“Ben Sözlü Kültür Avcısıyım”

Venedik Bienali 56. Uluslararası Sanat Sergisi ile eş zamanlı olarak düzenlenecek olan Ahmet Güneştekin'in Milion Taşı isimli kişisel sergisinin mimari konsept projesi Emre Arolat tarafından hazırlanıyor.

14. yüzyıla ait tarihi bir mekân olan La Pietà’da gerçekleşecek sergide, Ahmet Güneştekin’in 2 heykel ve 6 resim olmak üzere 8 eseri sergilenecek.

“Umarım insanlar oraya girdiğinde mimarla değil, Ahmet Güneştekin’le baş başa kalırlar”

Ahmet Güneştekin ve Emre Arolat’ın katılımıyla 15 Nisan Çarşamba günü yapılan basın toplantısı Emre Arolat’ın sunumu ile başladı. Güneştekin’in sanatı ve sanatçı kişiliği ile kurduğu ilişkiyi aktaran Arolat, “Ahmet, Mezapotamya ve Venedik’i bir araya getiriyor. Dolayısıyla ortaya koyduğu eserler ile eserleri koyduğu alan arasında büyük bir gerilim var” diyerek serginin yer alacağı alan olan La Pietà ile ilgili görüşlerini belirtti.

Arolat mekanda yaptıkları çalışmayı şu şekilde özetledi; “La Pietà çok ayrıcalıklı bir yapıdır hatta biraz kendini beğenmiştir dışardan… Onunla savaşamazsınız onu ancak bir süre unutturabilirsiniz. Ki uzunca bir süre sanatçılar bu şekilde kullandılar bu yapıyı; bir kılıfa aldılar kendilerini ve yüzleşmediler bu yapıyla. Bunu da yapabilirdik ama onun omurgasını kullanmayı tercih ettik. La Pietà çok aksiyel, çok güçlü, hafızası olan bir mekan diğer yandan Ahmet’in işleri nesne olarak kapsadıkları alandan bağlam olarak daha geniş yer tutuyor. Dolaysıyla ortaya bahsettiğimiz tansiyonlu ilişki ortaya çıkıyor. İşte biz bu tansiyonlu ilişkiden istifade eden, onu tam kızıdıracak iken geri çekilen bir tasarım kurguladık.” Mimar, mimarlığın geri planda kalışını, sanat ve mimarlık arasındaki var olduğunu düşündüğü çizgiyi korumaya çalıştıklarını vurgulayarak “Umarım insanlar oraya girdiğinde mimarla değil, Ahmet Güneştekin’le başbaşa kalırlar,” dedi.

“Merkezine İstanbul’u ve kadını koyduğum bir proje oldu”

Emre Arolat’ın ardından sözü alan Ahmet Güneştekin, Anadolu’dan beslendiğini belirterek; “Mezapotamya ve Yunan mitolojisinden beslenirim, ben bir nevi sözlü kültür avcısıyım.” dedi. Güneştekin’in yaklaşık dört metre yüksekliğindeki siyah mermerden ürettiği heykeli Milion Taşı, gerçek Milyon Taşı’nın kültürel temelinde yer alan sembolik bir unsur olan fallusu inkâr ederek cinsiyetsizleştirmeye vurgu yapıyor.

“Merkezine İstanbul’u ve kadını koyduğum bir proje oldu. İstanbul, işlemediğim zaman zaman ilham aldığım bir şehir,” diyen Güneştekin’in çalışmalarında, İstanbul’un tarihine de ayrıca dikkat çekilmekte. Farklı isim katmanlarını ortaya çıkarmayı amaçlayan ve kelimenin içindeki on üç harften oluşan Kostantiniyye adlı dev heykel, şehrin kültürel belleğinde yüzyıllar boyunca biriken isimleri tekrar bir araya getirmekte; Byzantion, Byzantium, Nova Roma, Costantinople, Constantinopolis, Der Saadet, İslambol, Asitane, Dar-ul-Hilafet. Kutsal Yüzleşme serisi ise, ortak kavram ve değerler yaratmanın önemine ve farklı dinlere karşı eşit bir bakış açısı geliştirmenin mümkün olabileceğine vurgu yapmakta.

Etiketler

Bir yanıt yazın