Liminal Architecture ve WOHA’nın Ortak Tasarımı: Hedberg Sanat ve Performans Merkezi

Tazmanya’nın Hobart kentindeki Hedberg Sanat ve Performans Merkezi, tarihi tiyatro yapısını ve 1920’lerden kalan tarihi garaj yapısının kalıntılarını, çağdaş cam ve metal bloklardan oluşan bir yapı kümesine dahil ediyor.

Fotoğraflar: Natasha Mulhall

Hedberg, yeni performans ve sanat merkezi, adını alanda bulunan Hedberg Brothers Garaj binasından alıyor. Hedberg, yeni mekanlar, atölye alanları ve Tazmanya Üniversitesi Müzik Konservatuarı’na yeni bir yerleşke oluşturarak 180 yıllık Kraliyet Tiyatrosu’nu genişletiyor.

Yerel mimarlık ofisi Liminal Architecture ve Singapurlu WOHA, alanın tarihi dokusuna yanıt veren ve aynı zamanda şehir için çağdaş bir dönüm noktası yaratmayı amaçlayan tasarımlarıyla, 2013 yılında, yarışmayı kazanmıştı.

Hedberg Sanat ve Performans Merkezi, Kraliyet Tiyatrosu’na doğrudan bağlantı sağlayan tamamen erişilebilir olan camlı fuayenin yanı sıra, günümüzde idari ofislere ev sahipliği yapan Hedberg Brothers Garage yapısının orijinal cephe ve duvarlarını içeriyor.

Yeni formlar ve tiyatro perdelerinin açılma hareketini temsil eden, dikey yönlü, metal panellerin yer aldığı cephe tasarımı, görünür bir biçimde alandaki tarihi yapılara tezat oluşturuyor.

Liminal Architecture kurucu ortağı Peta Heffernan, bina dokusunun dışarıdan bakıldığında, geçmişin yorumlanabilir katmanlarını çağdaş bir bakış açısıyla bizlere sunduğunu söylüyor ve yapının hikaye anlatma potansiyelini vurguladığını belirtiyor.

WOHA’nın kurucu ortağı Richard Hassell, “Hedberg’in, şehrin tarihini ve mütevazı ölçekli yapılarını bastıran, devasa bir performans sanatları binasından çok, şehir bloğuna ait bir yapı kümesi gibi hissettirmesini istedik,” diye ekliyor.

Yapı bloklarının kümeli yerleşimi, farklı kotlarda çatı terasları oluşmasını sağlayarak şehrin her yerine çarpıcı manzaralar sunuyor. Hassell, tarihi yapı stratejisinin bir parçası olarak, tarihi binaların sıva, kumtaşı ve tuğlalarıyla uyumlu, modern malzemeler kullandıklarını söylüyor.

Sanat ve performans merkezinin güney köşesinde, caddenin üzerine doğru kutuyu andıran cam bir yapı yer alıyor. Bu cam yapı, Kraliyet Tiyatrosu’nun mevcut oditoryumu ile 350 kişilik yeni resital salonu arasında yer alıyor ve ziyaretçileri karşılayan üç katlı bir avlu yaratıyor. Orta alanı bitkilendirilmiş avlunun diğer tarafında stüdyo ve servis alanları yer alıyor ve ayrıca yine bu kısımda konservatuar öğrencilerinin prova odalarına ve stüdyolarına çıkan bir merdiven bulunuyor. Komplekste ayrıca resital salonları ve bir oditoryum yer alıyor.

Yapının iç mekan tasarımı, tarihi yapıların kalıntılarıyla iletişim kuruyor. Beton, ahşap ve çelik yüzeyler, eski garajın orijinal duvarlarına karşı duruyor. Prova odası, minimalist müzik notasyonu gibi görünen dokulu ahşap duvarlarla tamamlanıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın