Beyoğlu Belediyesi’nin Tarihi Binasına Neler Oluyor?

Bugün akıbeti belirsiz bir inşaatın sürdüğü Beyoğlu Belediyesi'nin tarihi binası, 6. Daire-i Belediye olarak, 1879-1883 yılları arasında inşa edilmişti.

Tarihi Beyoğlu Belediyesi binasında uzun zamandır inşaat faaliyetleri sürüyor. Şantiye haline gelen bina ve çevresindeki faaliyet restorasyon olarak açıklansa da bahçedeki ağaçların söküldüğü, binanın her iki yanında da bir inşaata hazırlanır gibi geniş kazılar yapıldığı görülüyor. Akıbeti henüz belli olmayan anıtsal Beyoğlu Belediyesi binasının nasıl bir proje içerisinde değerlendirileceği belirsizliğini koruyor.

Etiketler

1 Yorum

  • oruc-kenan-yildirim says:

    Avrupa’da şehirin eski merkezinde bir inşaat yapılması durumunda ağaçların sökülmesi gibi bir durum yok iken(şehir içindeki ağaçların kesilmesi ağır hapis cezası ile mahkum ettirir, paraya bile dönüştürülmez bu ceza!), bizde sanki Amazonlardaki bereket varmış gibi ağaç sökülmesinin (daha doğrusu kesilmesi, yok edilmesi) mantığını halen anlamış değilim, Türkiye’deki cehalet bir kültür varlığın korunmasındaki belirsizlikte mi aranmalı yoksa ağaçlara sahip çıkılmamasında mı, ikisinde mi yoksa herşeydemi? (cevap herşeyde, örneklerimde var). Bir şehri yapan binalar değil, bina ve doğanın birleşimidir, bunu bilmek için ne olmak gerekiyor? Milletimizin cehalet ile yönetilmeyi tercih etmesi nasıl birşey? Hemde bu cahillerin üniversite diplomalı olması ise dahada korkunç değil mi? Dahada kötüsü bu kişilerin bu işlerin altında imzası olması değil midir? Binalarda enerji tasarrufundan bahseden bir devletin ağaçların yarattığı nem ve gölgenin yapay bir gölgelikten kat be kat kuvvetli olduğu ve “bedava” olduğu bilmez mi? Ağaçların kış rüzgarını keserek yine enerji tüketimini azalttığını bilmez mi? Bunu bilmek için sadece okumak ve uygulamak gerektiği kimse tarafından kavranmamış mı bu devlette?

    Her kesilen ağaç ile bir can damarı bir milli servet yok ediliyor, bu servetin değerini devletimizde bilen bir aklı başında adam yok mu? Bir caddeyi turistik yapan sadece binalar olmadığını, ağaçlarında, hele hele asırlık ağaçların çok büyük rol oynadığını bir turizm ile alakalı bakanlık bilmez mi?

    Şehrin bir bölümünde fast food açın ve mimari şaheser binalar koyun, bir diğer tarafına içinde bir tuğla bile bulunmayan bir ormanlık alan koyun: dünyanın hangi ülkesi olursa olsun insanların çoğu ormanlık alanı her iklim şartında tercih edecektir.

    Yıkılan bir tarihi eser olsun çok üzülürüm, kesilen bir ağaç olsun işte o zaman içim kan ağlar.

Bir yanıt yazın