“Adalar, Binalar, Mimarlar” Sergisi Ziyaretçilerini Bekliyor

2010 yılının Eylül ayında Büyükada'da ziyaretçilere kapılarını açan Adalar Müzesi'nin dördüncü süreli sergisi "Adalar, Binalar, Mimarlar" 2 Temmuz 2011'de açıldı.

Haziran 2012’ye kadar açık kalacak olan ve Prens Adaları’nın son 150 yılının mimari zenginliğini yaratan mimarlar ve kalfaları ile onların eserlerini tanıtan sergi, Büyükada Çınar Sergi Alanı’nda ücretsiz olarak gezilebiliyor.

Serginin açılışı öncesinde gerçekleşen basın toplantısında konuşan Adalar Vakfı Başkanı Halim Bulutoğlu, Adalar Müzesi’nin bir “kent müzesi” olmasının önemini vurgulayarak, müzede her sene en az iki sergi açılışının gerçekleşeceğini belirtti. “Mimarları ve kalfaları bilinen ada yapılarının eski halleri ile bugünkü durumlarını gözler önüne seren sergi sayesinde, Adalar’daki mimari miras da ilk defa kayıt altına alındı,” diyen Bulutoğlu, Adalar’daki yapıların İstanbul’dakilere göre daha iyi korunmuş olduklarını belirtti. Bulutoğlu, bu serginin koruma konusunda bilinci artıracağını umuyor. Adalar Müzesi’nin ve sergi alanının Adalar’a çok yakıştığını düşünen Bulutoğlu, müzenin kuruluş çalışmalarını da anlattı. Eskiden bir helikopter hangarı olan 225 metrekarelik yapı, şu anda Adalar Müzesi’ne dönüştürülmüş durumda. “Adalar için yeterli, ancak bir müze için küçük” olan bu yapı, devam eden çalışmalarla ay sonunda 700 metrekarelik bir alana büyüyecek.

Bulutoğlu’ndan sonra söz alan Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, “Bir bataklıktan müze yarattık,” diyerek başladığı konuşmasında, Büyükada’nın kent müzesi kurulması açısından İstanbul’da en şanslı yerlerden biri olduğunu belirtti. Yoğun emek sonucu, çok fazla insanın katkısıyla gerçekleştirilen bu müzenin, pek çok engelleme hatta saldırıya rağmen, belediyenin kararlı tutumuyla hayata geçirildiğini belirten başkan, Adalar’daki mimari ve kültürel mirasın sadece bizim değil, insanlığın ortak mirası olduğunu vurguladı. Adalar’da yapılan kültürel miras envanteri çalışmalarından detaylı bir şekilde bahseden Farsakoğlu, Adalar’da 1657 adet tescilli eski eser bulunduğunu, 200 adet daha tespit edildiğini ve bunlara bir o kadarının daha ekleneceğini söyledi. Bu arada, bu çalışmalar sırasında çok değerli 150 eserin yok edildiğini gördüklerini de üzülerek belirten Farsakoğlu, 500 tane de gecekondu tespit edildiğini ve bunların 100 tanesinin yıkıldığını söyleyerek, artık denetimlerin daha sıkı bir şekilde gerçekleştirileceğini vurguladı.

Son olarak söz alan sergi küratörü Hasan Kuruyazıcı, öncelikle kültür varlıkları ve koruma konusunda söyledikleri için belediye başkanına teşekkür etti. “Anıtlar Kurulu diye bir kurum 1983’ten beri yok, koruma kurulları var,” diyerek sözlerine başlayan Kuruyazıcı, bu kurulların denetleme görevinin zorluğunu, kurullarda çok az sayıda çalışan olduğunu anlattı. “Koruma konusunda denetim birinci ana damarsa, eğitim de ikincisidir,” diyen Kuruyazıcı, sergi fikrinin ortaya çıkış hikayesini anlattı. “İstanbul’un Unutulmuş Mimarları” isimli bir çalışmayı tek başına yürüten Kuruyazıcı, araştırmalarında İstanbul’da eser vermiş, ancak artık adları anılmayan 800-900 kadar mimar bulmuş. Batılılaşan İstanbul’un Ermeni Mimarları ve Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları sergilerini de gerçekleştirmiş olan küratör Kuruyazıcı, büyük çaba gösterdikleri bu sergide yine de eksikliklerin, gözden kaçmış yapı veya mimarların olabileceğini söyleyerek, herkesin katkısını beklediklerini belirtti.

Etiketler

Bir yanıt yazın