Onur Karabacak, Alım Selin Mutdoğan ve Özge Yalçıner Ercoşkun'un yazdığı "Eko-Teknolojik Bir Evin Öyküsü: Doğayla Uyumlu, Akılla İnşa Edilmiş Bir Yaşam Alanı" kitabı, İdealKent Yayınları tarafından yayımlandı.
İklim krizi, artan enerji ihtiyacı, kentlerin yayılması ve doğal kaynakların tükenmesi… Tüm bu küresel sorunlar bizleri yalnızca doğaya değil, yaşadığımız mekânlara da yeniden bakmaya zorluyor. Mimarlık, teknoloji ve ekoloji arasındaki sınırların silindiği bir çağda, bu üç alanın nasıl bütüncül bir yaklaşımla bir araya gelebileceğini örnekleyen önemli bir eser: “Eko-Teknolojik Bir Evin Öyküsü / The Story of an Eco-Tech House”.
İdealKent Yayınları arasından çıkan ve Onur Karabacak, Alım Selin Mutdoğan ile Özge Yalçıner Ercoşkun tarafından kaleme alınan bu kitap, yalnızca teknik bir yapı rehberi değil; aynı zamanda geleceğin yaşam biçimlerine dair kapsamlı bir vizyon sunuyor. Eko-teknolojik bir evin tasarımından inşasına, enerji yönetiminden permakültüre kadar tüm süreçleri bir öykü diliyle ama bilimsel temellerle anlatan eser, sürdürülebilir yaşamın sahici bir modelini sunuyor.
Kitap Ne Anlatıyor?
Giriş bölümünde eko-teknoloji kavramının teorik arka planı, mimarlık ve teknoloji literatürüyle zenginleştirilerek okuyucuya sunuluyor. Ekoloji ile teknolojinin karşıt değil, tamamlayıcı kavramlar olduğu savunuluyor. Arazi Seçimi ve İnşaat başlığı altında konumlandırma stratejileri, doğa ile uyumlu mimari özellikler ve inşa süreci detaylı şekilde aktarılırken “Enerji, Kaynaklar ve Atık Yönetimi” bölümünde su döngüsünden enerji verimliliğine, geri dönüşüm ve malzeme tercihlerine kadar sürdürülebilir yapım tekniklerine ışık tutuyor. Kitabın “Permakültür Sistemleri ve Uygulamaları” başlıklı bölümünde ise gıda üretimi, sera kurulumu, biyotop göleti ve akıllı kontrol sistemlerinin nasıl entegre edildiğini örneklerle açıklıyor. Sonuç bölümünde ise kitabın ana mesajı, bir hekimin gözünden permakültüre giden yolun öznel ve içsel bir yorumuyla derinleşiyor.
Kitap Neden Önemli?
Kitabın temel iddiası şu: Mekânlar yalnızca estetik ya da işlevsel değil, aynı zamanda etik olmalıdır. Doğayı sömürmeyen, onunla birlikte var olan yaşam alanları mümkündür. Eko-teknolojik bir ev bu yaklaşımın en somut örneği olarak karşımıza çıkıyor. Kitapta yer alan eko-tek mimari tasarım; yenilenebilir enerji sistemleri, atık geri dönüşümü, doğal aydınlatma-havalandırma sistemleri, akıllı kontrol sistemleri ve permakültürel üretim alanlarıyla donatılmış bir yaşam alanını bütünsel biçimde anlatıyor.
Bu yapı yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda toplumsal ve bireysel dönüşümün mekânı. Yeşil ve akıllı sistemler aracılığıyla zaman, enerji ve kaynak tasarrufu sağlanırken kullanıcıya da sürdürülebilirliğe aktif katkı sunma olanağı veriliyor.
Kimler Okumalı?
Mimarlar ve şehir plancıları, çevre mühendisleri, sürdürülebilirlik uzmanları, permakültür uygulayıcıları, kendi ekolojik yaşamını kurmak isteyen bireyler ve daha yaşanabilir bir dünya için düşünen herkesin okuması gereken “Eko-Teknolojik Bir Evin Öyküsü” yalnızca bir evin inşasını anlatmıyor; aynı zamanda yeni bir yaşam biçiminin, doğayla dost bir gelecek tahayyülünün kapılarını aralıyor. Sürdürülebilirliğe gönül vermiş tüm okurlar için hem ilham verici hem de yol gösterici bir kaynak.