Osmanlı Döneminde Mimarlık Mirasını Koruma Yaklaşımları

"Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Türkiye'de Mimari Koruma Kültürü" konferans dizisinin ilki olan "Osmanlı Döneminde Mimarlık Mirasını Koruma Yaklaşımları", Doç.Dr. Deniz Mazlum'un sunumuyla 22 Ekim saat 16:00'da Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nde.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından düzenlenen, Osmanlı’dan günümüze Türkiye’de mimari koruma kültürünün oluşumunun uzmanlar tarafından aktarılacağı “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Mimari Koruma Kültürü -1” başlıklı konferans dizisinin ilk bölümü “Mimarlık ve Kent Şenliği” sürecinde gerçekleştiriliyor.

Beş bölüm olarak tasarlanan programa 22 Ekim Cumartesi günü İTÜ Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz Mazlum, “Osmanlı Dönemi’nde Mimarlık Mirası Koruma Yaklaşımları” başlıklı konferansıyla konuk oluyor.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Mimari Koruma Kültürü Konferans Dizisi Hakkında

5 konferans olarak tanımlanan bu dizi ile Osmanlı’dan erken Cumhuriyet dönemine Türkiye’de mimari koruma kültürünün oluşumu uzmanlar tarafından tanıtılacaktır. Osmanlı döneminde bugünkü çağdaş anlamıyla koruma bilinci denemese de kadim eserlerin özellikle de vakıf eserlerin varlığını sürdürmesi ve işletilmesi çabası yoğundur. Cumhuriyet döneminde ise Batılı çağdaş düşünce sisteminin bir bileşeni olarak anıt eserlerin belgelenmesine ve restorasyonuna özel bir önem verilmiştir. Eldeki olanaklar çerçevesinde konuya ilgi duyan mimarlar bu alana yönlendirilmiş ve gerek kişisel çabalar gerek Batı’da edinilen deneyimlerle İstanbul’un görkemli anıt yapılarından Anadolu bozkırındaki kervansaraylara belgeleme ve restorasyon çalışmaları yapılmıştır.

Bizans ve Osmanlı dönemi anıt yapıları mimari restorasyon alanının konusu olarak görülürken daha erken dönemden günümüze ulaşan arkeolojik yapı kalıntıları da arkeolojinin konusu olarak ele alınmıştır. Ancak kuşkusuz arkeolojik kalıntılar da mimari eserler olarak mimari koruma kültürü bağlamında değerlendirilmelidir. 19. yüzyıl Osmanlı dünyasında yavaş yavaş ilgi çeken bu bilim alanı, Cumhuriyet dönemi ile birlikte çağdaşlaşmanın temel unsurlarından biri olarak tanımlanmıştır. Bu çerçevede üretilen kültür politikaları kadar araştırma teşviki, belgeleme ve koruma sergileme uygulamaları dikkat çekicidir. Her ne kadar bunların sayısı az olsa da, arkeolojik yapı ve sitlerin gün yüzüne çıkmasını ve toplumla buluşmasının ilk örnekleri olarak önemlidirler.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın