Bir Onur Mücadelesi: Gar Meydanı

Ankara Garı ve onu kente bağlayan meydan ve yollar hem Cumhuriyet tarihi açısından, hem de Başkent Ankara için özel bir öneme sahiptir. Geçen hafta yüzden fazla insanımızı o garın önündeki meydanda kaybettik. Şimdi o önem bir başka hale geldi.

Geçen hafta Doğan Tılıç BirGün’deki köşesinden bir öneride bulundu; kalıcı bir anıt için başta siyasiler olmak üzere hepimizi göreve çağırdı. Kuşkusuz bu önemli bir görev artık; sadece ölenleri hatırlamak için değil, onlarla birlikte bizlere yakışan bir geleceği kurmak için de önümüzde böylesi bir görev var.

Bununla birlikte bu alana yönelik durumun pek parlak olmadığına da işaret edelim. Ankara Garı’nın bulunduğu alan büyük bir dönüşümün eşiğinde. Devlet Demiryolları İşletmesi tarafından, yap-işlet-devret modeliyle 2012 yılında yapılan ihaleyi, alıştığımız üzere, Limak-Kolin-Cengiz Ortak Girişimi almış bulunuyor. Sözleşme imzalanmış ve inşaata başlanmış durumda!

Projeye ilişkin bilgiler her üç şirketin internet sayfalarında var; ne yapacaklarını Cengiz İnşaat anlatıyor;

Ankara Gar Binası’nın açıldığı meydan, Celal Bayar Bulvarı ile mevcut gar binasının arasındaki araziye yapılacak olan Ankara Hızlı Tren Garı, 21 bin 600 metrekarelik alan üzerine inşa edilecektir. Günde 50 bin, yılda 15 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak garın zemin katında yolcu dinlenme salonları ve büfeler bulunacaktır. Garın iki katına 5 yıldızlı otel yapılacak, çatı katında ise restoran ve kafeler olacaktır. Tesisin zemin katının altında peronlar ve bilet satış gişeleri, bir alt katta ise 3 bin araçlık kapalı otopark yer alacaktır.

Kolin İnşaat biraz daha detaylandırıyor yapacakları işi;

Tasarla-Yap-Finanse Et-İşlet modeliyle Ankara’da yapılacak olan proje, tamamlandığında Türkiye’nin en büyük tren garlarından birisi olacaktır.

35.000 m2 oturma alanına sahip Gar Binası çevre düzenlemesi ile birlikte toplam 70.000 m2 alana yayılmaktadır. Gar Binası bilet holü, peron katları, alışveriş mekanları, yeme-içme alanları, ofis mekanları ve otel katını içeren, 3 kat bodrum, 3 kat zemin üstü olmak üzere toplam 6 katlı ve toplam 172.985 m2 alana sahiptir…

Mevcut tren garı ile de bağlantılı olacak olan Ankara Hızlı Tren Garının işletme süresi 20 yıl olacaktır. Kolin İnşaat, hem yatırımcı grubun üyelerinden, hem de projenin ana müteahhitlerindendir.

Projenin 2016 yılında bitirilmesi öngörülüyor. Bitiminden itibaren inşa edilen bu devasa alanın işletmesi 19 yıl 7 ay süreyle bu firmalar tarafından yapılacak.

Bu proje bittiğinde, bu alan bizim bildiğimiz tarihi Ankara Garı’ndan başka bir şey olacak. Belli ki hızlı treniyle, beş yıldızlı otelleri, alışveriş merkeziyle birçok yerde olduğu gibi, emekçi sınıfların tahliye edilip, üst sınıfların kullandığı bir alana dönüşecek tarihi Ankara Garı!

Ünlü Marksist düşünür Lefebvre siyasal mücadelelerin mekân üzerine ve mekânlar aracılığıyla verildiğini; iktidar olmanın mekânlar üzerinde kontrol sahibi olmak anlamına geldiğini söylemişti yıllarca önce.

Ankara Garı için, Mimarlar Odası gibi birkaç kurum dışında uğraşan olmadı. Öyle büyük mücadeleler de verilmedi. Çok sayıda insanımızı yitirdiğimiz Meydanın hemen arkasında çok kısa süre sonra devasa, anıtsal binalar yükselecek. Belli ki ondan sonra o alanı kullananların sınıfsal profili de esaslı biçimde değişecek.

Değişmeyecek bir gerçeklik var; o meydan da biz yüzün üzerinde insanımızı yitirdik. Şimdi en yaratıcı biçimiyle düşünmek zorundayız; bütün bu çirkinliğin ortasında, insanlığın güzel “yüzünü” nasıl unutulmaz kılarız diye. Eğer kalıcı bir şey yapmazsak, bu alanın yaşayacağı dönüşüm, yaşananları hatırlamayı biraz daha imkânsız kılacak.

Buna izin vermemek artık bir onur mücadelesi.

Etiketler

Bir yanıt yazın