MVRDV’nin "Market Cube" tasarımı, geleceğe dönük yaklaşımı ve dikey esnekliğiyle market yapılarının evrimindeki bir sonraki adımı temsil ediyor.
MVRDV, Tayvan’ın Zhubei kentinde bir pazar ve yemek salonunu kültürel alanlarla birleştiren yeni bir bina tasarlamak amacıyla açılan yarışmayı kazandı. Touqian Nehri’nin yanında yer alan projede, kullanım alanlarının karışımı sayesinde yeni pazar binasının şehir içinde bir destinasyon haline gelmesi öngörülüyor.
Değişen taleplere uyum sağlayabilen açık ve esnek katlardan oluşan yığınıyla bina, kentsel bir yoğunlaştırıcı olarak konumlandırılırken pazarın evriminde bir sonraki adım olarak görülüyor. Bu gelecek odaklı vizyon ise binanın ismine de yansıtılmış: pazar meydanı, Market Cube’a dönüştürülmüş.
Tayvan’ın kuzeyinde yer alan Zhubei, adanın en hızlı büyüyen şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor. Büyük ölçüde Silikon Vadisi’ne benzeyen Hsinchu Science Park’a olan yakınlığıyla dikkat çeken şehir, çoğunluğu genç ailelerden oluşan genç profesyonel kitleler tarafından tercih ediliyor.
Zhubei City Office tarafından, kentin giderek artan varlıklı nüfusu için hem bir eğlence alanı hem de popüler bir buluşma noktası işlevi görebilecek bir pazar binası tasavvur edilmiş. Proje, Touqian Nehri kıyısında, büyük bir köprünün Zhubei ile Hsinchu’yu bağladığı noktada, kentin önemli bir simgesi olacak şekilde planlanmış.
Bu zorluğa yanıt vermek amacıyla, MVRDV ve ortak mimarlık ofisi EKUO tarafından yol kenarındaki sebze kamyonlarından ve pazar meydanlarından günümüzün süpermarketlerine, yemek alanlarına uzanan pazar tipolojilerinin tarihi incelenmiş.
Bu araştırma sonucunda, modern tipolojiler tarafından sunulan artan verimlilik ve kolaylık ile geçmişte Tayvan sokak pazarlarını karakterize eden çok işlevli sosyal nitelikler arasında bir gerilim olduğu ortaya konmuş. Ayrıca, son gelişmelerin bu eski deneyimlere çeşitli yollarla geri dönmeye çalıştığı gözlemlenmiş.
Yerel olarak River Bank 1 olarak da bilinen Market Cube’da, geleneksel bir pazar için bir platform sağlanıyor. Farklı seviyeler arasında sürtünmesiz ve yüksek oranda görünür rotalar oluşturularak gastronomi ile sosyal ve eğlence işlevleri birleştiriliyor. Böylece kolaylık ve deneyimin ideal bir karışımı sunularak bu eğilim içinde yeni bir yaklaşım benimseniyor.
Açık planlı katlardan oluşan yığın, marketlere, yemek alanlarına, kreş ve çocuk oyun alanlarına, sergi ve performans alanlarına ve tarımsal vitrin ile etkinlikler için kullanılan pavyonları içeren bir çatıya ev sahipliği yapacak şekilde tasarlanmış. Binanın geniş dış teraslarına, her katın bağımsız olarak açılıp kapanmasına olanak tanıyan ve binanın dış cephesine doğru yılan gibi kıvrılan iki yürüyen merdiven seti aracılığıyla erişim sağlanıyor. Bu sayede farklı işlevlerin, gün boyunca aynı açılış programına bağlı kalmadan sinerji yaratmasına ve binanın gece boyunca meşgul kalmasına olanak tanınıyor.
Basitliği ve esnekliği sayesinde, bina tarafından önümüzdeki on yıllarda ortaya çıkabilecek öngörülemeyen değişikliklere kolayca uyum sağlanabilecek. Böylece yapının ömrü uzatılacak ve maliyetli, sürdürülebilir olmayan değişikliklerden mümkün olduğunca uzun süre kaçınılması sağlanacak.
Dış sirkülasyon elemanları aracılığıyla, kat planlarının tamamen serbest bırakılmasına olanak tanınırken çoğu kat için kat yükseklikleri beş metre, pazar ve sergi katları için ise tam sekiz metre olarak belirlenmiş. Bu yüksek tavanlar sayesinde, akla gelebilecek hemen her türlü alternatif kullanıma imkan tanınıyor. Pazar ve yemek alanı katları için ise, basit geleneksel tezgahlardan yerleşik oturma alanlarına sahip kiosklara kadar çok çeşitli satıcı türlerine olanak tanıyan bir tezgah kataloğu tasarlanmış.
Bina, yoldan geçenleri cezbetmek amacıyla çevresine çeşitli şekillerde uzanacak şekilde tasarlanmış. Bitişik yol üzerindeki bir yaya köprüsü aracılığıyla, Touqian Riverside Park’tan doğrudan birinci kattaki yemek alanına erişim sağlanıyor. Zemin ve alt zemin kattaki market katları ise, Hsinchu’ya giden üst geçidin oluşturduğu gölgeli alandan faydalanarak market faaliyetlerinin sokağa doğru genişletilmesine olanak tanıyor.
Bu bağlantıların güçlü bir şekilde kurulabilmesi için, pazar katlarının zemin kaplamasının binanın dışındaki kaldırım ile uyumlu hale getirilmesi planlanmış; böylece pazar binasının, kamusal alanın doğal bir uzantısı olarak algılanması amaçlanmış. Ziyaretçilerin binanın farklı katları, işlevleri ve açılış saatlerinin karmaşıklığı arasında kolayca yön bulmalarına yardımcı olmak amacıyla, aydınlatma ve yönlendirme tasarımı önemli bir unsur olarak ele alınmış.
Her kat, farklı işlevleri yansıtacak şekilde ayrı renklerle aydınlatılmış. Ziyaretçilerin hem bulundukları konumu hem de bir sonraki adımda nereye gitmek istediklerini anlayabilmeleri için bina genelinde LED ekranlar, neon ışıklar ve kamusal sanat eserleri yerleştirilmiş.
Son olarak, yürüyen merdivenler yarı saydam panellerle kaplanarak içlerinde dolaşan insanların dışarıdan görünmesi sağlanmış; böylece binaya ilk kez gelen ziyaretçilerin tüm katları keşfetmeye teşvik edilmesi amaçlanmış. Bir sonraki katta neyle karşılaşacaklarını kim bilebilir?