Bodrum Mimarlık Kitaplığı: Mimarinin Mutlulukla Bir İlgisi Olmalı

¨….. her geçen gün zenginleşmeye açık, yeni yeşermeye başlayan taze bir bahçe burası!¨

Bir yere ilk kez giderken algılanan ve beklentilere uygun olarak, her insanın zihninde oraya dair bir görüntü canlanır. Tabii çoğu zaman gerçek, tahayyül edilenin aşağısında kalır. Bodrum Mimarlık Kitaplığı’na ilk gidişimde benim de kafamda sevinçle ve sabırsızca kurduğum bir tasarı vardı. Fakat daha bahçedeki taşlıktan geçerken beklediğimin çok ötesinde bir güzellikle karşılaşacağımı anlamıştım. Peki, böyle bir Kitaplık oluşturma fikri nereden doğmuştu?

“Bu binayı neden bir restoran veya kafe olarak değerlendirmediniz?”

Çoğu kişinin aklına gelen bu sorunun cevabı, kapısından adım attığınız anda her köşe başından kendini gösteriyor. Güven Erten’in güler yüzlü karşılamasıyla âdeta tarihî bir yolculuğa çıkıyorum.

İçerisi tatlı bir öğle uykusu çekebilecek kadar serin, asırlık taşların dokusu kadar sıcak, mandalina kokusu kadar ferah, uzaklardan duyulan belli belirsiz bir ezgi kadar yalın… Bodrum Mimarlık Kitaplığı her köşesi detaylarla güzelleştirilmiş, hem zarafet hem de bilgeliğin vücuda gelmiş hâli. Örneğin geniş ve uzun toplantı masalarının zihinde uyandırdığı ciddiyet unsuru, burada masanın üzerine örtülmüş desenli, mavi keten örtü sayesinde dostların bir araya geldiği samimi bir yuva hâline dönüşüyor. Üst katta, çalışma masalarının yanındaki sedirlerde insan keyifle kendini dinleyebilir, yalnızlığını düşünceleriyle sarmalayabilir. Yahut ahşap çerçeveli kırmızı bir kadın portresinin mahzun bakışlarıyla karşılaşabilir, bulunmaktan her zaman mutluluk duyacağınız bir yerde olduğunuzun farkına varabilirsiniz.

Mandalina bahçeli, bu yüz yıllık evin dönüşüm hikâyesi 2014 yılında Bodrum’un sakin bir şubat ayında başladı. Bodrum Mimarlık Kitaplığı, Dünya Mimarlık Topluluğu’nun (World Architecture Community) fikir babası Prof. Dr. Suha Özkan’ın kırk sekiz yıllık meslek yaşamlarının doğal sonucunda, depoda beklemesine veya satmaya kıyamadıkları, birçok insanın katkısıyla oluşan birikimlerle yaşam buldu.

Eskiden alt katı hayvan barınağı, üst katı konut olarak kullanılan yapının özgün hâline zarar vermeden, Suha Özkan ve meslektaşı Ahmet Iğdırlıgil’in ortak çalışması sonucu incelikli bir restorasyon örneği gerçekleştirilmiş. Dış duvarlara dokunulmadan, iç duvarların sıvalarını sıyırıp özgün taş örgüyü ortaya çıkaran duvar dokusu ise Halil İbrahim Adalı ve restorasyon ekibinin, ziyaretçilerin övgüyle karşıladıkları eseri. Restorasyon sırasında 72 ㎡’lik bir ek bölme yapma hakkına sahip oldukları hâlde, bundan imtina ederek yalnızca 32㎡’lik bir alan kullanıldığını öğrendiğimde ne kadar hassas bir yöntem izlenildiğine bir kez daha tanık oldum.

Çalışma masaları, sandalyeler ve en önemlisi kitap raflarının tasarımı ise Suha Özkan’ın sevgili öğrencim diye söz ettiği Yavuz Savaş’a ait. Duvarları boylu boyunca parselleyen dev raflar yerine, her iki taş duvarla karşılıklı iki –raf duvar- çözümü, bu şirin Bodrum evinde insanda kitapların içine gömülme isteği uyandıran diğer unsurlar arasında.

Suha Özkan’ın sanatseverlere tarihî bir Bodrum evinde çalışabilme ve bilgiye ulaşabilme heyecanını yaşatma arzusu, tam olarak amacına ulaşmış görünüyor. Kendisinin de belirttiği üzere bu kültür mirasının “eski bir taş mandalin ambarı gibi değersiz ama anlamlı bir yapı” içerisinde olması, verilebilecek en doğru karardı. Belki de karardan ziyade, uzun zamandır beklenen bir karşılaşmaydı.

2015 Temmuz ayında ilk kez ziyaretçilerle buluşan Bodrum Mimarlık Kitaplığı, mimarlık kültürüne olduğu kadar, kitaplara ve özgün belgelere dokunarak okumak ve incelemek isteyenler için de bir armağan niteliğinde. Toplam kitap ve dergi sayısının yirmi bine ulaştığı sırada, Suha Özkan’ın güçlü ve anlamlı bir “Mimarlık Kitaplığı” oluşturma isteği sonucu, genel kültür, edebiyat, felsefe ve diğer özel yapıtlar içlerinden ayıklanmış ve geri gönderilmiş. Bu sayede Bodrum Mimarlık Kitaplığı sayısız kitaplarla dolup taşmaktan ziyade, “tematik ve sınırlı” bir koleksiyonu sahip olup, “ilk-özel” mimarlık kitaplığı tasarımına kavuşuyor. Ağırlıklı olarak mimarlık tarihi ve yapıtlarına yönelik eserler bulunsa da sanat ve diğer konularda kaynaklara ulaşmak mümkün. Ayrıca yüz-yüz elli yıllık makaslar ve sefertasları gibi gereçlerin de teşhir edilmesiyle Kitaplık, aynı zamanda bir müze niteliği de kazanıyor.

ODTÜ rektör yardımcılığından gelen yönetici kimliğinin yanı sıra yirmi beş yıl boyunca Ağa Han Mimarlık Ödülleri’nde Genel Sekreter olarak görev yapan Suha Özkan, Bodrum Mimarlık Kitaplığı’nı ileriki dönemlerde kurumsallaştırıp, yeni nesil temsilcilerine devretmek ve sürdürülebilir kaynaklar ayırmak düşüncesinde. Kitaplık, yönetim modeli olarak “açık büro” kavramında gelişecek. Böylece meraklı, araştırmacı sanatseverler, mimarlar ve Bodrum’un hareketli akıntısından kaçamak yaparak işlerini yürütmek isteyenler haftanın beş günü, saat 14:00 ila 18:00 arası buradan yararlanabilecek. Kişilerle birebir veya belgeler yoluyla olan etkileşimler sonucu manevi açıdan her geçen gün zenginleşmeye açık, yeni yeşermeye başlayan taze bir bahçe burası…

Zaman ve mekânın bu denli uyum içinde birbirine karıştığı, sessiz ve sevecen bir vaha yarattığı için Suha Özkan ve tüm ekibine sıradan ama nitelikli okurlar, hele mimarlık araştırmasına koyulmuş okurlar olup hepsi adına teşekkürlerimizi sunuyor, Bodrum’a yolu düşen sanatseverleri bu hoş atmosferi hissetmeleri için Kitaplık’a bekliyoruz.

ODTÜ rektör yardımcılığından gelen yönetici kimliğinin yanı sıra yirmi beş yıl boyunca Ağa Han Mimarlık Ödülleri’nde Genel Sekreter olarak görev yapan Suha Özkan, Bodrum Mimarlık Kitaplığı’nı ileriki dönemlerde kurumsallaştırıp, yeni nesil temsilcilerine devretmek ve sürdürülebilir kaynaklar ayırmak düşüncesinde. Kitaplık, yönetim modeli olarak “Açık Büro” kavramında gelişecek. Böylece meraklı, araştırmacı sanatseverler, mimarlar ve Bodrum’un hareketli akıntısından kaçamak yaparak işlerini yürütmek isteyenler haftanın beş günü, saat 14:00 ila 18:00 arası buradan yararlanabilecek. Kişilerle birebir veya belgeler yoluyla olan etkileşimler sonucu manevi açıdan her geçen gün zenginleşmeye açık, yeni yeşermeye başlayan taze bir bahçe burası…

Zaman ve mekânın bu denli uyum içinde birbirine karıştığı, sessiz ve sevecen bir vaha yarattığı için Suha Özkan ve tüm ekibine sıradan ama nitelikli okurlar, hele mimarlık araştırmasına koyulmuş okurlar olup hepsi adına teşekkürlerimizi sunuyor, Bodrum’a yolu düşen sanatseverleri bu hoş atmosferi hissetmeleri için Kitaplık’a bekliyoruz.

Etiketler

Bir yanıt yazın