Kentlerimizin, Meydanlarımızın, Parklarımızın ve Yaşam Alanlarımızın Talanına Karşı, Haziran Direnişinin Yıl Dönümünde MÜCADELEYE DEVAM!

TMMOB Şehir Plancıları Odası gezi yıldönümü ile ilgili basın açıklaması yayınladı.

Son dönemde kapitalizmin benimsediği büyüme modeli, kentlerde sınıfsal-toplumsal çelişkileri hızla arttırırken diğer yandan siyasi otoritenin muhalefet üzerindeki baskı ve denetimlerin artışına, çelişkilerin doruğa tırmandığı kentsel alanda kentli haklarının daraltılmasına neden olmuştur. “Muhafazakar” olduğunu iddia eden siyasi iktidar; sosyal adaleti sağlayan üretime dayalı bir ekonomik büyüme yerine, her türlü tarihi, doğal, kültürel miras alanını ticarileştirmekte, kamusal alanları satışa çıkartmakta, iş cinayetlerini emekçilerin kaderiymiş gibi göstermekte ve emekçilerin mücadeleleri ile bugüne kadar kazanılmış sosyal hakları yok eden bir ekonomik büyüme modelini uygulamaktadır.

Siyasi iktidarın kullandığı dil, benimsediği baskıcı tutum, politikalarını eleştirenleri ötekileştirmekte ve toplumsal varoluş zeminini çözmektedir. Kentsel yaşamın doğasına aykırı olarak tek bir makbul yaşam biçimi varmış gibi iktidarın biçimlendirdiği model topluma dayatılmak istenmektedir.

Bu nedenlerle neoliberal siyasetin en fazla yoğunlaştığı kentsel ortak alanların ve kentsel hakların savunulması toplumun her kesimi açısından kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. 31 Mayıs 2013 tarihinde başlayan aşağıdan gelen kentsel direniş dalgaları ve hareketleri ortak mücadele/yaşam alanı ve yeni toplumsal mücadele biçimlerini yaratmıştır. Yani Gezi direnişi ile başlayan ve oradan dalga dalga tüm yurda yayılan kentsel savunmalar, iktidarın, insanı, onun yaşamını ve doğasını yok eden, kentsel haklarını hiçe sayan tutumuna karşı bir tepki olarak oluşmuş son derece barışçıl, toplumsal bir reflekstir.

Ancak siyasi iktidar, halkın bu dersini iyi okuyamamış tüm güçleriyle kitlelerin bu yeni kentsel ortak mücadele/direniş/dayanışma alan ve ilişki biçimlerini pervasızca bastırmaya, çözmeye ve ortadan kaldırmaya odaklanmıştır. Kamusal alanları ranta teslim etmekte tereddüt etmeyen iktidar, demokratik bir toplumun gereği olan şeffaflık, katılımcılık, dayanışma ve uzlaşma kültüründen de ne kadar uzak olduğunu ortaya koymuştur.

Toplumsal talepleri dinlemek, çelişkileri çözmek yerine halkına parklarını, meydanlarını yasaklayan, barışçıl talepleri şiddetle karşılayan bir anlayış, ancak faşist bir yönetimin uzantısıdır. Aynı anlayış biri çocuk yaşta 12 yurttaşımızın ölümüne, birçok yurttaşımızın da yaralanmasına sebep olmuştur. İktidar, Gezi Parkı eylemleri sürecinde ve sonrasında, gözaltına alma, kovuşturma, tutuklama ve yargılama süreçlerini bir baskı aracı haline dönüştürmüştür.

Tarihsel-kolektif mücadele birikiminin yoğunlaştığı, ortak belleğimizde yer alan tüm kamusal alanlar birer birer halkımıza kapatılmaktadır. Ankara’da Güvenpark, İstanbul’da AKM polis otobüsleri ve birliklerinin sürekli işgal ettiği bir alan haline gelmiştir. 2014 1 Mayıs’ında Taksim bir kez daha emekçilere yasaklanmış, çevresinde yaşanan en ufak hareketlenmelerde bile Gezi Parkı kapatılmış ve meydanların/açık alanların kamusal niteliği yok edilerek kentler yarı açık hapishaneye dönüştürülmüştür..

Bir yanda kentler; AVM’ler, otoyollar, köprüler, rezidanslarla sermaye birikiminin metası haline dönüştürülürken diğer yandan kentler kimliklerini yitirmekte, aynılaşmakta ve toplumun ortak hafızası yok edilmektedir. Mücadele ve emek meydanları halkımıza kapatılmakta, İstanbul’da Kuzey Ormanları, Ankara’da AOÇ, İzmir’de İnciraltı, Diyarbakır’da Hevsel Bahçeleri gibi sadece günümüzün değil gelecek kuşaklarında ortak mirası olan kamusal alanların bütünselliği yok edilmekte ve kentlerimiz kapitalist sermayeye pazarlanmaktadır.

Gezi Parkında “birkaç ağaç” ile başlayan büyük direnişe neden olan sorunlar geçen bir yıl içerisinde çözümlenmediği gibi mevcut sorunlara yenilerinin eklenmesi süreci devam etmiştir.

O gün ne dediysek bugün de aynısını söylüyoruz:

“BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM”

Basına ve Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Yönetim Kurulu

Etiketler

Bir yanıt yazın