Stüdyo İstanbul: Kentsel ve Mimari Ek’im / Implant

Bahçeşehir Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü'nde, beşinci ve altıncı yarıyıl, yarıyıl ögrencilerinin katıldıgı mimari tasarım stüdyoları içinde "Yer: Kavram-Bağlam" temel unsurlar olarak ele alındı...

Mimarlık eğitiminin nasıl olması gerektiği konusunda çok çeşitli görüşlerin olmasına rağmen, eğitim sürecinin temelini “mimari tasarım stüdyoları” oluşturmaktadır. Bu stüdyoların birbirini tamamlayan adımlardan oluşan bir bütün olduğu kurgusundan yola çıkarak, birbirini takip eden iki yarılıyı içeren stüdyomuzda, öncelikle kısıtlamasız ve özgür bir tasarım deneyimi yaşarken ve yaratıcı düşünceyi geliştiririken, öte yandan mimarlığın uygulanabilir bir bina tasarım süreci de olduğunu deneyimlemek amaçlanmıştır. Bu temel yaklaşımla ele alınan bütünleşik / ardışık tasarım atolyesi farklı ölçeklerdeki fiziksel çevre ile sosyo-kültürel faktörler arasındaki ilişkiyi anlamakla ilgilidir. Mimari tasarım eğitiminde “yer” kavramı ve farklı kentsel kimliklerin mimari deneyimi artırmadaki öneminden yola çıkarak çalışma alanı olarak İstanbul kenti seçilmiştir.

Türkiye’de de özellikle İstanbul da, kentsel dönüşüm teorileri ve uygulamaları günlük yaşamın, siyasal, ekonomik, coğrafi, sosyal ve kültürel değişimi ile paralel olarak ivme kazanmıştır. Çoğulcu bir dünyada yaşanan hızlı sosyal, kültürel ve teknolojik gelişmeler de, mimari çalışmaların odağında değişiklikler gündeme getirmiştir ve böylece mimari tasarım yaklaşımları bu değişikliklerin etkilerini yansıtacak şekilde güncellenmeye başlamıştır. Tüm dünyada metropoller, farklılaşmalar içermekle birlikte, hareketli, çoğu zaman kaotik, rastlantısallığı daima bünyesinde barındıran karakteristik özellikleri ile birlikte hızla büyümeye devam etmektedir. Bileşenlerinin sürekli bir değişim ve dönüşüm içinde olması kaçınılmaz olan kentlerde, daima farklı aktörler için farklı niteliklerde yaratıcı çevreler ve ortamlar yaratma fırsatı bulunmaktadır. Yaşayan kentin kurumları, sürekli kentlisiyle birlikte şekillenmekte ve yeni kentsel mekanlar üretmektedir. Bütün bu özellikleri fazlasıyla bünyesinde barındıran İstanbul da kendi içinde sayısız potansiyeli ile bir taraftan mimarlık pratiği diğer taraftan da mimarlık stüdyoları için daima bir “laboratuvar” olmayı sürdürmektedir.

Bu bağlamda, Bahçeşehir Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü’nde, beşinci ve altıncı yarıyıl, yarıyıl ögrencilerinin katıldıgı mimari tasarım stüdyoları içinde “Yer: Kavram-Bağlam” temel unsurlar olarak ele alınmıştır. Bu unsurlar, günümüz gündelik hayat ve kültürel faaliyetlerinin kavramsallaştırılması ve özellikle “heterojen dokusu” ile bu dokuyu sürekli olarak yeniden oluşturan “yeni(lenen) kentsel yaşam”, “kent kültürü” açılımlarını bünyelerinde barındırmaktadır. Stüdyomuzun temel amaclarından biri mimari ve kentsel sorunları kültür-mekan ilişkileri içinde ele almak, kentsel bağlamda tasarım sürecine odaklanmak ve kentsel mekan ile yeni kentsel işlevler arasındaki ilişkiyi irdeleyerek, kamusal mekan oluşumlarının temel motivasyonları hakkındaki farkındalıkları arttırmaktır. İkinci temel amaç ise ele alınan “yer”in özelliklerinden, genetik yapısından ve potansiyelinden yola çıkarak yerin kavramsallaştırılması ve tasarım sürecinde önemli bir adım olarak ele alınmasıdır. “Kent” ve “kentsel mekan”, yer ve bağlam kavramı ile ele alındıklarında bütünsel bir etkileşim içinde değerlendirilme eğilimini de beraberlerinde getirirler. Bu durum, ilk bakışta mimari tasarım sürecini kesintiye uğratabiliceği yanılsamasının aksine, ürettiği tüm gerilimler ile birlikte mimari tasarım stüdyosu için oldukça potansiyel bir ortam oluşturmaktadır. Böylelikle, hem gündelik hayata katılabilecek yeni kavramlar üretmek, hem de mimari tasarım stüdyosunda bu kavramları eş zamanlı olarak mekansallaştırarak devreye sokmak mümkün olabilecektir. Burada asıl soru, “yer”in bir tasarım bileşeni olarak, yaratıcı bir şekilde tasarım sürecine katılmasını sağlayacak bilgi birikiminin oluşturulması için, “yer”in bir bileşenler topolojisi olarak nasıl kavramsallaştırılması gerektiğidir. Dolayısıyla stüdyomuzda, yer hakkında bilgi ve bileşenlerin tasarım süreçlerini nasıl besleyeceğinin yolları aranmakta ve bu sürece parallel olarak farklı kültürel bağlamlarda bir dizi mekan ve mekansallaştırma önerileri irdelenerek, tartışmaya açılmak istenmektedir.

Stüdyomuzda süreç içinde bazı sorulara yanıt aranmış ve gelecek stüdyolarda aranmaya devam edilecektir:

– Öğrencinin / tasarımcının yaratıcılığı nasıl ortaya çıkarılır ve geliştirilir?
– Mimari tasarım eğitiminde sürece mi son ürüne mi odaklanmalıdır?
– Tasarıma nasıl başlanır, Kavramsal tasarım nedir, nasıl geliştirilir?
– Mimari eğitim, mimarinin kentle ilişkisine nasıl bir katkı yapabilir?
– Kentsel analiz yöntemleri nedir?
– Yeni mimari ekler çevrelerine yanıt vermeyi deniyor mu? Ekim/ implant var olan organizmaya yeni bir dürtü veriyor mu?


Şekil 1. Deneyimlenen Tasarım Eğitimi Yaklaşımının Yöntem, Süreç ve İçeriği

Bu sorulardan hareketle, 2009-2011 yılları arasında Bahcesehir Üniversitesi Mimarlık bölümü bünyesinde gerçekleştirilen mimari tasarım stüdyoları bir deneysel çalışma olarak ele alınmıştır. “Yerin genetiği” ve “Kentsel Ekim / Urban Implant” kavramları bu studyolarda ele alınan tasarım yaklaşımında temel kavramlardır. “Kentsel Ekim” (Urban implant) sadece, belirli bir kentsel mekana ekilen, yerleştirilen obje ya da strüktürün kendisine değil, aslında belirgin bir eylem, jest ya da performatif bir analize yol açan bir araç olarak adlandırılabilir. “Kentsel Ekim” çoğunlukla, kentsel mekanı karmaşık altyapısı olan bir organizma olarak tanımlayan bir mimari tasarım strüktürü olarak düşünülür. Bu kavramın genellikle problemli bir kentsel mekanı, mimari bir strüktürü iyileştirme ya da kentsel mekanı yeniden canlandırma olarak tanımlanageldiği kaçınılmaz. Fakat kavramı statik, sabit bir eleman olarak tanımlayan bu anlayış “kentsel ekim”in kentsel mekanın zaten bir parçası olduğunu tahayyül eder. Diğer yandan, kentsel mekanı canlandıran, kentin bir gösteri sembolü olarak mimari bir yapı da “kentsel ekim” olarak tanımlanabilir (Akbar O.,2008). Sonuç olarak, ele alınan stüdyolarda, birçok anlam ve kavramsal çerçevesi bulunan “kentsel ekim” kavramının bir eleman olarak kentsel mekandaki rolüne değil olası söylemsel rolüne odaklanılmıs ve bina ölçeğinde tasarıma başlamanın bır hazırlık adımı ve kentsel analiz için ana araç olarak kullanılmıştır.

Deneyimlenen tasarım eğitimi yaklaşımı, eğitimi toplamın parçaları olarak yani teori ve uygulamanın bir birleşimi olarak gören geleneksel mimari eğitim anlayışından farklıdır. Mimari eğitim sürecini, teori ve uygulama olarak ayırmaz. Teoriyi de uygulama olarak kabul eder ve “Düşünmenin uygulama oldugu”nu savunur. Kavramsal düşünme; bilgi / enformasyon alma ve kalıplaşmış söylemler yerine, konunun yeni alanlarını açma, oluşturma ve ilerleme doğrultusunda bir yoldur. Kavramsallaştırma da kritik düşünme ve günlük yaşamın dinamiklerine, uygulamalarına odaklanır. KAVRAM GELİŞTİRME YERE VE İŞLEVE AİTDİR. “Yer”e ait bileşenlerin tasarıma ve yaratma sürecine nasıl veri oluşturabileceği ve nasıl kavramsallaştırılacağı her ögrencininin geliştirebileceği / deneyimleyebileceği bir süreçtir.

Bir mimari tasarım stüdyosunun başarısında, tasarım eğitiminde kullanılan yöntem ve içerik kadar bu ortamı paylaşan bireylerin de katkıları tartışılmazdır. Stüdyoların gerçekleştirilmesindeki katkıları için Asistan arkadaşlarım, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Belinda Torus ve Çağda Özbaki’ye ve verimli bir tasarım stüdyosunun ortakları olan sevgili öğrencilerime teşekkür ediyorum.

*Stüdyoda üretilen öğrenci projelerini buradan takip edebilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın