OMA’lı Olmak ya da Olmamak

Rem Koolhaas tarafından 1975'te Rotterdam'da kurulan OMA (Office of Metropolitan Architecture) mimarlık ofisi Avrupa, Çin ve Amerika'da çeşitli ofisleri bulunan dünya çapında bir mimarlık ofisi.

Elbette bu kadar büyük projelere imza atan firmanın çok çeşitli şehirlerde birçok çalışanı bulunuyor. Ve elbette bu çalışanlar zaman zaman OMA’dan ayrılarak kendi yollarını çizmeye karar verebiliyor. Bu mimarlar ne kadar yollarını OMA’dan ve Rem Koolhaas’tan ayırıyor olsalar da geldikleri teorik ve pratik anlayışı reddetmiyor ve çoğu zaman bu tasarım dünyasından kopmuyorlar.

OMA’dan ayrılmayı tercih ederek kendi yolunu çizen ve günümüzün çağdaş mimarlığına yön veren isimlerden bazıları; New Yorklu mimarlık ofisi REX’in kurucularından Joshua Prince-Ramus ve Erez Ella, New Yorklu tasarım firması WORKac’den Dan Wood ve Amale Andraos, Hollanda’da çalışmalarını sürdüren MVRDV’den Jacob van Rijs, Japonya ve İngiltere’de çalışmalarını sürdüren FOA’dan Farshid Moussavi ve Alejandro Zaera Polo, Danimarka’dan Bjarke Ingels, ayrıca Arman Akdoğan, Bill Price ve Türkiye’de çalışmalarını sürdüren tasarım firması Superpool’dan Gregers Tang Thomsen ve Selva Gürdoğan.

Bu mimarlardan bazılarına OMA’da çalışmanın nasıl bir deneyim olduğu ve mimarlık anlayışlarına ne gibi katkılarda bulunduğuna dair birkaç soru yönelttik.

Arman Akdoğan (InterNationalDesign)

Melis Göker: OMA’da ne kadar süreyle çalıştınız?

Arman Akdoğan: Benim OMA ile birlikteliğim doğal çalışma elemanlarından daha farklı olarak gelişti. Rotterdam da Berlage Enstitüsü’nde yüksek lisans çalışmasını bitirdikten sonra yaklaşık 3 sene West 8’de tasarımcı olarak çalıştım. Bu sürecin ardından Rotterdam’da mimarlık ofisi açma girişimindeydim, OMA tasarımcılar arıyordu. Benim ilgimi çok çeken OMA’nın son senelerde Ortadoğu’daki projelere katılım isteğiydi. “Freelancer Designer” (ofis dışından çalışan tasarımcı) olarak projelerde calışmak üzere geçen yıl birçok defa davet edildim. Berlage’den okul arkadaşım “Felix Madrazo” ile tekrar OMA’da beraber çalışma fırsatı bulduk. Kendisi 3 seneyi aşkın bir süredir OMA’da çalışmaktaydı. Bu süreçte bereber bir ofis açma fikri doğdu, ayrıldığımızda IND (InterNationalDesign)’ı kurduk.

Melis Göker: OMA’da çalışmak nasıl bir deneyimdi? OMA’daki çalışma ortamından bahseder misiniz?

AA: OMA şu an Avrupa’da çalışan en dinamik, üretken ofislerden bir tanesi. Tasarım, fikir üretim hacmi bir fabrikadan farksız. Son zamanlarda ofis çalışanlarının sayısı 170’i bulmuş durumda. Geçen sene, benim içinde bulunduğum zamanda, 80 kişiydi. Zannediyorum Rem de 60’ın üzerindeki yaşıyla birlikte, daha organize ve cooperate üretim düzeneğine girme eğiliminde. Geçmiş senelerden gelen ortak özelliği ofis içerisinde tasarımda oldukça özgür bırakılmanız, herhangi bir projeye ilginç bir fikriniz varsa tasarım sürecine dahil olabilirsiniz. Stajyer dahi olsanız fikriniz, araştırmanız değerli ise sizi çok dikkate alabilirler. OMA’yı diğer ofislerden farklı kılan özelliği araştırmayla iç içe geçmiş olması. Araştırma bölümü AMO ile eşzamanlı yürüyen projeler yüksek bir mesleki entellektüellik ortamını yaratıyor. Fakat bu ortam, ofis içindeki rekabetten dolayı kimi zaman mesleki cennet yerine cehenneme çeviren bir özelliğe de sahip. Gece gündüz süren çalışma temposu, dünyanın öbür ucunda sürekli dolaşan Rem’e sabahın bir saatinde ulaştırılması gereken faks çizimleri, üzeri düzeltilerek geri gelen, okunması kimi zaman imkansız fakslar. Yazdığınız veya söylediğiniz her kelimenin analiz edilip geri döndüğü, mükemmeliyetçiliğin ihtiras haline getirildiği, sürekli bıçak sırtında yaşadığınız, yargılandığınız bir çalışma ortamı. Benim düşüncem (Amerikan sistemini) liberal rekabet ortamında, Avrupa katı katolik çalışma disiplinini birleştirmekte. West 8’deki eski patronum Adrian Geuze’ye göre “OMA mimarlığı fetişize eden bir kurum”. Arkadaşlarımın arasında gece gündüz, stres altında, aylar süren yoğun çalışma temposu ardından yüzüne felç inip işi bırakmak zorunda kalanlara bile rastladım. Orada çalışırken Maraton koşucusu gibi fiziksel ve ruhsal olarak güçlü olmanız gerekiyor.

Melis Göker: OMA’da çalışmak sizin kişisel gelişiminizde nasıl bir rol oynadı, size nasıl bir vizyon kattı?

AA: OMA katı disiplinli bir katolik okulu gibi, ayrıcalığı ise inancın niteliklerini sorgulayabildiğiniz bir ortam olması. Rem Koolhaas ile ilişkiler ise kimi zaman bana Alman ekolünün uzantısı, Mimar Sinan Üniversitesi’nde geçirdiğim yılları anımsattı. OMA’da öğretmen öğrenci ilişkileri gibi birçok mimari referanslarla entellektüel bir seviyede proje tashihi yapılmakta. Ayrıcalığı ise süreçte ofisin geliştirdiği çeşitli tasarım teknikleri uygulanırken, projenin nedenselliği sürekli sorgulanabilmekte. Takım çalışması ile her projeye özgün tasarım tekniği geliştirebilme yeteneği vermesi herhalde en önemli katkılarından.

Melis Göker: OMA’da çalışırken hangi projelerde yer aldınız?

AA: Rotterdam’da Boompjes Ofis Kulesi, Kuveyt’te Al-Rai Materplanı, Purmerend masterplan geliştirilmesi ve en son birinci olarak seçilen eski olimpiyat meydanının planlaması olan Stadionplein Amsterdam.

Melis Göker: OMA’dan ayrılıp kendi yolunuzu çizerken ne gibi zorluklar yaşadınız?

AA: Eğer bir ofisten ayrılıyorsanız birçok konuda zorluk çekmeniz doğaldır. Yılların deneyimiyle oluşmuş bir sistem içinde sürdürdüğünüz mesleki disiplini kendi kurduğunuz, emeklemekte olan bir ortam içerisinde yeniden keşfetmeniz gerekir. OMA’dan ayrıldıktan kısa bir süre sonra katıldığımız ilk yarışmada (Ceuta, İspanya toplu konutları) birincilik elde ettik ve hızla uygulanma sürecine geçildi. Biraz da şansımız yardım etti. Şu anda OMA’da geçmişte çalışmış kaliteli mimarlar ve maketçilerle kendi ofisimizde çalışma şansını yakalayabiliyoruz.

En büyük eksikliğini hisettiğimiz unsur ise büyük, ünlü bir ofisin oluşturduğu gücün arkanızda olmadan tasarımınızı hazırlamanız ve sunmak zorunda kalmanız. Kimi zaman projenin niteliğinden ziyade OMA ismi inandırıcı ve etkileyici gelebiliyor müşteriye. Bu eksikliği telafi eden taraf ise belki de OMA’dan edinilen akılcı yaklaşım ile ikna gücü.

Melis Göker: OMA’da bir süre çalıştıktan sonra ayrılarak sizin gibi kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan pek çok mimarlık ofisi var. Sizce bu mimarlık ofislerinin çalışmalarında OMA’nın etkileri sürüyor mu?

AA: Etkisinin sürdürülmemesi imkansız diyebilirim. Bu etkiler ise artık birbirine geçmiş durumda. Eski OMA çalışanları Neutelings, MVRDV, Xaveer de Geyter, Kees Kristeansen OMA deneyimlerinin üzerine ekleyerek yıllardır dönüşüm geçirdiler. Birtakım tasarımlar kimi zaman çakışmaya başladı. Yakın bir zamanda tanık olduğumuz bir olayı örnek vermek gerekirse, OMA’nın katıldığı Rusya’daki bir yarışma projesi teslimi öncesinde, hazırlanan projenin başka eski bir OMA mensubunun kendi ofisi içerisinde geliştirdiği çok benzer konsepti çoktan ürettiğini son anda farkettiler ve Rem Koolhaas’ın bu konuda tasarımı yapan ilgili kişiye telefon açıp durumu bildirmek ve benzerliği dolayısıyla izin almak zorunda kaldığına şahit olduk.

Bizim üzerimizde etkisi sadece OMA ile sınırılı kalmadı, Berlage Enstitüsü yönetim kurulunun da OMA’nın kurucularından Elia Zanghelis, Rem Koolhaas, OMA eski mensupları Alexandro Zaera Polo ve Winny Maas mevcut. Hangi taşı kaldırsanız Rotterdam’da OMA ile ilişkileri bulabilirsiniz. Tabii araştırma ve tasarım disiplinindeki benzerlikleri ile birlikte. Rem Koolhaas için rahatlıkla Batı Avrupa’da gelişen mimarlık diskuruna yön veren aktör sıfatı verilebilir.

Melis Göker: Şu anda hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?

AA: Utrecht Overvecht’te master planlama ve mimari projeler, Amsterdam Ujala Radyo ve Ofis Binası, İspanya Ceuta’da toplukonut ve Mexica Saltillo’da ev projesi üzerinde çalışıyoruz.

Gregers Tang Thomsen (Superpool)

Melis Göker: OMA’da ne kadar süreyle çalıştınız?

GTT: 3 yıl 2 ay süreyle çalıştım. Ayrıca öğrenciyken 1 yıl stajyerlik yaptım.

Melis Göker: OMA’da çalışmak nasıl bir deneyimdi? OMA’daki çalışma ortamından bahseder misiniz?

GTT: Çok heyecanlıydı. OMA asla uyumayan, asla karşılığında size bir şeyler vermeden almayan ve asla kimseyi feda etmeyen bir yer. Bu çalışanlar üzerinde daima beklenmeyen ve tahmin edilemeyen bir şeyler üretmek için bir baskı oluşturuyor.

Melis Göker: OMA’da çalışmak sizin kişisel gelişiminizde nasıl bir rol oynadı, size nasıl bir vizyon kattı?

GTT: OMA mimarlık açısından mükemmel bir okul ve orada çalışan herkes daha geniş bir mimari perspektife bir şekilde sahip oluyor. Hiçbir yerde karşılaşamayacağınız kadar çok projeyle ve mimari tasarıma dair birçok farklı bakış açısıyla karşılaşabiliyorsunuz.

Melis Göker: OMA’da çalışırken hangi projelerde yer aldınız?

GTT: Annenberg Center (şimdi REX’in), Museum Plaza (şimdi REX’in), Dallas Tiyatrosu, Content Sergisi, Rotterdam İstasyonu, Pekin Kütüphanesi, Pekin Olympic Green Kongre Merkezi, Pekin Merkez Ticaret Bölgesi, Delta Metropool, Guangzhou Opera Evi, MMB Hong Kong, Oslo Vestbanen (şimdi REX’in), Almere Şehir Merkezi, Cordoba Kongre Merkezi.

Melis Göker: OMA’dan ayrılıp kendi yolunuzu çizerken ne gibi zorluklar yaşadınız?

GTT: Şimdi işimi kendim bulmam gerekiyor, artık her Pazartesi sabahı işe geldiğimde beni bekleyen yeni projeler yok.

Melis Göker: OMA’da bir süre çalıştıktan sonra ayrılarak sizin gibi kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan pek çok mimarlık ofisi var. Sizce bu mimarlık ofislerinin çalışmalarında OMA’nın etkileri sürüyor mu?

GTT: OMA’nın belli bir tarzı olmadığı için bu ofislerin de bir OMA tarzına sahip olup olmadığını söylemek zor. Muhakkak ki bu ofislerin OMA’yla çeşitli benzerlikleri vardır fakat birçok farklılıkları da var.

OMA’yla meslek hayatlarının bir döneminde yolları kesişmiş çeşitli mimarları ve mimarlık ofislerini ise şu şekilde sıralayabiliriz;

Zaha Hadid
Meslek hayatına OMA’nın ortağı olarak başlayan Pritzker ödüllü Zaha Hadid 1980’de Koolhaas’la yollarını ayırarak kendi ofisini açtı.

Farklı mimari konseptleri ve deneysel tasarımlarıyla tanınan Hadid her daim malzeme ve konstrüksiyonun sınırlarını zorlayarak farklı konstrüksiyon ve malzemeleri araştırıyor.

Neutelings Riedijk Architects
Willem Jan Neutelings ve Michiel Riedijk tarafından 1989’da Rotterdam’da kurulan ofis, yüksek kaliteli strüktürler ve güçlü konseptlerle mükemmel bir mimarlığa ulaşmayı amaçlıyor.

1981 – 86 yılları arasında OMA’da çalışan Willem Jan Neutelings, 1987 yılında kendi ofisini kurdu. Frank Roodbeen’le ortak olan Neutelings1989’da Riedijk’le yollarını birleştirdi.

Farklı disiplinlerden gelen uzmanlarla oluşturdukları ofiste Riedijk ve Neutelings projelerde uzmanlaşmaya ve mükemmelliğe oldukça fazla önem veriyor.

KCAP
KCAP ofisinin kurucularından Hollandalı mimar Kees Christiaanse bir mimar ve eğitmen. 1996-2003 yılları arasında Berlin TU(Berlin Teknoloji Üniversitesi)’de, 2003’ten beri ise Zürich ETH (İsveç Teknoloji Enstitüsü)’de mimarlık ve kentsel tasarım alanlarında öğretim görevlisi olarak görev alıyor.

1980 – 89 yılları arasında OMA’da çalışan Kees Christiaanse bu dönemi: “Rem Koolhaas benim hocamdı ve orada çalıştığım sürece ister istemez hep 2. veya 3. kişi olmak zorunda kalacaktım”, şeklinde anlatıyor. Bunun üzerine 1989’da OMA’dan ayrılan Kees Christiaanse aynı yıl KCAP’ı kuruyor.

Bir mimarlık ve kentsel tasarım ofisi olan KCAP’ta inter-disipliner ve düşey hiyerarşiyi reddeden bir çalışma tarzı var.

MVRDV
Bu ofislerden bir diğeri ise 1991’de Rotterdam’da Winy Maas, Jacob van Rijs and Nathalie de Vries tarafından kurulan MVRDV. Boşluk ve yoğunluk üzerine deneysel çalışmalar yapan ofisin bu çalışmalarını yayınladığı çeşitli kitapları da bulunuyor. Ayrıca ofis kamusal alanlar üzerine de yoğunlaşıyor.

FOA (Foreign Office Architects)
Eski iki OMA çalışanı olan Farshid Moussavi ve Alejandro Zaera Polo tarafından kurulan FOA, Londra merkezli bir tasarım ofisi. 1992 yılında kurulan ofis içerisinde Ümraniye’deki Meydan Alışveriş Merkezi de yer alıyor.

MBA/S (Matthias Bauer Associates Stuttgard)
1995 – 98 yılları arasında OMA’da proje yöneticisi olarak çalışan Matthias Brauer, 1998 yılında MBA/S (Matthias Bauer Associates Stuttgard) mimarlık ofisini kurdu.

MBA/S, mimarlık, kentsel tasarım ve peyzaj tasarımını bütünleştiren ve farklı çözüm yollarını araştıran bir ofis. Yeni ve farklı malzemeler, farklı konstrüksiyon yöntemlerini irdeleyen ofis bu anlamda OMA’nın deneysel çalışmalarından etkilenmiş görünüyor.

Bill Price
Houston Üniversitesi mimarlık bölümünde profesör ünvanıyla çalışmalarını sürdüren Bill Price da OMA’nın eski çalışanlarından biri.

OMA’daki araştırma laboratuarındaki ana amaçlardan biri malzemelerin doğasını değiştirmekti. Bundan yola çıkan Bill Price yarı saydam betonu keşfetti.

İlk örnekleri 1999 yılının Eylül ayında üretilen yarı saydam beton aslında şu anda embriyo halinde. OMA’da çalıştığı dönemlerde geleneksel olarak opak olan çatı, duvar, kolon gibi yapı elemanlarının yarı saydam ve ışık etkisine sahip bir hale gelmesi bu deneylerdeki esas amaçtı. Böylelikle Price betonun içerisine kattığı bir madde sayesinde hem betonun taşıyıcılık özelliklerinin aynı seviyede kalmasını hem de daha ışık geçirimli bir hale gelmesini sağladı.

REX (Ramus Ella Architects)
Bu ofisler arasında Joshua Prince-Ramus ve Erez Ella’nın kuruculuğunu üstlendiği REX (Ramus Ella Architects)’in kuruluş süreci belki de en ilginç olanı. New York ofisinin başında bulunan Joshua Prince-Ramus, OMA’dan ayrılırken beraberinde New York ofisinin 35 çalışanını da beraber götürerek REX’i kuruyor.

Çalışmalarında star mimarlıktan çok takım çalışmasına önem verdiklerini belirten ofis, tasarımı kişisel bir yaratımdan çok ortak bir süreç ve ilerleme olarak görüyor. Dünya çapında birçok tasarım yapan ekip şu anda İstanbul’da Vakko Genel Merkez binasını tasarlıyor.

DireTribe
Sanat ve tasarım dünyasından farklı disiplinleri bir araya getiren tasarım ofisi Campbell Drake, Rodney Eggleston ve Anne-Laure Cavigneaux tarafından kuruldu. Bu ekip içerisinden Rodney Eggleston, OMA’da çalışmış, CCTV projesinde yer almış ve bir süre yarışmalara katılan ekipte bulunmuş bir mimar.

Sanat, iç mekan ve tasarım ağırlıklı projelere imza atan ekip çok farklı alanları birleştirerek inter disipliner, deneysel iç mekan tasarımlarına imza atıyor.

WORKac
OMA çıkışlı bir diğer tasarım ofisi ise Dan Wood ve Amale Andraos’un kurduğu, New York’ta çalışmalarını sürdüren WORKac. Seattle Halk Kütüphanesi ve Universal Studios gibi çeşitli OMA projelerinde çalıştıktan sonra ikili 2002’de kendi tasarım firmaları olan WORKac’yi kurdu. OMA’dan ayrıldıktan sonra daha ufak ölçekli projelerle tasarım hayatlarına devam eden ikili çalışmalarında programa ve programı irdeleyerek dönüştürüp bundan yeni bir şey ortaya çıkarmaya özen gösteriyor.

Superpool
Gregers Tang Thomsen ve Selva Gürdoğan’ın OMA’dan ayrılarak İstanbul’da kurduğu tasarım firması Superpool’un İstanbul’da gerçekleştirdiği ilk proje ise Garanti Platform için tasarladıkları Açık Kütüphane. Ayrıca Zürih’te de çalışmalarını sürdüren ofis çok geniş bir tasarım yelpazesine sahip.

JDS (Julien De Smedt) Mimarlık
Julien De Smedt 2006 yılında Bjarke Ingels’le yollarını ayırmaya karar vererek JDS Mimarlık’ı kurdu. 2001 yılında OMA’dan ayrılan Bjarke Ingels ve Julien De Smedt Plot adlı bir ofis kurarak beraber çalışmaya başladı fakat ikili 2006’da yollarını ayırdı.

İnter-disipliner bir çalışma tarzına sahip olan JDS Mimarlık büyük ölçekli yapılardan mobilya tasarımına dek birçok farklı alanda çalışmalarını sürdürüyor.

Hem mimari teori hem de inşa teknikleriyle ilgili araştırmacı işler yapan ekibin birçok deneysel çalışması bulunuyor. Smedt sadece binaların değil binalarla birlikte sosyal ve kültürel programların da inşa edilmesi gerektiğini düşünüyor.

BIG (Bjarke Ingels Group)
Bjarke Ingels’in Julien De Smedt’le yollarını ayırdıktan sonra kurduğu mimarlık ofisi olan BIG, içerisinde mimarların, mühendislerin, tasarımcıların ve teorisyenlerin yer aldığı inter_disipliner bir ekip. Ofis, Avrupa, Orta Asya, Amerika ve Asya’da çeşitli mimarlık, tasarım ve planlama çalışmaları yürütüyor. Tasarım yaparken ekonomik, sosyal ve kültürel analizlere büyük önem verme ve tasarımlarını araştırma ve analizler doğrultusunda şekillendiren ofis, çalışmalarında deneysellikten çok verilerin yönlendirilişini önemsiyor.

Inter National Design
Arman Akdoğan ve Felix Madrazo 2006 yılında OMA’dan ayrılarak Rotterdam’da Inter National Design tasarım ofisini kurdu. İstanbul ve dünyanın çeşitli farklı bölgelerinde çeşitli projeler gerçekleştiren ofis geniş bir yelpazede çalışmalarını sürdürüyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın