Wingårdhs'ın tasarladığı ahşap gökdelen Fyrtornet, şehrin siluetine çarpıcı bir katkı sağlıyor.
Karşı kıyıdan ülkeye gelen yolcuları karşılayan ilk simgesel yapı olan bu kırmızı ahşap kule İskandinavya’nın en yüksek ahşap yapısı ünvanını taşıyor.
Zemin kat, Malmölüler için bir kamusal bir alan olarak hizmet veriyor. İkinci katta meydana bakan okuma odalarıyla donatılmış bir semt kütüphanesi, akşam saatlerine kadar açık kalarak dinlenme ve düşünme alanları bulunuyor. Üst katlarda, sıcak ahşap iç mekanlara sahip ofis alanları yer alıyor. Bu katlar, üç kat yüksekliğinde, camla çevrili teraslarla doğal ışık ve hava akışını içeri alacak şekilde tasarlanmış. En üst katta ise, Öresund Boğazı’nın geniş manzaralarına açılan ortak bir çatı bahçesi bulunuyor.
Yapı, sürdürülebilirliği her yönüyle merkeze alan bir yapı olarak tasarlanmış. Yapısal ahşap iskeletinden sedir kaplama cephesine kadar, karbon ayak izini en aza indiren bir tasarım anlayışı benimsenmiş. Bina, İskandinavya’nın tamamen ahşaptan inşa edilmiş en yüksek ofis yapısı olma özelliğini taşıyor. Cam cephelere entegre edilen güneş panelleri ve jeotermal enerji sistemi, verimliliği artırarak kaynakları bilinçli kullanan bir tasarımı destekliyor.
Fyrtornet, yalnızca bir yapıdan öte, Embassy of Sharing bölgesinin önemli bir unsuru ve bir buluşma noktası. Kamusal ve ticari alanlar ile semt kütüphanesiyle iç içe geçerek farklı grupların bir araya gelmesini teşvik edip ve kentsel yaşamı zenginleştiriyor.
Geri çekilmiş girintili ve çıkıntılı çatı, korunaklı bir kent mekânı yaratarak insanları bir araya gelmeye davet ediyor. Yapının iki cephesi kırmızı sedir kaplama, diğer iki cephesi ise şehri yansıtan çift camlı perde duvarlardan oluşuyor.