Emre Arolat Londra Mimarlık Festivali’nde “İstanbul Londralaşıyor mu?” diye sordu

Emre Arolat, dünyanın en önemli mimarlık etkinliklerinden olan London Festival of Architecture kapsamında, 6 Temmuz Cuma günü The Hub: King's Cross'da "Is Istanbul On The Way of Londonisation?" başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü WAF (World Architectural Forum) Başkanı ve Ağa Han Komitesi eski Başkanı Prof.Dr. Suha Özkan’ın üstlendiği etkinlikte Emre Arolat, İstanbul’un güncel muhafazakar-neoliberal politikalar altındaki hızlı kentsel gelişimi ile Londra’nın 80’li yıllarda geçirdiği dönüşümü karşılaştırarak, İstanbul’un bugün içinde bulunduğu süreçte mimarlığın rolünün ne olduğu hakkında konuştu. Arolat, söz konusu dönemlerde iki kentte de yerel yönetimlerin merkezi yönetimlere karşı ikincil konumda kaldıklarını ve bu durumun yabancı sermayeyi içermeye çalışan politikalarla birleştiğinde sosyal dengesizlikleri arttırdığını belirtti. Öte yandan, İstanbul’un henüz kentsel gelişimini tamamlamadığını, İstanbul ve Türkiye’nin bir çok kentindeki kentsel dönüşüm süreçlerinde ürettiği tek tip konutlarla dikkat çeken TOKİ’nin, niceliksel olarak başarılı olsa da ürettiği konutların tasarım kararları ve yer ile ilişkisi yönünden pek çok probleme sahip olduğunu söyledi. Sayıları giderek artan alışveriş merkezlerini ise bundan 50 yıl sonra Boğaziçi Köprüsü ve hatta Ayasofya’nın bile AVM olabileceğini kinayeli bir şekilde anlatan imajlar ile eleştirdi.

Dünyaca ünlü mimarlık kuramcısı Profesör Charles Jencks ise kentleşmenin İstanbul’a somut kazançlar getirdiğini ve İstanbul’un bir “zaman kenti”ne dönüştüğünü söyledi. İstanbul’un 10 bin yıllık bir tarihe sahip olması bağlamında, Roma’dan daha büyük bir kent olduğunu vurgulayarak Arolat’ın düşüncelerini büyük ölçüde paylaştığını ifade etti.

Profesör Suha Özkan, İstanbul’un diğer kentlerin yaptıkları hataları tekrarlamaması, limanın ve sanayinin şehrin merkezinden diğer uçlara kaydırılması ve kentin 21.yüzyıla uygun bir hale getirilmesinin doğru olacağını vurguladı. İstanbul’un Londra’dan öğrenecek çok şeyi olduğunu ve kentin önemli bir kültür ve sanat merkezi haline getirilmesi gerektiğini belirtti.

Architectural Review ve Architects’ Journal’da editöryel yöneticilik yapan Paul Finch, RIBA Journal editörü Hugh Pearman, The Architectural Review editörü Catherine Slessor, yazar ve gazeteci Andrew Finkel, Royal Institute of British Architects, The Royal College of Art, University College London/Bartlett School of Architecture, University of Bath, London Southbank University, Pratt Institute gibi kurumların temsilcileri ile CNN ve Doğan Haber Ajansı gibi yayın organlarından gelen gazeteciler, Türk Büyükelçiliği Ticari Ateşesi Yüksel Akça; Foster & Partners Mimarlık, Alison Brooks Architecturue, Hopkins Architecture, Panter Hudspith Architects, Stratton & Reekie ve Holder Mathias Architects gibi firmalardan yetkililerin de katılımıyla devam eden soru-cevap bölümünde ise, İstanbul’daki artan nüfusun kentin değişimi ve dönüşümünde büyük sorun teşkil ettiğine değinildi.

Architectural Review ve Architects’ Journal’da editöryel yöneticilik yapan Paul Finch, The Architectural Review editörü Catherine Slessor, RIBA Journal editörü Hugh Pearman yazar ve gazeteci Andrew Finkel, Royal Institute of British Architects, The Royal College of Art, University College London/Bartlett School of Architecture, University of Bath, London Southbank University, Pratt Institute gibi kurumların temsilcileri ile CNN ve Doğan Haber Ajansı gibi yayın organlarından gelen gazeteciler, Türk Büyükelçiliği Ticari Ateşesi Yüksel Akça; Alison Brooks Architecturue, Hopkins Architecture, Panter Hudspith Architects, Foster & Partners Architects, Stratton & Reekie ve Holder Mathias Architects gibi firmalardan yöneticilerin de katılımıyla devam eden soru-cevap bölümünde ise, İstanbul’daki artan nüfusun kentin değişimi ve dönüşümünde büyük sorun teşkil ettiğine değinildi.

Etiketler

Bir yanıt yazın