Çılgın fırsatçılık

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hem Başbakanlık sıfatıyla hem de 12 Haziran seçimlerine hazırlanan AK Parti'nin Genel Başkanı unvanıyla 'çılgın proje'ler açıklamaya devam ediyor.

Asırlık rüya ‘Kanal İstanbul’ projesini ve peşinden İstanbul’un iki yakasına iki şehir projelerini gündeme getiren Erdoğan, İzmir ve Ankara ile “çılgın projelere devam” diyor.

İzmir’in iki yakasını tüp geçitle birleştirecek 2 milyar dolarlık projeyi de 2 Haziran’da açıklaması beklenen Erdoğan, Ankara’nın 5 çılgın projesini de dün tanıttı.

İzmir ve Ankara projeleri yeni olduğu için tepkiler belli değil ama Kanal İstanbul projesi çok ses getirdi. Dünya basınına bile konu oldu. Projenin üzerinden geçeceği bölgelerde arsa spekülasyonları baş gösterdi. Daha şimdiden projeyi üstlenen işadamları ortaya çıktı. “30 milyar dolar veririm” diyen işadamları bile oldu.

Bütün bu projeler, hayata geçirilmesi halinde bulunduğu şehre, ülkeye büyük katkı yapacaktır ama Kanal İstanbul daha çok gündemde kalacak gibi. Çünkü, proje İstanbul’da, yani Türkiye ekonomisinin kalbinde… Nüfusu 15 milyonu bulan fırsatlar şehrinde…

Fırsatlar şehri olunca, fırsatçılar da oluyor haliyle. En büyük fırsatçılık da gayrimenkulde yaşanıyor. Üçüncü köprü, Marmaray, iki şehir projesi çılgın proje ve sonunda çılgın fırsatçılık…

Bu fırsatçılık hareketlerinden biri de inşaat malzemeleri sektöründe yaşanıyor. Türk firmalarının önemli ihracat merkezleri konumundaki Libya ve Ortadoğu ülkelerinde karışıklık olmasına rağmen, özellikle demir ve çimentodaki fiyat artışları dikkat çekiyor.

Demir fiyatları iki ay içerisinde bin 200 liradan bin 400 liraya çıkmış durumda.

Yılbaşından bu yana iki kez zamlanan çimentoda, yeni fiyat artışının kapıda olduğu belirtiliyor. İnşaatçılar betona bir yıl önce ödediği paranın neredeyse yüzde 50 daha fazlasını ödüyor.

Bu zamların ileride konut fiyatlarına yansıma ihtimali üzerinde duruluyor. Yüzlerce alt sektörü doğrudan etkileyen inşaat sektörünün yeni bir darboğaza düşmemesi için bu fırsatçılığa dur denmesi gerekiyor.

Çılgın projenin yol açması muhtemel bir diğer sorun da göç. Gerekli tedbirler alınmazsa İstanbul’un nüfusunun 18 milyona dayanabileceği söyleniyor. Başbakan Erdoğan’ın, bu projelerin kentin tarihi bölgesinin dönüşümü için kullanılacağını söylemesi içimizi rahatlatıyor ama zaten trafik sorunuyla boğuşan İstanbul’un çıldırtan bir şehre dönüşmemesi için daha somut tedbirlerin ve açıklamaların ortaya konması gerekiyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın