Zihni Sinir Bey’den Yeni Bir Proje: Haliç Tüneli

Eğer restore etmeyi beceremiyorlarsa, köprüyü yenilemeleri daha doğru olmaz mı?

Unkapanı Köprüsü’nün yerine tüp geçiş yapılacakmış. Bu karar Taksim projesindeki gibi caddeleri meydanın altına almaya benziyor. (Hangi sivri akıllı bu projeyi yapmış olabilir, doğrusu çok merak ediyorum. Anlaşılan tünel müteahhitleri bastırıyor.)

Süleymaniye’nin önüne gereksiz yere boynuzlu köprü dikecek kadar gözü kara olan Büyükşehir yönetimi bu defa da “nasıl olsa bulvar suyun altından geçerse kimse itiraz etmez” diye düşünmüş olmalı. (Avrasya Tüneli de başımıza bu nedenle gelmedi mi? Madem Marmaray’a itiraz yok, buna da olmaz diye düşünmüş olmalılar.)

Eğer bu haber doğruysa uzun dalış rampaları ile bu tarihi çevre bir otoyol kavşağına dönüşecek. Bedrettin Mahallesi gibi şehrin özgün yerleşim alanlarından biri ortadan kaldırılacak. Mevcut topografyanın bu ölçekte değiştirilmesi en önemli SİT alanlarından birinin yok edilmesi anlamına geliyor. Bu projenin ortaya atılması artık ipin ucunun iyice kaçtığını, kamu yönetimlerinde projeleri müteahhitlerin yaptığının bir göstergesi olabilir ancak. Başka bir yorum yapamıyorum.

Bugünkü Unkapanı köprüsü bile mühendislik açısından boynuzlu köprüden çok daha iyi. Mühendislik açısından yeni beton kazıklı Galata Köprüsü’nden (boynuzlu metro köprüsünü hiç saymıyorum bile) çok daha başarılı.

Köprü bir masa gibi üst kotta mesnet teşkil edecek bir statik çözümle yapılmış. Böylece aşağıda, dubalar arasında boşluk yaratılıp su sirkülasyonu sağlanmış. Ancak gösterişli değil. Sorun burada. Zaten Büyükşehir bu köprüye çok kötü bakıyor, genişletme-kaldırım daraltma işlemini çok kötü yaptı. Bu kadar büyük masraflara girmek, hele hele tünel açmak gibi akıl almaz bir işe girişmek, İstanbul halkının parasını çarçur etmektir. Ancak bu önemli değil, daha kötüsü tarihi çevreye vereceği zarar.

Eğer restore etmeyi beceremiyorlarsa, köprüyü yenilemeleri daha doğru olmaz mı? Paris’in bir köprüsünün yerine tünel yapmak gibi bir şey. Bu karar boynuzlu köprü kararından daha vahim.

“Peki o zaman Haliç metro geçişi niye tünelle yapılmadı” sorusuna bir yanıt:

Metro eğimi tünelle kurtarmıyormuş, Şişhane istasyonu çok gömülürmüş vs. Geçmişte hatırlayanlar bilir, bir dolu gerekçe sıralandı. Doğrudur. Ama düzgün bir köprü neden olmasın?

Bu arada biraz da eğlenmek için küçük bir anekdot:

Faruk Gürler (bir ara Cumhurbaşkanı olması için adı geçen Genel Kurmay Başkanı), terör estirdiği yıllarda, dış işleri bürokratlarına verdiği bir zoraki davette (burada en az bunun kadar başka güzel başka konular da var, ama konuyla ilgisi olmadığı için değinmiyorum) esip gürleyen konuşmasıyla “Lütfi Kırdar’ın tescilli en büyük Atatürk düşmanı” olduğunu söylemiş.

Lütfi beyin oğlu, Üner bey de (bu olayı bana BM Sekreteri’nin danışmanı olan Üner Kırdar anlattı ) bu bürokratlar arasındaki bir kişi olarak çıkışta yanına gitmiş, “paşam ben oğluyum, neden böyle dediniz” diye sormuş. “Benim babam hiç böyle bir kişi değildi” demiş.

O da “bak bunun ispatı ortada” demiş, “o bir hain çünkü Atatürk Bulvarı’nı Valens su kemerinin altından geçirdi, yıkmadı. Böylece Bizans imparatoru ondan daha yüce bir mekansal statü tanıdı” demiş. Şimdi de hainler Atatürk’ün köprüsünü yok edecekler anlaşılan!

Benim önerim bütün yolların tünellere dönüştürülmesi.

Hem müteahhitler kazanır, hem de İstanbul halkı… Biz de rahat ederiz.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın