Mimar Ali Kayboldu

Kaybettiniz Ali'yi. Mesleğini çok seven, sizden bir şeyler öğrenmek isteyen, sizin çalıntı veya devamlı birbirini tekrarlayan projelerinize ufak da olsa katkı sağlayabilecek bir beyni kaybettiniz.

Ali 24 yaşında. Geçen sene Türkiye’nin en iyi okullarından(!) biri olan ve günlük gazetelerin sadece kayıt dönemlerinde ısıtıp ısıtıp önümüze koyduğu “en iyi 50 üniversite” haberinin 16. sırasında yer alan bilmem ne üniversitesinden mezun oldu. Mimar oldu. O küçük şehirdeki tüm eş, dost, akraba Facebook’taki kepli fotoğraflarını beğenip, aralarında konuşmaya başladı bile, “Adnan’ın oğlu Ali mimar çıkmış” diye. 4 sene boyunca o kadar güzel şeyler öğrendi ve o kadar sevdi ki mesleğini hemen işe koyuldu büyük adam olmak için. İş aramaya başladı.

Ali her seferinde sizin malzeme listesi gibi verdiğiniz iş ilanlarının ‘Minimum 5 yıl deneyimli’ basamağının hemen altında ezildi, kayboldu. Tam 38 yere CV’ sini, dijital portfolyosunu, askerlik tecil belgesini, sigara içmediğine dair sağlık raporunu yolladı. Gözü görmedi “5 yıl deneyim” maddesini. “E ben bir yerde çalışamazsam o 5 yıl deneyimi nasıl kazanacağım?” diye düşündü. Arkadaşlarıyla barlarda kulaklarınızı çok çınlattı mimar ağabeyleri, ablaları. Ama o sohbetler de bir işe yaramadı, olmadı, sadece 1 kez görüşmeye çağırıldı. Haftalarca geri aranmayı bekledi, ama o telefon hiç çalmadı.

Kaybettiniz Ali’yi. Mesleğini çok seven, sizden bir şeyler öğrenmek isteyen, sizin çalıntı veya devamlı birbirini tekrarlayan projelerinize ufak da olsa katkı sağlayabilecek, hevesli, para kazanıp ailesinden yük almak isteyen tertemiz bir beyni kaybettiniz. Sadece siz de değil, tüm sektör kaybetti.
Gitti Ali.
Belki Avrupa’da onu dolu portfolyosu ile kabul edecek bir devlet üniversitesine,
Belki bir reklam şirketine,
Belki bir mağazanın satış temsilciliğine,
Belki bir internet dergisine,
Belki fotoğrafçı olmuştur ya da modaya yönelmiştir.
Belki de siz hala okulda verdiğiniz ödevleri öğrencileriniz yapıyor diye mutlu oluyorsunuz ama onları Ali yapıyordur hayatını sürdürebilmek için, kim bilir..
Günümüzde o kadar çok alan var ki bizlere verdiğiniz eğitim ile içine girebileceğimiz. Biz bir şekilde örgütlenen, dayanışma içerisinde olan “Gezi” nesliyiz unuttunuz mu? Hani şu bizimle övündüğünüz nesil, “Bu 90 neslinden adam olacak.” dediğiniz, yere göğe koyamadığınız. Biz bir şekilde mutlu oluruz, destek oluruz birbirimize.

Ancak tek noktada takılıyoruz ve üzülüyoruz, biz mesleğimizi seviyorduk sevgili meslektaşlarımız, büyüklerimiz.

Bu arada, sadece Ali değil, Ali ile birlikte sektör de gidiyor;
Belki de işini sevmeyen 5 yıllık deneyimlilere,
Belki de kendini geçindirebilmek için ne söylenirse onu yapan güzel beyinlere,
Belki de Ardahan’dan Edirne’ye birbirinin aynısı olan “Toki” abilere,
Belki de büyük adamlara, uzun adamlara,
Bilmiyorum.
Ali’yi kaçırdınız, ben sadece ona yanıyorum.

Etiketler

6 yorum

  • berra-goksu says:

    Evet özel sektörün şartları kötü olabilir. Evet bir mimar için “istediği” işi bulmak hiç kolay olmayabilir. Ama sadece “5 yıllık deneyim” bir mimar için umutsuzluğa sebep değildir. Bu anca işin kolayına kaçmak olur ve bolca acitasyon sosu…

  • elifcan-duygun says:

    Tam buraya bir yorum yazmak üzereydim ki telefonum çaldı. Başvurmadığım bir iş için, sektör dışında bir firma tarafından arandım. Belki de çok yılmış olsaydım peki tamam geliyorum, mimarlık kısmet değilmiş diyecektim kim bilir (öyle örnekleri çok gördüm). Ne ilgisizdim, ne de okul bitse de kurtulayım diye gözünün içine baktım. Hatta okul bitsin de kurtulayım diyen arkadaşlarım şu an yarı insan yarı autocad bir şeklinde, evli işli mutlu “tık”ırdıyorlar. Sektörden nefret edecek kadar iş görüşmesi yaptım. 5-10 yıl yazan iş verenin aslında yeni mezun deneyimsiz mimar aradığını da biliyorum. çünkü bu lütufla yeni mezun mimarı değerinin altında düşük sigortalı çalıştırabiliyorlar. Gelin itiraf edelim bu yazıda “ajitasyon” yok. Ajitasyon acındırma olmadığı gibi acındırma sandığınız ve tepki gösterdiğiniz şey itiraf edemediğiniz ama gördüğünüz, sektörün dökülmeye başlayan yanları. Bu yazıda aslında mesleğini seven ve çalışarak deneyim kazanmak isteyen birinin sitemi var(bizlerin de adına). Arkadaşlarımızdan gördüğümüz şeyler bunlar bizim: aslen mimar ama sosyal medyacı, yazar, modacı, görsel tasarım uzmanı, görüntü yönetmeni, reklamcı. Yeteneklerini değerlendirebileceği sektöre geçiyor insanlar. Mimar, tasarımcı, grafiker, metin yazarı ne bileyim bir sürü kafa patlatıcı mesleğin sandığınızın aksine kendini geliştirmesi için düzgün koşullarda çalışmaya ihtiyacı var. Sonuç olarak, elinize sağlık.

  • cem-yildirim says:

    Türkiye sürekli beyin göçü veriyor; bu saçma yönetim sistemiyle daha da vermeli. Avrupa’nın 2,5-3’te biri, endüstri ve inşaat odaklı üretici ülkelerin ise 4’te biri maaşlar ve sosyal imkansızlıklarla çalıştırılıyor mimarlar Türkiye’de. Çok kaliteli ürünler çıkarabilecek arkadaşlarımız demotive olmuş, yalnızca gün geçiriyorlar, yazık.

  • esra-de1 says:

    ne kadar güzel ifade etmişsiniz.Şuan tam da beni anlatmışsınız.

  • beyza-yaran says:

    ali’nin yaşadıkları mimarlar odası da dahil hiç kimsenin umrunda değil!

Bir yanıt yazın