Bağımsız Ama Bağlantılı Bir Müze Ek Yapısı: Bündner Kunstmuseum

Polonya'da tasarladıkları konser salonu ile geçtiğimiz yıl Mies van der Rohe ödülünü kazanan Barselonalı ofis Barozzi Veiga, Bündner Kunstmuseum'un ek binasını tasarladı.

İsviçre, Chur’daki Bündner Kunstmuseum’ın kalıcı koleksiyonunun genişlemesi amacıyla Barselonalı mimarlık ofisi Barozzi Veiga müzeye ek yapı tasarladı.

Neoklasik yapıdan ayrı duran, bağımsız, 4.000 metrekarelik küp şeklindeki yapı standart bir müze yapısı algısını kırıyor. Yapının yer üstündeki görünen yüzü, yer altındaki hacimlere oranla daha küçük. Arazinin küçük olması sebebiyle yapının taban alanının azaltılması var olan bahçenin genişlemesini sağlamış.

Sergi mekanları yer altında konumlanmış, yer üstündeki alan ise kamusal kullanımlara ayrılmış. En alt katta yer alan beton merdiven ise eski ile yeni müzeyi birbirine bağlıyor.

Ek yapının ayrıksı duruşuna rağmen klasik yapıdaki stilistik elemanlar yeni binada sürdürülmüş. Mimarlar, iki bina arasında yapısal bir ilişki oluşturarak bağımsız bir yapı ortaya koymak istemişler. Her iki bina da merkezi bir simetrik plan sunuyor ve birleşmek için geometriyi bir araç olarak kullanıyor. Yapının cephesindeki beton, gridal süsleme orijinal yapının Palladian* tarzına referans veriyor.

* 16. yüzyılda Venedikli mimar Andrea Palladio’nun tasarımlarından doğan, farklı dönemlerde çeşitli ulusların üsluplarıyla çeşitlenen mimari tarz. Vurgulu bir simetri, pespektif ile Antik Yunan ve Antik Roma’dan ilham alan Palladio’nun bu yorumlaması, Palladyanizm denilen bir tarza evrildi.

Etiketler

Bir yanıt yazın