“Artık Kebabın Alası İstanbul’da da Var, İnsanlar Gaziantep’e Niye Gelsin?”

Senenin başında başlattığımız "Süper Kent" dosyamızı Gaziantep kentiyle devam ettiriyoruz.

Arkitera.com’un 2015 yılı itibariyle başlattığı Süper Kent dosyasının Eylül-Ekim aylardaki odağı Gaziantep olacak. İki aylık periyotlarda, Arkitera yayın kadrosunun belirlediği kentler-bölgeler ile ilgili proje, haber, söyleşi, görüş yazısı arşivimizi genişleterek okuyuculara o kentin-bölgenin güncel kentleşme politikaları ve mimarlık pratiğine dair bilgi aktarmayı hedeflediğimiz Süper Kent dosyasında Bodrum, Çanakkale, Kapadokya, Antalya’dan sonra Gaziantep’i ele alıyoruz.

“Süper” sıfatının, o kente bütünüyle olumlu bir özellik atfetmekten ziyade o bölgenin incelenmeye değer tüm konularını ele almayı kolaylaştıracak bir tanımlama olduğunu akılda tutarak; “Süper Gaziantep”te neleri ele alacağız, öğrenmek isteyenleri aşağıya doğru buyur edelim.

Bilindiği üzere Gaziantep kentinin geçmişi çok eskilere dayanıyor; Anadolu’nun ilk yerleşim alanlarından biri olan bölge, Hitit, Pers, Roma, Bizans gibi üzerinde hüküm süren birçok uygarlığın mirasını barındırıyor. Güneydoğu Anadolu bölgesinde önemli bir sanayi ve ticaret merkezi olarak öne çıkan kent, günümüzde 9 ilçesi bulunan, bir buçuk milyonun üzerinde nüfusu barındıran bir metropol niteliği taşıyor. Tarihi ve kültürel olarak birçok eserin bulunduğu, özellikle kültür faaliyetleriyle “marka” olmayı hedefleyen Gaziantep’te mimarlık ve kentleşme pratiği adına son zamanlarda önemli değişimler yaşanıyor. Süperkent dosyası kapsamında da amacımız, güncel kent meselelerini masaya yatırarak bu değişimlerin her birini, Gaziantep üzerine kafa yoran meslek insanlarıyla birlikte ele almak.

Gaziantep, özellikle son yıllarda, Suriye’deki gelişmelerden sonra yoğun göç alan kentlerden biri haline geldi. Nüfusu hızla artan kentin en büyük sorunu plansız kentleşme. Gaziantep’in ilk imar planını 1933-1935’te Atatürk, Jansen’e hazırlatmış, bu planın uygulanmasıyla açılan geniş bulvarlar ve meydanlar Gaziantep’e modern kent imajını kazandırmış. Bundan sonra ikinci imar planını 1950-1955 yılları arasında Kemal Söylemezoğlu ve Kemal Ahmet Aru hazırlamış ancak 1960-1975 yılları arasında nüfusun hızla artması kent merkezi dışındaki arazilerin de imara açılmasını zorunlu kılmış. Artan ihtiyaçlar üzerine 1973 yılında üçüncü imar planı ise yarışmayla yapılmış. Gaziantep Kent Bütünü İmar Planı Proje Yarışması adıyla İller Bankası tarafından açılan yarışma sonucunda seçilen proje uygulanmış ancak ilerleyen yıllarda plan, bütünselliğini kaybetmiş. Gaziantep için 1990’da yeni ve kapsamlı bir imar planı çalışması yapılmış ancak bu tarihten sonra kent, imar planı revizyonları, parçacıl uygulamalar nedeniyle giderek yayılmış. Kentin son dönemlerde aldığı yoğun göç sonucunda açılan yeni gelişim bölgelerindeki en önemli sıkıntılardan biri de kentsel dönüşüm projeleri ve TOKİ’nin konut üretim pratiği olarak ortaya çıkıyor. Bu bağlamda, Gaziantep’in kentleşme pratiğini ele almak istediğimiz dosya kapsamında kentin planlama tarihi ve kentleşme problemlerini masaya yatırmayı amaçlıyoruz.

Kentin bir başka önemli gündem maddesi ise Kamil Ocak Stadyumu. TOKİ’nin 24 şehirde uygulamaya geçirdiği yeni stadyumlardan biri de Gaziantep’te tamamlanmak üzere. Gaziantepspor’un yeni stadyumuna taşınmasıyla Kamil Ocak Stadyumu’nun kullanım dışı kalacak olması üzerine arazinin nasıl değerlendirileceği tartışma konusu oldu.Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, stadyum yerine büyük bir meydan yapılacağını belirtirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kenti ziyaretinde yaptığı, “Kamil Ocak Stadı’nın yerine, Antep’in en büyük camisini inşa ettireceğiz” açıklaması ve ardından TOKİ tarafından hazırlanan master planda stadyum alanında AVM ve rezidans projesinin ortaya çıkması üzerine kent içindeki boş arazilerin yeniden kullanılması ve kamusal mekan üretilmesi üzerine birçok soru Gaziantep için gündeme gelmiş oldu. Süperkent dosyası kapsamında biz de, Kamil Ocak Stadyumu arazisinin nasıl değerlendirileceği, kentin yeni kamusal mekanlarının nasıl üretilmesi gerektiği, kentlinin bu mekanları ne şekilde kullanabileceği hakkında üretilen sorulara yanıt bulmayı amaçlıyoruz.

Kentte incelenmeye değer bir başka konu ise kültür faaliyetleri. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, özellikle son yıllarda gerçekleştirdiği restorasyon çalışmaları ve müzecilik faaliyetleriyle kentte kültür turizmini öne çıkarmayı hedefliyor. Tarihi Kentler Birliği Büyük Koruma Ödülü’nü de kazanan Kültür Yolu projesiyle kent merkezindeki tarihi mekanların restorasyonu, mutfak müzesinden planetaryum müzesine kadar çeşitli müze projesiyle Gaziantep’i yeme-içme turizminden kültür turizmine kaydırmayı hedefleyen projeler mevcut. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Asım Güzelbey, Gelişen Kentler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada vizyonlarını şöyle açıklıyordu:

Artık kebabın alası İstanbul’da da var, lahmacunun iyisi İstanbul’da, Ankara’da da var. Artık insanlar, sadece yemek için Gaziantep’e gelmez. İnsanlar Gaziantep’e gelirler, havaalanından veya otobüsten inerler. Buranın meşhur kebapçısı lahmacuncusuna, baklavacısına giderler. Yemeklerini yedikten sonra, Urfa’ya, Mardin’e, Adıyaman’a Nemrut’a giderlerdi. Ama biz bugün diyoruz ki; Gaziantep, başlı başına bir turizm destinasyonu olmalı.

Güzelbey’den sonra Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen Fatma Şahin de aynı vizyonla çalışmalara devam ediyor. Bu bağlamda, Süperkent dosyası kapsamında kentin turizm vizyonunu inceleyerek başarılı-başarısız restorasyon çalışmalarını, antik kent mirasının korunması projelerini konuşmayı, bu kadar fazla sayıdaki müzenin kente nasıl katkıları olduğunu tartışmayı hedefliyoruz.

İki ay boyunca gündeme getireceğimiz Süperkent Gaziantep dosyasındaki içerikleri buradan inceleyebilirsiniz.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın