Yaşasın İstanbul’da Bisiklete Binmek!

Aylar öncesinden kalma bir yazı bu...

Aslında her şey editörlüğü kesin dönüşümle başladı. Bir Çarşamba öğleninde Arkiteranlar’la birlikte kutlama amaçlı yemeğe gitmeye karar verdik. Caddebostan’da güzide bir hamburgercide midemizi tıka basa doldurduktan sonra içimizden birinin hemen başının üstünde bir ampül belirdi. Evet, Caddebostan’dan Dalyan’a bisikletle gidecektik. Ve böylece macera başladı!

İSPARK’ın Caddebostan Migros’un biraz ilerisinde, kime sorsanız size göstereceği bir yerdeki bisiklet parkından kiralama yapacaktık. Tam da havasıydı, bulutlu ve hafif rüzgarlı bir günde deniz kıyısında bisiklete binme keyfinin hayaliyle ödeme noktasına yaklaştık. Daha önce Arkitera editörleri olarak bu bisiklet kiralama sistemini denemiş ve bir de haber yapmıştık. Süreç çok basit, ödeme noktasına gidip kredi kartı işlemlerini yapıyorsunuz. Her bir bisiklet için İSPARK kartınızdan 50 TL bloke ediyor. Ödeme yapılınca da bir şifre veriyor. Bu şifreyi bisikletin yanında duran cihaza girince bisiklet kilidi açılıyor ve sürüş keyfi başlıyor…

2 farklı kart ile toplam 4 bisiklet kiralamaya karar verdik. İlk kartla yapılan işlemlerde hiçbir sorun çıkmadı, bisikletlerimizden ikisini teslim aldık.Sıra bana gelmişti. İşlemleri sırasıyla yaptım, ancek şifreler kilitleri açmadı. Yaklaşık 10 dakika boyunca 4 kez şifre alarak bisikletleri kurcaladık!

Aslında bisikletleri alanlar hemen yola koyulup ofise dönebilir ve kalanlar olarak biz de taksiye atlayabilirdik. Ama bu yol bizim gibi maceracılar (!) için çok ucuz ve kolay olurdu. Sonunda kem talihimize karşı savaşmaya karar verdik. Bu arada sadece 2 kadın olsaydık vazgeçme olasılığımız daha fazlaydı, ancak masküler güç sayesinde bisikletlerden birini çıkarmayı başarmıştık.

Bir bisiklete bir ödeme noktasına koşmaktan yediğim hamburgerin yaklaşık %10’unu eritmiş olabilirim. En kötüsü de çaresizlikti. Ya panolarda bunun gibi bir acil durumda aranacak bir telefon numarası bulunmuyordu ya da ben panik ile tavukkarası olmuştum…

Bir anda arkamdan bir çığlık yükseldi: “Bisikletleri çıkardım!”. Sevincimden ne yaptığımı bilmeden küheylanıma atladım. Fakat o da nesi? Ön tekerim patlaktı. Bu muydu? O sabah yatağımın sol tarafından mı kalkmıştım?? Yoksa Merkür geri mi gidiyordu? 

Maceranin zorlu etabı işte o an başlamıştı. Arkadaşlarımı görüyordum,uzakta küçücüklerdi. Ben ise terler içinde pedallarla cebelleşiyordum. Yürüyen insanlar bile benden daha hızlılardı. Ama benim kitabımda vazgeçmek yoktu! Büyük Kulüp’ün iskelesine kadar saç diplerim ıslanana kadar patlak tekere karşı savaştım…

Arkadaş dediğin kötü günde belli olur ya sonunda inadıma karşı nefesim galip geldiği anda bisikletleri değiştik. Keyifle kalkışılan bir işin ıstıraba dönüşmesi hoşuma gitmemişti hiç. Bisikletleri Dalyan’daki bisiklet parkına teslim edip orada bulunan yeni kiracıları patlak tekere karşı uyardık ve ofisin yoluna koyulduk. Bacaklarım ve kafam zonkluyordu…

Ofise döner dönmez hepbir ağızdan talihsiz maceramızı paylaştık. Bir drama kraliçesi değilim, ama bu durumu bir şekilde şikayet etmem gerekiyordu. İlk başta İSPAK’ı aradım, ancak cevap veren olmadı. Sosyal medyanın ilahi gücünden yaralanmaya karar verdim:

Selin Biçer ‏
caddebostandan bisiklet kiralamaya kalktık, şifreyi girdiğimiz halde bisikletler yerinden çıkmadı 4 kez denedik! bu da yetmezmiş gibi bisikletlerden birnin ön tekeri patlaktı, eğlence işkenceye dönüştü!!! @ispark_as

Hemen ardından iki ayrı cevap geldi:

  • İSPARK A.Ş. 
    @Nassip_Girl Akıllı Bisiklet Kiralama Sistemi ile ilgili yaşadığınız problemleri 0212 445 76 00 numaralı hattan anlık olarak çözebilirsiniz.
  • Baksi ‏
    @Nassip_Girl Selin hanım hangi isimle kayıt yaptırdınız…

Tam bu cevaplara bakarken telefonum çaldı. Arayan “BAKSİ Sürdürülebilir Bisiklet Paylaşım Sistemleri”nden Yavuz Salih Şahin’di, yaşadıklarımız için benden özür diledi. Çaresizce şikayet etmek için attığım ve kara delikte bir yerlerde kaybolacağına emin olduğum tweetler işe yaramıştı. Keyfim anında yerine geldi, hatta maceranın kötü bölümlerini bile unutturdu.

Telefon konuşması sırasında sistemin nasıl işlediğini de öğrenme fırsatını yakaladım:

Daha ne diyeyim, yaşasın İstanbul’da bisiklete binmek!

Etiketler

Bir yanıt yazın