Kirli Paranın Mimari Zevki

Uyuşturucu mafyasının mimari zevklerini merak ediyorsanız Meksika ve Afganistan'daki örnekleri sizin için derledik.

Öncelikle Meksika’daki kartellerin “narco-villa” olarak adlandırılan konutlarından başlayacak olursak… Dışarıya son derece kapalı ve korumalı olan, terkedilmiş villaları New York Times yazarlarından Damien Cave ziyaret etme fırsatı bulmuş. Cave, bizlere belki de sadece mafya filmlerinde gördüğümüz bir yaşam ve tasarım beğenisinin kapılarını aralıyor.

Adeta tüm zenginlik öğelerini birarada barındırma güdüsüyle yola çıkan uyuşturucu tacirlerinin evlerinde lüks en göze çarpan unsurlardan biri. Örneğin tuvaletler altın kaplama ya da koltuklar taht büyüklüğünde… “Narquitecture” veya “Narco Style” olarak adlandırılan bu şaşalı ifade tarzını Cave, “Real Housewives” dizisi ve “Scarface” filminin bir karışımı olarak görüyor.

“Bir mobilya mağazasına girdiğinizi ve size 15 oda için 60 saniyede seçim yapmanız gerektiğini söylediklerini düşünün. Bazı uyuşturucu tacirlerinin mobilyaları, kısa sürede seçim yaptıklarını gösteriyor. Hatta içeriye girip ‘Bana herşeyden bir tane ver’ demişler gibi…” diyen Cave girdiği evlerden birinde barok masalarla kompoze edilmiş minimalist, deri koltuklardan, oryantal kilimlere, hatta Picasso’nun “Guernica” tablosuna rastladığına değiniyor.

Bazı villalardaki Doğu esintileri de dikkatleri çekiyor. Buna en iyi örneklerden biri 1997 senesinde acemice yapılan bir estetik ameliyat sonrası ölen, jumbo jetlerle kokain ticareti yapmasıyla meşhur Amado Carrillo Fuentes’in konutu. Arap esintileriyle, kubbeli ve devasa villa, 1001 Gece Masalları Sarayı olarak da anılıyor. Meksika’da İslami referanslar zenginlik göstergesi olarak görülüyor. Meksika kültürünü inceleyen akademisyenler de kubbe ve kupola gibi mimari elemanların uyuşturucu ticaretinde, kişinin yerinin görsel ifadesi olduğunu söylüyorlar.

Yine de bu gösterişli ifade tarzı eskisi kadar kendini belli etmiyor. 80 ve 90’larda kale ve sarayvari yapılar rakipleri sindirmek için yapılmış olsa da, Meksika’da, Amerikan ve Meksika hükümetlerinin baskıları sonucu uyuşturucu ticareti yapanlar, kendini belli eden, şatafatlı yapılar yaptırmak yerine varolan, daha sade binaları tercih ediyorlar.

Meksika uyuşturucu dünyası gösterişli evlerinin yanı sıra ölüleri için de aynı anlayışta anıt mezarlar inşa ediyorlar. Culiacan’daki Sinaloa Kartel’inin tapınakvari mezarlıkları oldukça dikkat çekiyor. Çoğu anıt mezar 2 ya da 3 katlı, mermer kullanılarak adeta minyatür bir katedral olarak inşa edilmiş. Bir kısmı modern çizgiler taşısa da hemen hemen hepsinin üzerinde çan kulesine benzer bir eleman ve haç yer alıyor. Mezarlıkları kitsch olarak ifade etmek bile yanlış olabilir. Örneğin bir mezarlığı Sponge Bob Squarepants süslüyor. Ayrıca her yapının da sürekli ziyaret edildiği taze çiçekler ve dilek mumlarından anlaşılıyor. Bunun dışındaki en ilginç detaylardan biri de anıt mezarların içerisinde yatak odaları ve banyoların varlığı.

Natalia Almada’nın yönetmenliği yaptığı anıt mezarları konu alan filmin fragmanını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz:

Bu abartılı zevkin sadece Meksika’yla sınırlı olmadığını Afganistan, Kabil’deki uyuşturucu mafyasının konutlarında gözlemlemek mümkün. Sherpur semtindeki yapıları ziyaret etme fırsatı bulan Tom Freston “Çatıdan grotesk, gösterişli, cafcaflı, şeker renkli, neredeyse birbirinin üzerine oturmuş gibi duran karmakarışık konaklara bakıyorum. Gördüğüm manzara, çıldırmış bir fırıncının, beceriksizce yapılmış, kötü düğün pastaları ile kaplı vitrinini anımsatıyor. Gördüklerim Afganistan’ın yeni, alışılmadık seçkinlerinin güçlendirilmiş kaleleri. “Narco-Tecture” Antik Yunan’ın klasik tasarım öğelerini alarak Pakistan ve Meksika’dan dokunuşlar ile çılgınca karıştırıyor. Eskiden askeri üs olarak kullanılan Kabil’in bu banliyösünde kirli para, kötü zevk ile buluşuyor” sözleriyle konutların çok üsluplu ve karmaşık tasarımlarını betimliyor.

Semtte 75 kadar narco-villa bulunuyor. “Poppy Palaces” olarak da bilinen bu evlerin oda sayısı 50-60 civarında ve kiraları aylık 25.000 ile 100.000 Dolar arasında değişiyor. Bir tanesi içerisinde 50 arabalık bir otopark bile barındırıyor.

Büyük girişleri, geniş, büyük boşluklu koridorları bu yapıların en belirgin ortak özellikleri. İç mekanlarda ise ağırlıklı olarak mermer ve beton kullanılmış. Az miktarda ahşap kaplamaya da rastlamak mümkün. Aydınlatma için ise gösterişli avizeler ve armatürler kullanılmış. Üst katlarda büyük çoğunluğu banyosuz çok sayıda yatak odası yer alıyor. Gerçek eylemler ise bodrum katın derinliklerine saklanmış. Bazıları garip renklere sahip yüzme havuzu, geniş bar ve tam donanımlı spor salonuna sahipler. Freston, evlerden birinin tavanında kanca olan bir oda olduğunu, bunun ne olduğunu sorduğunda eskiden spor salonu olarak kullanıldığının söylendiğini belirtiyor. Kendisinin ise söylenenin aksine birini asmak için ne kadar uygun bir yer olduğunu düşündüğünü ifade ediyor. Bu yapılar hakkındaki en dikkat çekici şey ise bayağı ve ucuz detaylar; renkli Yunan kolonları, aynalı şömineler ve Alp manzaralı duvar resimleri.

Afganistan örneğinden yola çıkarak, aslında gösteriş merakının evrensel bir kendini kanıtlama ve ifade etme yöntemi olduğunu söylemek mümkün belki de. Freston’ın sözleri de bunu destekler nitelikte: “Mimaride, bir şehrin koruyucu bir kapsül içinde saklanmış tarihini bulabiliriz. Bu açıdan bakacak olursak “Narco-Villa”ların sayısındaki artışın, dünyanın en fakir ülkelerinden birinde nelerin yanlış gitmiş olabileceğini açığa vurur nitelikte olduğunu söyleyebiliriz. Normalde bölgenin geleneksel mimarisi son derece sade ve çevre ile uyumlu. Bu villalar ise tam aksi niteliklere sahip, tasarım ilkeleri gelenek yerine yabancı, filmlerde rastlanan abartı ve gösteriş üzerine kurulu. Bunun yanı sıra aslında bu evlerin inşa edilmesine yol açan dürtü de evrensel. Eğer aniden elinize ücretsiz toprak veya bol miktarda para geçerse ve çok arınmış bir kişiliğe sahip değilseniz, dünyanın neresinde olursanız olun genel dürtü gösterişli ve büyük olana yönelim şeklinde olur. Eminim ki her ülkede bunun farklı versiyonları bulunmaktadır.”

Etiketler

Bir yanıt yazın