3XN’den Danimarka’da Sürdürülebilirlik İlkelerine Dayanan Bir Otel

Green Solution House 2.0, Danimarka'nın Bornholm adasındaki Rønne kasabasında bulunan bir otel.

3XN ve GXN arasındaki yakın işbirliğiyle geliştirilen otelin tasarımı, malzeme, inşaat ve performansta sürdürülebilirlik ilkelerine dayanıyor.

Danimarka’nın Bornholm adasında bulunan tamamı ahşap otel, sürdürülebilir inşaat yöntemlerinin bir prototipi ve stüdyonun diğer projesi olan Green Solution House 1.0’ın bir uzantısı.

Tekrarlanan kutu benzeri bir modül, binanın hacmini oluşturuyor. Otel neredeyse tamamen ahşaptan inşa edilmiş, binanın ana unsurları (duvarlar ve döşemeler dahil), şantiyede basit bir şekilde monte edilen büyük prefabrike çapraz lamine ahşap panellerden oluşuyor.

Yöntem, yalnızca sürdürülebilir yapı malzemeleri kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda inşaat süresini, maliyetleri ve atıkları en aza indiriyor.

Modüler ahşap yapıya ek olarak, proje ayrıca binanın detaylandırılmasında bilgisayar kontrollü imalatın doğruluğundan ve verimliliğinden yararlanıyor.

Doğal havalandırma için ızgaralar gibi özellikler, bütüncül bir tasarım yaklaşımının ve tasarım, üretim ve performans arasındaki sinerjinin faydasını göstererek doğrudan CLT panellere kesilmiş.

Ünitelerin standartlaştırılmış tasarımı, ekibin daha sonra otel genelinde mobilya öğeleri oluşturmak için kullanılan malzeme kesintilerinin (tipik olarak atık malzeme) boyutlarını ve miktarını dikkatli bir şekilde tahmin etmelerini de sağlamış.

“Ahşabın yaygın kullanımı hem iklim için iyi hem de özellikle sıcak bir atmosfer sağlıyor. Ahşap üretiminden elde edilen atıklar otelin mobilyası haline geldi ve granit ve gaz üretiminden kaynaklanan atıklar otelde yeni güzel ürünlere dönüştürüldü. Bu şekilde, binanın kendisi, otelin yeşil çözümlerini misafirler için çekici bir unsur haline getirme tutkusunun bir ifadesidir.”

“Bir ofis olarak projelerimizle ilham vermeye çalışıyoruz ve Green Solution House 2.0’ın insanları biyojenik malzemelerle inşa etmeye, yerel ve ileri dönüştürülmüş kaynakları kullanmaya ve bütünsel sürdürülebilirliği ana tasarım faktörü haline getirmeye teşvik edeceğini umuyoruz.”