştirmiş oluyoruz. Deliliğin normal, ahlaki yargıların var olmasının ise delilik sayıldığı bugünlerde en çok şu cümleyi dile getirir oldum: “Bu delilerin arasında kendimi çok normal hissediyorum”.

Bu film ise delilik ve sevgi üzerine. Sevgi yüzünden delirenlerle onları sevenlerin delirmişcesine anlayışlı davranışlarına ve delilerden anlayış beklemelerine tanık oluyoruz. Herşeye rağmen filmin Türkçe meali gibi sürekli bir umut ışığının gücüne inanıyoruz. (Bakınız her maç sırasında izlediğimiz totem zırvalığı, vs…)

Bu filmden önce de Amerikan Sineması defalaca önümüze banliyö hayatının göründüğünün tersine, ne kadar mükemmellikten uzak olduğunu koydu. Bu kez filmimiz Philadelphia’nın banliyölerinden birinde geçiyor. 

Daha önce Garden State ve canımız kanımız Girls’ün pilot bölümünün de set dekorasyonlarını yapan isim Heather Loeffler bu kez Silver Linings Playbook’ta da karşımıza çıkıyor.

LA Times’ta David A. Keeps, filmin seti ile ilgili bir yazı yazmış. Bu yazıda Keeps, prodüksiyon tasarımcısı Judy Becker tarafından oluşturulan evin detaylarını açıklıyor.

Philadelphia banliyölerinde geçen film büyük ölçüde Patrizio ve Dolores Solitano’nun evinde vuku buluyor. Becker bu evi şu şekilde tanımlamayı tercih etmiş:

“İtalyan-Amerikan tarzı dekoratif zenginlik ve hafif bir çiğlik içeren bir ev”.

Ayrıca Becker mekanları tasarlarken Solitano çiftinin yaklaşık 40 yıldır birlikte olduğunu ve genç bir çift olarak 1970’lerde evlerini dekore ettiklerini varsaydıklarını da aynı yazıda anlatılıyor.

Ekşisözlük‘te kitap ve film hakkında 22 sayfalık entry girilmiş. Bunlardan birinde suserlardan biri ilginç bir noktaya dikkat çekiyor:

“öncellikle filmin görüntü yönetmenliğine bayıldığımı söyleyebilirim, bu yüzden hiç üşenmedim ve araştırmamı yaptım. karşıma masanobu takayanagi diye bir isim çıktı. kendisi the grey ve babel gibi filmlerde de çalışmış bir sinematograf olarak oldukça başarılı bir iş çıkarmış filmde.”

Filmde banliyödeki evler az katlı ve bahçeli. Pat’in koşu rotasında mahalleyi inceleme fırsatına erişiyoruz. 

Pat, Solitano Evi’nin çatı arasında yaşıyor. Bu odadaki koli ve fazla eşyalar mekana bir geçicilik havası verse de Noel arifesinde bu odanın bile süslenmesinden Pat’in burayı benimsediği anlıyoruz.

Gelelim diş(l)i kahramanımız Tiffany’ye… Tiffany dul kaldıktan sonra yine aynı mahallede yer alan ebeveynlerinin evinin müştemilatında yaşıyor. Tiffany boş zamanlarında eskiden garaj olan alt katını yeniden tasarlayıp prenseslere layık bir dans stüdyosuna dönüştürdüğünü gurur duyarak söylüyor. Aynı müştemilatın üst katında ise film boyunca hiç görmediğimiz Tiffany’nin yaşama alanı yer alıyor…

Filmin önemli sahnelerinden birinde Tiffany ile Pat mahalle sinemasının önünde kavgaya tutuşuyorlar. Sinemada oynayan film Bradley Cooper’ın ilk oynadığı filmlerden biri olan The Midnight Meat Train (Dehşet Treni).

Filmin en önemli mekanlarından biri ise Güney Philadelphia’da bulunan Lincoln Financial Field, NBBJ ve Agoos Lovera Architects tarafından tasarlanmış ve 2003’ten bu yana Eagles’a hizmet veriyor.

Filmin sonuna doğru filmde bahsi geçen herkesi bir araya toplayan otel ise aynı Solitano Evi gibi 1970’lerin esintilerini taşıyor. Özellikle lobinin yer kaplaması üzerinde yürümek için canımı feda edebilirim! Daha sonra en favori mekanlarımdan biri olan dans pisti ile karşılaşıyoruz… Çevresi ışıklarla süslü pist mekanın merkezinde yer alıyor ve etrafı masalarla çevrili. 

Pat ve Tiffany film boyunca bu dans için hazırlanıyor ve bu dansa dair hiçbir ipucu da verilmiyor. Ne yalan söyliyeyim, içimden bir ses yeni bir Dirty Dancing sahnesiyle karşılaşacağımı söylemişti. 

Herkesin Sevgililer Günü’nü en içten dileklerimle kutlarım! 

Etiketler

Bir yanıt yazın