“Estetiği koruma kaygımız rant baskısı altında”

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin sadece depreme dayanıklı değil, hayatın diğer ihtiyaçlarına cevap veren, estetiğe dayanan kentleşmeyi konuşmaya başladığını söyledi.

Özellikle kent merkezlerinde rant kavgası çıkmaya başladığını belirten Bakan Günay, ;”Bizim estetiği koruma, tarihsel dokuyu ve geleceği koruma konusundaki kaygılarımız bazen ciddi rant baskısı altına girmeye başladı. Bu konuda tavizkar olmamamız lazım. Bugün bir küçük gruba verdiğimiz taviz gelecek yıllarda toplumun gelecekte yaşayacak kuşaklarına karşı büyük haksızlık olur” dedi.

Ankara’dan sabah uçakla Trabzon’a gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi’nde düzenlenen Sağlıklı Kentler Birliği 16’ncı Olağan Meclis Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Günay, Doğu Karadeniz’in yeşili ve yaylalarının yanı sıra inanç turizminde de önemli bir ivme kazandığını vurguladı. Trabzon’un, Türkiye turizmi için de özel destinasyon olarak öne çıkmaya başladını kaydeden Bakan Günay, şunları kaydetti:

“Türkiye, dünya turizminde ilk 10 ülke içindeydi birkaç yıldan beri. Bu yıl 7’nci sıradan 6’ncı sıraya yükseldik gelen turist sayısıyla 31 milyonun üzerine çıktık ve İngiltere’yi geçtik. Gelir itibariyle de dünyanın ilk 10 ülkesinin arasındayız. Büyük ölçüde güneye yığılmış turizm yapıyoruz. Şimdi turizmi çeşitlendirerek Anadolu’nun içine yaymayı hedefliyoruz. Türkiye’de maviyi kattığımız gibi yeşili ve doğayı, doğa aktivitelerini de turizme katmamız gerekiyor. Sağlık turizmi üzerinden yeni alan geliştirmemiz gerek. Yaşlanan Avrupa için Türkiye hem sağlık imkanlarının kalitesi hem de rakamların biraz daha tasarruflu olmasıyla son derece önemli. İnanç, kongre, kış, golf ve gastronomi turizmini sunumumuz içine katmamız gerekiyor.”

YEŞİL YILDIZ UYGULAMASI
Turizmde ana amacın maviyi kirletmeden ve yeşili yok etmeden turizm yapabilmek olduğunu vurgulayan Bakan Günay, “Türkiye de başka bazı Avrupa ülkeleri de turizmde hızlı sıçrama gerçekleştirdiler ama hızlı bir betonlaşma yaşandı. Bizim ülkemizde de kısmen yaşandı. İspanya gibi Avrupa ülkelerinde de betonlaşma yaşandı. Yeni konsept, yeşili, maviyi koruyan, mavinin her yıl daha da temizlenmesini, yeşilin çoğalmasını sağlayan turizm anlayışı” diye konuştu. Günay, son birkaç yıldır Yeşil Yıldız uygulaması başlattıklarını da ifade ederek şunları kaydetti:

“Son birkaç yıldır Türkiye’de olmayan yeni yıldızlama türü başlattık. Çevreye duyarlı tesislere, enerjiyi, suyu dikkatli kullanan, tarihi, doğayı özenle koruyan tesislere belli standartları gerçekleştirmeleri halinde, yeşil yıldız veriyoruz. Yani aldıkları 4 veya 5 yıldızın yanında yeşille donatılmış olmasını, çevre duyarlılığıyla bezenmiş olmasını sağlıyoruz.”

ESTETİĞİ KORUMA KAYGISINA RANT BASKISI
Bakan Günay, Türkiye’nin doğası zengin, geçmişte mütevazı, kendi içinde mantığı anlaşılabilir ve yaşanabilir kentlere sahip bir ülke olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Osmanlı, Selçuklu mimarisi örnekleri var. Daha geriye gidersek 2 bin yıl önce Anadolu’daki Roma şehirlerine baktığınızda altyapıları var, su dağıtım sistemleri var. Ama 2 bin yıl sonra kurulan şehirlerimizde ne altyapı var, ne su dağılma şebekesi, ne kent meydanı var. Ne ucu meydana veya denize açılan yol, sokak, cadde var. Biz 50 yıl kadar önce kentleşme konusunda çok yanlışlara gittik. Yapı malzemesinin kolaylaşmasından sonra kolaycı ve plansız kentler kurmaya başlamışız. Betonlaşma, briketleşme, plansız, türedi kentler oluşmasına yol açmış. Tarihsel dokuları bozmuşuz, estetikten yoksun kentler kurmaya başlamışız. Şimdi bundan dönmeye çalışıyoruz. Sadece statiğe dayanan değil, sadece depreme dayanıklı değil, hayatın diğer ihtiyaçlarına cevap veren, estetiğe dayanan kentleşmeyi konuşmaya başladık. Ama bu kez bazı özellikli kent merkezlerimizde de rant kavgası çıkmaya başladı. Bizim estetiği koruma, tarihsel dokuyu ve geleceği koruma konusundaki kaygılarımız bazen ciddi rant baskısı altına girmeye başladı. Bakanlıklar ve belediyelerde bu konuda nelerle karşı karşıya kaldığımızı biliyorsunuz. Ama bizim bu konuda tavizkar olmamamız lazım. Bugün bir küçük gruba verdiğimiz taviz gelecek yıllarda toplumun gelecekteki ;kuşaklarına karşı büyük haksızlık olur. Dünyanın en güzel en tarihsel topraklarındaki geçen 50 yılda yapılan şehircilik hatalarından hızla dönmemiz ve kentlerimizi yaşanabilir hale dönüştürmemiz gerekir.”

EGE VE AKDENİZ’DE BİR TEK BALKONDA ÇİÇEK YOK
Kentleri yaşanabilir hale getirmek için orada yaşayan insanların da çaba sarf etmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Günay, “Ege’nin karşı yakasına geçiyorsunuz balkonlarda çiçekler var. Teraslarda park oluşturmaya başlamışlar. 100 kilometre gidiyorsunuz yolun kıyısına insan eli dokunmuş. Bunu fark ediyorsunuz. Çalı çırpı toparlanmış, ağaç dipleri temizlenmiş. Ege’de Akdeniz’deki bizim kasabalara dönüp bakıyorsunuz, bir tek balkonda çiçek yok, bir meydanda beceriyle, ustalıkla ortaya konulmuş bir peyzaj anlayışı yok. Bunları yapmaya çalışıyoruz ama çok geriden ;geliyoruz” ifadesini kullandı.

OTELİN ARKASINDAKİ SOKAKLAR DA ÖNEMLİ
Her yıl dünyanın en iyi 100 otelinden en az 20-25’inin Türkiye’den seçildiğini de hatırlatan Bakan Günay, şunları söyledi:

“Şimdi yeni bir sınıflandırma yapmaya çalışıyorlar. ‘Her ülkeden 10 otelden fazla seçilmesin’ diyorlar. Çünkü 20-25’i Türkiye’den seçiliyor. Ama otelin dışına çıktığımız zaman, otelin arkasındaki sokak ve kasabalara girdiğimiz zaman ne yazık ki sunabileceğimiz çok fazla bir şey yok. Ama istiyorum ki şık bir lokanta, şık bir kahvehane, tertemiz, taklit Çin, İtalyan yemeği satan değil, Türk, Osmanlı, Karadeniz, Ege, Bursa mutfağı sunabilen güzel lokantalarımız, son derece şık düzenlenmiş, mütevazı ama şık vitrinlerimiz, balkonlarından çiçekler sarkan temiz perdeli evlerimiz olabilsin. Bizim geleneğimizde vardı böyle şeyler. 50 yıl öncesinin kasabalarına baktığınızda nezahetle, zerafetle iç içe, aslan yatağından belli olur misali çevresini temiz tutan kent yaşamımız vardı.”

Göç sürecinin iyi yönetilemediğine dikkat çeken Günay, “Göç süreci ve göç sürecini yönetemememiz, kentlerin rant merkezine dönüşmesi bizi ciddi biçimde tahrip etti. Bu sorunu halletmemizle gelen yabancıların kent içinde dolaşmasıyla turizm gelirlerimiz artacaktır” dedi.

FOTOĞRAF ESPRİSİ
Toplantının ardından Boztepe semtindeki Kızlar Manastırı’nda incelemelerde bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, çan kulesinin önünde basın mensuplarına poz verirken, “Şimdi yazarsınız altına, önce kiliseye geldi, sonra camiye gitti diye” şeklinde espri yaptı. Günay, daha sonra Zağnos Vadisi kentsel dönüşüm projesinde incelemelerde bulundu, tarihi Ortahisar Mahallesi’ndeki Kanuni evini ziyaret etti. Günay, Ortahisar Camisi’nde de cuma namazı kıldı.

MUHTEŞEM YÜZYIL YORUMU
Cami çıkışında Kanuni Sultan Süleyman Heykeli’nin önünden geçen Bakan Günay’a gazeteciler, ‘Muhteşem Yüzyıl dizisini nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusunu yöneltti. Bakan Günay, “En azından insanların tarihe merakı arttı o dizi sayesinde. Tarihi kitaplara olan merak arttı. Kitap okuma çoğaldı. Kanuni Sultan Süleyman, Hürrem hakkında birçok kitap çıktı. Başka dizilere ve yeni filmlere vesile oldu. Siz bir şey yaparsınız başkaları daha iyisini yapmaya çalışır. Böylelikle iyi, kötü, güzel, çirkin şeklinde birbirini takip eder” diye konuştu. Günay, ‘Diziyi izliyor musunuz?’ sorusuna ise “Fırsat buldukça izlemeye çalışıyorum ama hiç soruyor musunuz, ‘Eve gidebiliyor musun?’ diye. Fırsat buldukça izliyorum tabii” yanıtını verdi.

Günay, ‘Trabzon’daki Ayasofya Müzesi’nin ibadete açılması konusunda istek ve tartışmalar var’ diyen bir gazetecinin bu konudaki ;sorusunu yanıtlarken de, “Öyle bir tartışma mı var? Ben hiç duymadım. Ülkemizde çok güzel camiler var zaten” ifadesini kullandı.

Etiketler

Bir yanıt yazın