“Gölyazı Kurtulur mu?”

14 Mart 2016'da Mimarlıkta Demokratik Açılım Platformu'nun sitesinde yayınlanan, Bursa iline bağlı Gölyazı ile ilgili "Gölyazı Kurtulur mu?"başlıklı görüş yazısını sizinle paylaşıyoruz.

Gölyazı, son yıllarda coğrafi özellikleri, köy dokusu ile dikkati çeken yerleşimlerden biri. Hatta yaklaşık beş yıldır burada çekilen yerli dizilerle meşhur olmaya başladığı da söyleniyor. Hava güzelse özellikle bu şirin adaya otobüslerle turlar düzenlendiğini, arabalarıyla burada günü birlik vakit geçirmeye gelenlerin uzun kuyruklar oluşturduğu yeni bir Gölyazı var artık.

Bursa- İzmir karayolunda Uluabat gölü (Apollont gölü) kıyısında küçük bir yarımadada kurulmuştur. Bugünkü adıyla Gölyazı târihi, Roma dönemine kadar gider. Roma döneminden kalanları, evlerin temel taşlarında şu anda görmek mümkündür. Târihî ve coğrafî orijinal özellikler taşır. Apollon Krallığı’nın merkezi olarak bilinir. Döneminde bir süre Adramytteion (Edremit)’na, bir süre de Kizikos (Edincik)’a bağlı kalmıştır. İmparator Hadrianus (M.S. 117-138) ‘un Bitinya gezisi sırasında kente uğradığı, kentin kapısındaki adına konulmuş onur yazısından anlaşılmaktadır.

EFSANE DİYOR Kİ…

Efsaneye göre yıllar önce Odryes Çayı Bandırma’dan denize dökülürmüş. Bu çayın bulunduğu yerde Melde Krallığı, bugünkü Ulubat Gölü’nün bulunduğu yerde Apollonia Krallığı varmış. Melde Kralı bir gün Apollonia Kralı‘nın kızını oğluna ister. Ancak Apollonia Kralı’nın kızı bu evliliğe razı değildir.

Apollonia Kralı da kızını korumak için bir tepe üzerine saray yaptırır ve kızını buraya saklar. Bu duruma çok kızan Melde Kralı intikam ateşi ile yanıp tutuşur. Odryes Çayı’nın yolunu değiştirerek tüm Apollonia’nın sular altın kalmasına neden olur. Prensesin kaldığı saray da sularla çevrili bir ada olarak kalır. Efsaneye göre bugünkü Ulubat Gölü böyle oluşur.


Efsanelere konu olan Apollonia’nın merkezi olarak bilinen Ulubat Gölü kenarındaki bu küçük yarımada 250 yıllık Rum Evleri, 700 yılı aşkın Ağlayan Çınarı, eşsiz coğrafi yapısı ve kuş cenneti olma özelliği ile Gölyazı, bugün Bursa’nın Nilüfer İlçesi’nde yer alan ve konuklarını bekleyen yeni bir kültür-turizm merkezi olma niteliğindedir.

GÖLYAZI GERÇEKLERİ

Gölyazı Avrupa’da tarihi özellikleriyle beraber korunmuş köy-kasabalara bir çok yönüyle benziyor. Tamamen bu olanaklara sahip eşsiz bir yer aslında. Bizans’tan kalan eski bir yerleşim yeri ve o kadar ölçekli bir büyüklükte ki toplam bir saat içinde yürüyerek her noktasına girilip çıkılabilir.


Tarihi Bizans surlarının üzerindeki niteliksiz yapılar

Ancak bu adaya deniz üzerindeki köprüden yaklaşmaya başladığınız andan itibaren tarihi güzelliğinden neredeyse hiçbir şey bırakılmayan, onlar da nasıl ayakta kalabilmişlerse toplam bir elin parmakları kadar kalan eski evin dışında kültürel varlığın tümüyle silindiği bir ortama hayretle giriyorsunuz. Bizans döneminden kalan kentin girişindeki kule parçası, kapı ve yeni apartmanların temel olarak kullandığı eski Bizans beden duvar parçalarını da görmeseniz eskiye dair bir bağlantı kurmanız imkansız.


Birbirinden niteliksiz, hiçbir kurala uyulmadan konumlanmış kıyı apartmanları

Gölyazı’da göze çarpan bir olumsuzluk da, her şeyin çok düzensiz oluşu, bahçelerin depo gibi kullanılması, yol kenarlarının bozuk ve yürüyen insanlara karmaşık, kirli, çöplü bir panorama sunulması turizmde iddia taşıyacak bir yer için temel bir problem sayılmalıdır. Çevreye dikkat hem belediyenin hem de burada yaşayan insanların ortak kültürü olmalıdır.

Türkiye’de imar mevzuatı ve onun uygulamasının bir felaket olduğu bilinmeyen bir gerçek değil. Dolayısıyla “şaşıramıyoruz” bu uygulamaları gördüğümüzde. Göle sıfır dört beş katlı niteliksiz apartmanlar, hiçbir özelliği bulunmayan ucuz, tasarım hizmeti aldığı şüpheli binalar adayı kaplamış durumda.

Ülke gerçekleri bilinmesine rağmen yine de böyle bir coğrafyada kim bunların yapımına izin vermiş, kim birçoğu kaçak olduğu hemen anlaşılan bina bozuntularına göz yummuş demekten de kendinizi alamıyorsunuz. Acaba nasıl, ne yolla  ’toplum- kamu kurumları’  işbirliği ile bu felaket görüntü ortaya çıkarılmış, hangi süreçlerle adım adım bu kolektif suç işlenmiş; kanımızca incelenmeye değer.

Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın