Michael Jackson’ın “Kayıp Ülke”si Neverland

25 Haziran 2009'da aramızdan ayrılan Popun Kralı Michael Jackson, çeşitli mimari tuhaflıkları barındıran Neverland'i de bırakmıştı.

Henüz bir çocukken yıldızlığa adım atmanın bir sonucu olan servetin tipik bir göstergesi olan Neverland’de 11 kilometrekarelik arazisinde bir hayvanat bahçesi, eğlence parkı ve Michael Jackson Müzesi’nin yanı sıra, bir dizi eğlence ve konaklama yapısı bulunuyordu. Tüm dünyanın Jackson için yas tuttuğu bu günlerde ise Neverland’in sahibi bir Sycamore Valley Ranch Company. Çiftlik, görünümüyle eski halinin soluk bir gölgesini hatırlatıyor.

Aslında çiftlikler, ABD’de tarihten bu yana genellikle sadece büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için ayrılan uçsuz bucaksız araziler olarak karşımıza çıkıyor. Bugün de hala bu amaçla kullanılmakta olan çiftlikler var ancak süper zenginler, çeşitli eğlence ögeleri barındıran hektarlarca büyüklükteki arsalarını tanımlamak için de bu sözcüğü benimsedi. Yönetmen George Lucas’ın Kaliforniya’daki Skywalker Çiftliği buna bir örnek. Lucas’ın çiftliğinde bir ahır, üzüm bağları, açık yüzme havuzu bulunan bir bahçe, spor salonu, tenis kortları, yapay bir göl ve birkaç sinema salonu bulunuyor. Skywalker Çiftliği’nin kendi itfaiye istasyonu bile var.
Neverland, Kaliforniya’nın Santa Barbara bölgesinde bulunan ve adını Peter Pan’in öyküsündeki, çocukların hiçbir zaman büyümediği hayalî adadan alan çiftlik, 1988’de kullanıma açıldığında içinde dönme dolap, atlıkarınca, kaydırak, hızlı tren ve çarpışan arabaların yer aldığı 16 eğlence parkı, çocukların hayallerini gerçeğe dönüştürmek için hazır bulunuyordu. Alana serpiştirilmiş yapıların mimarisi ise, New England Vernacular ve Queen Anne Stili’nin Disney yorumuyla hayata geçirilmiş bir versiyonunu yansıtıyordu.

2004 yılının başlarında yayınlanan bir haberde, Neverland Çiftliği’nin tahmini değeri söz konusu dönem için 120 milyon Dolar olarak belirtilmişti. Forbes dergisine göre ise, arazinin değeri bu meblağın çok daha üstünde olmalıydı. Ancak Jackson ailesine ait hatıralar Las Vegas’taki bir müzayedede satışa çıktığında, müzayede evi yetkilileri 1987 yılına ait 17 milyon Dolar’lık (2008 yılı için bu 30 milyon Dolar anlamına geliyor) bir satış sözleşmesi buldu.

Jackson, Neverland’den 2005 yılında ayrıldı ve birkaç kez yer değiştirdikten sonra Los Angeles’ta aylık kirası 67.500 Pound olan bir malikaneye yerleşti. Sanatçının yeni evi “The Bel Air”, 7 yatak odası, 13 banyosu, 12 şöminesi, savurganlıkla tasarlanmış iç mekanları ve klasik tarzdaki bahçeleriyle tam anlamıyla bir saray konforu sunuyordu.

Neverland Çiftliği’nin icra yoluyla kapatılma çalışmaları, 22 Ekim 2007’de başladı. Yaklaşık 25 milyon Dolar ödemesi için kendisine yapılan ihbara göre, Jackson’un 19 Mart 2009’da bu miktarı ödememesi halinde çiftlik, içindeki tüm bina ve teçhizatla birlikte satışa çıkarılacaktı. Bu süreç içinde Fortress Investment şirketiyle varılan anlaşma sayesinde arazi bir süre daha Jackson’ın mülkü olarak kalmaya devam etti. Mayıs 2008’de ise Neverland’in satılacağı açık arttırma, milyarder Tom Barrack’a ait Colony Capital LLC adlı yatırım şirketinin sağladığı kredi sayesinde iptal oldu.

2008’in sonuna doğru Jackson, arazi hisselerinin bir kısmını Sycamore Valley Ranch şirketine geçirdi. Çiftliğin yakınında oturanlar, bu işlemin hemen ardından arazide eğlence ekipmanlarının kaldırılması için yoğun bir çalışma başlatıldığını belirttiler. Jackson ise, kendisine yöneltilen çocuk tacizi suçlamaları için kanıt ararken evin altını üstüne getiren 70 polis memurunun yaptıklarından sonra Neverland’i artık evi olarak görmesinin imkansız olacağını söylemişti.

Neverland’in Tuhaf Kalıntıları

Jonathan Haeber, yazdığı bir yazısında mimarlık tarihine ilgi duyan biri olarak Neverland’i önceleri anlamlı bulmadığını, ancak bir gün tesadüfen çiftlikte fotoğraf çekme fırsatı bulduğunda bu düşüncesinin tamamen değiştiğini itiraf ediyor. Tatil için Ventura’ya doğru aracıyla yol alan Haeber, aklına takılan Michael Jackson şarkısının ardından terk edilmiş Neverland’i görme isteğinin giderek yoğunlaştığını anlatıyor. Neverland’in Jackson hakkında ne anlattığını öğrenme amacıyla çiftliğe yönelen Haeber, “Neverland neden ‘tarihi’ olmasın?” sorusunun onu çiftliğe götürdüğünü söylüyor.

Özel bir mülk olan Neverland’e girerek fotoğraf çekme isteğini bastırmaya çalışan, fakat buna engel olamayan Haeber, “Michael’ın dünyasını insanlarla paylaşmayı gerçekte ne kadar istediğini, ancak anlaşılmayınca bundan vazgeçtiğini düşünerek ve yaptığım şeyi onun da isteyeceğini düşünerek içimi rahatlatmaya çalışıyorum,” diyor. Çiftliğin fotoğraflarını gece çeken Haeber, bunun hayatı boyunca yaşadığı en gerçeküstü deneyimlerden biri olduğunu vurguluyor ve anlatıyor: “Otomobilimle ana giriş kapısının önünden geçerken, iyi aydınlatılmış bir kulübede oturan güvenlik görevlisini gördüm. Ancak Neverland, bu kapının yaklaşık 366 metre ilerisinde başlıyordu. Hızımı azaltmadan görevlinin önünden geçtim ve parkın doğusundaki otoparka doğru sürdüm. Buradan Neverland’e varmak için 1 kilometre boyunca vadilerin arasından yürümeliydim. Çok karanlık bir geceydi. Yanımda ekranı son seviyeye kadar karartılmış bir GPS cihazım vardı. Bir süre sonra kendimi, muhtemelen hayvan bakıcılarının kullandığı bir yolda, ardından da minyatür bir şehirde buldum. Hayvanat bahçesine gelmiştim.

Garip bir biçimde, içeri girdiğim anda şiddetli bir rüzgar esmeye başladı. Ağaçlar eğiliyor, dönme dolap gıcırdayarak dönüyor, halattan yapılan asma köprü sallanıp duruyordu. Dönme dolapların olduğu çadıra vardığımda ise rüzgar öylesine şiddetlenmişti ki, çadırın kanvas üst örtüsü yırtıldı. Tüm bu kargaşanın ortasında, sadece bronz çocuk heykelleri hareket etmiyordu. Mevcut şartlarla da birleşince, çocukların gülümsemeleri neredeyse acı görünüyordu. Heykeller benim için, Jackson’un ruh halini anlamak amacıyla takip ettiğim bir kanal oldu.”

Haber, Neverland’i yakın arkadaşlarıyla iki kez daha ziyaret ettiğini ve her seferinde yüzlerce fotoğraf çektiğini anlatıyor. Parkta dolaşmanın hem hoş, hem de acı verici bir yanı olduğunu söyleyen Haeber, çiftlik üzerinde dönen tüm tartışmalara ve alana hakim olan tasarımın kitschliğine rağmen hayatı boyunca hatırlayacağı anlar yaşadığını, ABD’nin durumunu kastederek kurduğu şu cümlelerle belirtiyor: “Neverland, beni savaşa, terörizme ve bombalı intihar eylemlerine batmış bir ülkenin alaycı ve yabancı düşmanı dünyasından uzaklaştırdı. Sadece birkaç gece oradaydım, ancak bu Michael’ın hissettiklerini, yani asil bir ruhun kısa sürecek rüyasının yolunda nasıl yürüdüğünü anlamamı sağladı. Huzur içinde uyu, Michael, hayalin yaşayacak.”

Etiketler

Bir yanıt yazın