‘Cennetin Kapıları’ Sivas’ta her zaman açık

Seyyah-ı âlem Evliya Çelebi, "Üstad mimar bu camiye öyle emek sarf edip kapı ve duvarları öyle nakş-ı bukalemun eylemiş ki, methinde diller kısır, kalem kırıktır" diye anlatır Divriği Ulucamii'ni.

Divriği’de cami ile Darüşşifa’nın kapı ve pencerelerini süsleyen nakş-ı bukalemunlar, ‘yok olma tehlikelerine karşı bir kamusal duyarlık oluşturmak’ amacıyla fotoğraflanmış ve ‘Cennetin Kapıları’ adıyla Ankara ve İstanbul’dan yola çıkıp Fransa, Brezilya’nın da aralarında olduğu Avrupa ülkelerindeki sergileri dolaşmıştı. İnsan boyundaki fotoğraflardan oluşan ‘Cennetin Kapıları’ sergisi dünya turunu tamamladıktan sonra Sivas’a yerleşti. Fotoğraflar, Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi’nde kalıcı olarak sergilenecek.

UNESCO’nun Dünya Mimari Anıtları Listesi’ndeki tek Türk anıtı olan Divriği Ulucamii ve Darüşşifası, Selçuklu döneminde Mengücekoğulları’ndan Ahmet Şah ve Melike Turan tarafından 1228’de yaptırıldı. İnşasında mimar ve sanatkar olarak Ahlatlı Hürremşah ve Tiflisli Ahmet çalıştı. Külliyenin zamanın tahribatından kurtarılması için büyük gayretler sarf eden Prof. Dr. Doğan Kuban’ın “Divriği’de taşı bir dantelâ gibi, büyük bir tutkuyla yontan sanatçının, bir coşkun sufi gibi Tanrı’ya kavuşmak isteğiyle yanan bir ruh sahibi olduğuna inanmak yanlış olmaz.” diye anlattığı külliyenin fotoğrafları mimar Cemal Emden tarafından çekildi. Serginin küratörü ise Divriğili yüksek mimar Hasan Basri Hamulu.

Etiketler

Bir yanıt yazın