ABB Akıllı Evler Konferansı, Berlin

ABB’nin, IFA 2019 fuarından önce şirketin yeni akıllı ev sistemlerini tanıttığı, Berlin'deki EUREF yerleşkesinde yapılan basın konferansına katıldık.

Konferansın ilk konuşmacısı, ABB Akıllı Binalar iş kolu Genel Müdürü Oliver Iltisberger, önümüzdeki beş yıl içinde akıllı ev teknolojilerinin ulaşacağını tasavvur ettiği ve öngördüğü, şirketin 2024 vizyonunu performatif bir üslupta sundu. Her elektronik aletin birbiri ile bağlı ve iletişim halinde olduğu (IoT) bir geleceğe işaret eden Iltisberger, beş yıl içinde müşterilerinin %35’inin akıllı evlerde yaşayacağını öngördüklerinden bahsetti. Günümüzdeki teknolojiler ile de mümkün olan bu “Internet of Things” durumuna ek olarak Iltisberger’in sunduğu gelecek aslında tüm bu sistemlerin yapay zeka ile desteklendiği ve günümüzdeki pasif kontrol cihazlarının yerini proaktif olanların aldığı bir sistem.

Bu gibi bir sisteme örnek olarak, ev sakinlerinin yeme-içme davranışlarını gözlemlemek, doğru beslenme önerileri vermek, gerekli gıdaları tedarik etmek; kişinin takvimine göre etkinliklerini planlamak, trafik durumunu gözlemleyerek işe gitmeden önce evden çıkması gereken saati bildirmek gibi örneklerle anlatılan bu proaktif sistem aynı zamanda tüm evin (ve sakinlerinin) enerji tüketimini de optimize etmek için gerekli adımları otomatik olarak gerçekleştiriyor. Nitekim Iltisberger’in öngörüsüne göre, akıllı evler, sakinlerinin etkinlik örüntüleri doğrultusunda evin (veya ofisin) enerji üretim ve tüketimini de optimize edecek.

Iltisberger’in sunumunu takiben, Adalbert Neumann ve Alexander Grams tekrar günümüze geri dönerek, ABB ve Busch-Jaeger’in IFA’da sunacağı yeni ürünleri aktardı. Aynı anda 2 milyon apartmanın iletişimini sağlayabilen protokoller; dereceli ve uzaktan erişim sağlayan akıllı kapılar, kablolu veya kablosuz 150 aletin/sistemin, 60 farklı işlevini aynı anda kontrol edebilen otomasyon sistemleri; ABB’nin sıfır karbon üretim tesisleri gibi yeni geliştirdikleri teknolojileri aktardılar.

Konferans, ABB’nin ürettiği tüm bu sistemleri kullanarak günümüzün akıllı evlerini üreten kurumların sunumları ile devam etti. İlki, Ivo Bracher’in tanıttığı yaşlılar için akıllı ev projesi olan Bonacasa idi. Tek başına yaşayan yaşlılar için hareketlilik, güvenlik, çevrimiçi ilişki ağları, kapıcı servisi gibi destekler ile donatılan akıllı evler (ve bu evlerin standartlarını) üreten Bonacasa, İsviçreli yatırım firması Bonainvest’in yaptığı araştırmalar sonucunda, hiçbir yaşlı insanın bakım evlerinde yaşamak istemediği ve yakın gelecekte toplumun neredeyse yarısının yaşlı olacağı gerçeği üzerinden yola çıkarak ürettiği bir proje.

Sıradaki ortaklık örneği, Lucerne Üniversitesi’nden Edith Birrer’in sunduğu “My Life, My Way” isimli projeydi. Yaşlı insanların yaşamlarının niteliğinin geliştirilmesi üzerine ürettikleri sanal asistanlar ile ilgili araştırma projesini yürüten Birrer, ABB’nin akıllı evler için ürettiği açık API platformunu kendi projelerine nasıl uyarladıklarını ve faydalandıklarından bahsetti.

Susanne Bathon’un sunduğu “Better Space” projesi ise, dijitalleştirilmiş oteller ve konaklama deneyimine dair bütüncül çözümler üzerineydi. Otellerdeki konaklama deneyiminin akıllı sistemler ile bütünleştirildiği ve oda kullanımına dair verilerin toplanarak sürekli kendini geliştiren, kişi henüz otele varmadan ön hazırlıklar yapabilen ve konuğa göre uyarlanabilir deneyimler sunan bu yeni sistemlerden bahseden Bathon, henüz sektörün bu yeni teknolojilerin potansiyelini sonuna kadar kullanmadığından bahsetti.

4 Eylül’de Berlin’de bulunan EUREF yerleşkesinde yapılan konferans, panel oturumu ile sona erdi.

Evin, ofisin veya apartmanın normalde büyük ölçüde erişimimiz ve dahası kontrolümüz dışında kalan, havalandırma, aydınlatma, iklimleme, enerji üretimi, güvenlik gibi servisleri üzerinde, hem kullanıcı hem de yapay zeka nezdinde benzeri görülmemiş bir veri toplama, işleme ve kontrol mekanizması oluşturan akıllı ev sistemleri (en azından belli coğrafyalarda) yakın geleceğin kentlerinin temellerinden biri olacağa benziyor. Henüz akıllı kentler, evler, arabalar, telefonlar, asistanlar vb. sistemlerin birbiri ile entegrasyonuna dair bütüncül regülasyonlar ve kamu yararı güden yaklaşımlar sınırlı olmakla birlikte, bir gün tüm bu sistemler bir araya geldiğinde nasıl bir gündelik hayat standardının oluşacağına dair açılan bu pencere için ABB’ye teşekkür ederiz.

Etiketler

Bir yanıt yazın