Hazine arazisi “kontrolör”süz kaldı!

Hazine arazilerinin tahsisi, kamulaştırılması ve kıymet takdirini yapan Milli Emlak Kontrolörleri ile kamu kurumlarının harcamalarını denetleyen Muhasebat Kontrolör'leri tenzil-i rütbeyle memur kadrosuna çekiliyor.

Yeni duruma göre daha önce bağımsız rapor yazabilen kontrolörler merkezde müdürlerin, taşrada ise şeflerin altında çalışacak.

Hazine arazileri ve kamu harcamalarını denetleyen birimlerin kaldılmasına dönük hazırlık, Maliye Bakanlığı’nı karıştırdı. Hazine arazileriyle ilgili her türlü denetimden sorumlu Milli Emlak Kontrolörleri ile kamu kurumlarının harcamalarını denetleyen Muhasebat Kontrolörleri “ayağa kalktı”. Maliye’de, 800’e yakın Milli Emlak ve Muhasebat denetim elemanının tenzil-i rütbeyle ‘uzman’ adı altında memur kadrosuna alınacağı ve kurullarının da kapatılacağı haberi bomba gibi düştü. Bununla ilgili olarak Hükümet tarafından Kanun Hükmünde Kararname hazırlandığı duyulunca kontrolörler, gazetelere verdikleri ilanlarla Başbakan’a açık mektup yazdılar.

Bir süre önce Maliye Teftiş, Hesap Uzmanları, Gelirler Kontrolörleri ve Vergi denetmenleri birleştirilmiş ancak tamamı “müfettiş” olarak devam etmiş, böylece denetimin bağımsız hali korunmuştu. Ancak Milli Emlak ve Muhasebat kontrolörlerinin, ‘uzman’ adı altında merkezde müdürlerin, taşrada şeflerin altında çalışan memurlar haline getirilmesi, bu iki kritik alanda bağımsız denetimin de kaldırılması anlamına geliyor.

Milli Emlak Kontrolörleri geçtiğimiz yıl 2/B çalışmaları kapsamında 779.1 milyon m2 yüzölçümlü 150 bin taşınmazın kıymet takdirini yaptı. Hazine arazilerinin tahsisi, değer biçilmesi gibi konularda yaşanan hukuki ihtilafların çözümünde kritik önem taşıyan Milli Emlak Kontrolörleri, Maliye’nin satışa çıkardığı alanlarla ilgili değerleme kararlarını da verdi. Muhasebat kontrolörleri ise, devletin sağlık ödeme sisteminin kurulmasını sağlayan ve kamuoyunda çok konuşulan hastane ve özel sağlık kuruluşlarında yaptığı denetimlerle kamu zararını ortaya çıkarmıştı.

Kanun hükmünde kararname
Milli Emlak ve Muhasebat kontrolörleri, gelişmeyle ilgili tepkileri ile taleplerini Başbakan’a hitaben yazdıkları açık mektupla gazetelerde ilanlarla açıkladı. Açık mektupta kontrolörler şöyle dedi:

“Sayın Başbakan’ım, Muhasebat ve Milli Emlak Kontrolörleri KPSS A grubunda yüksek puan alan adaylar arasından bakanlıkça yapılan sınavla mesleğe stajyer olarak alınmakta, 3 yıllık yetişme süresi sonunda yapılan yeterlilik sınavında başarılı olanlar kontrolörlüğe alınmaktadır. Muhasebat ve Milli Emlak Kontrolörleri asli görevleri dışında bilgi birikimi ve tecrübelerini Danıştay, Sayıştay ve Üst Kurul Üyesi, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı ve Daire Başkanı olarak kamunun hizmetine sunmaktadır. Ancak, Muhasebat ve Milli Emlak Kontrolörlerinin tenzili rütbeye uğratılarak, mesleğe giriş, yetişme, statü ve kariyer imkanları bakımından tamamen farklı olan ‘uzman’larla birleştirilmesi yönünde bir KHK hazırlığı yapıldığı duyumları alınmıştır. Adalete, hakkaniyete, hizmetin gereklerine, hükümet politika ve uygulamaları ile hukukun temel ilkelerine açıkça aykırı olan böyle bir düzenlemenin başta Yüce Makamlarınız ve Sayın Maliye Bakanımız olmak üzere siyasi irade tarafından kabul görmeyeceğine inancımız tamdır.”

Kontrolörler taleplerini de şöyle anlattılar:

“Belirtilen nedenlerle:

* Diğer bakanlıklarda olduğu gibi, Maliye Bakanlığı bünyesinde bir “Rehberlik ve Denetim Birimi” kullanılarak kontrolörlerin bu yapıda veya Vergi Denetim Kurulu’nda ayrı bir “Grup Başkanlığı” oluşturularak burada görevlendirilmelerinin

* Ya da, harcama ve muhasebe denetimi ile kamu malları denetimi alanında uzmanlaşmış kontrolörlerin Sayıştay Başkanlığı’nda “Denetçi” olarak değerlendirilmelerinin uygun olacağı düşünülmektedir. Durum, yüce makamlarının bilgi ve takdirlerine saygıyla arz olunur.”

2/B’yi hazırlayan ekip
Hazine arazileri ve kamu harcamaları başta olmak üzere kritik alanlarda ‘bağımsız denetim’ yetkisini kullanan Milli Emlak Kontrolörleri ve Muhasebat Kontrolörleri, yeni durumun hayata geçmesi halinde ‘bağımsız denetimin’ ortadan kaldırılacağını savunuyorlar. Denetim birimlerinin ortadan kaldırılması ve uzman kadrolarıyla birleştirilmeleri halinde, 800’e yakın bağımsız denetim yetkisine sahip kontrolör, merkezde müdürlerin, taşra teşkilatında ise şeflerin altında çalışan memurlar haline gelecek. Hazine taşınmazlarıyla ilgili kritik görevler üstlenen kontrolörlerin sadece 2010 yılı içerinde 2 milyar TL’lik gayrimenkul değerleme raporu yazdığı belirtiliyor. Aynı şekilde sadece 2010 yılında 2/B çalışmaları kapsamında 779.1 milyon m2 yüzölçümlü 150 bin taşınmazın kıymet tadrini aynı kontrolörler yapmıştı. Muhasebat kontrolörleri ise, bir çok kamu kurumunda ortaya çıkan kamu zararını tespit etmiş, özellikle sağlık kuruluşlarında yaşanan zararları ortaya çıkarmıştı. Devletin sağlık ödeme sisteminin kurulmasını sağlayan ve kamuoyunda çok konuşulan hastane ve özel sağlık kuruluşlarında yaptığı denetimlerle sağlık sistemi yeniden ele alınmıştı.

Hazine’ye ait taşınmazların büyüklüğü 204 milyar metrekare
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü verilerine göre Hazineye ait taşınmazların büyüklüğü 204 milyar 212 milyon 86 bin 969 metrekare. Devlete ait 118 bin bina, 404 bin de arsa var. Bağ-bahçe sayısı 220 bin 209, tarla sayısı 1 milyon 360 bin 786, orman adedi 375 bin 387, otlak ve meraların yeraldığı orta malların sayısı 88 bin 655, su alanları 195 bin 284, maden-ocak alanı bin 309, deniz dolgu alanı 609, tarih-kültür alanı da 3 bin 857 olarak envanter çıkarıldı. Devletin en fazla taşınmazının olduğu iller Konya, Sivas, Mersin, Balıkesir ve Antalya olarak sıralanıyor.

Konya’da 146 bin 975 olarak tespit edilen devlete ait taşınmaz sayısı, Sivas’ta 119 bin 902, Mersin’de 114 bin 608, Balıkesir’de 102 bin 72, Antalya’da ise 100 bin 238 olarak kayıtlarda yer alıyor. Hazine taşınmazlarının kapladıkları alan bakımından ise Karabük ilk sıraya çıkıyor. Karabük’te il yüzölçümünün yüzde 67.39’unu devlete ait taşınmazlar meydana getirirken, söz konusu oran, Balıkesir’de yüzde 52.81, Kastamonu’da yüzde 48.55, Adana’da da yüzde 46.88 olarak ölçülüyor.

Rakamlar, İstanbul’un da yüzde 43.14’ünün mülkiyet bakımından devletin tasarrufu altında olduğunu ortaya koyuyor. Faaliyet Raporunda, Hazine taşınmazlarının en az olduğu il ise Kilis şeklinde belirleniyor. Kilis’te il yüzölçümünün sadece yüzde 1.02’sini oluşturan 4 bin 837 Hazine taşınmazı bulunuyor. Onu yüzölçümünün yüzde 2.59’u Hazine taşınmazlarından oluşan Hakkari, yüzde 4.18’le Van, yüzde 4.83’le Diyarbakır, yüzde 6.66 ile Aksaray izliyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın