Lever Architecture ve Atelier Ten, Masif Ahşap ile İlgili 4 Miti Çürütmeye Çalışıyor

Lever Architecture ve Atelier Ten, masif ahşap yapılar hakkındaki yaygın mitlerini ele alan yeni bir rapor yayınladı. Firmaların masif ahşapla ilgili yarattığı dört söylentinin tanımlanıp çürütüldüğü rapor, ahşabın sunduğu potansiyeli doğru şekilde yakalamak için sektörde daha incelikli bir tartışmaya platform oluşturuyor.

Fotoğraf: Lever Architecture / Albina Yard Projesi.

Raporda ele alınan ilk yanlış inanış masif ahşap binaların karbon nötr olması. Ekip, masif ahşap yapıların karbon nötrlüğüne giden önemli bir yol açabileceğini, ancak diğer kritik faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Özellikle, bir binanın yaşam döngüsünün birçok yönünün karbon nötrlüğüne ilişkin analizlerde genellikle ele alınmadığı ve karbon ayak izinin eksik tablosunu ortaya çıkardığının altı çizilmiş. Rapor, karbon-nötr bir bina elde etmek isteyen tasarımcılar için, Çevresel Ürün Beyanları (EPD’ler) gibi girişimler aracılığıyla iç mekan ürünlerinin ve mekanik ekipmanların karbon ayak izi konusunda üreticilerden daha fazla şeffaflık talep edilmesini öneriyor.

Raporun öne sürdüğü ikinci yanılsama ise ahşabın her zaman betondan daha sürdürülebilir olduğu iddiası. Yazarlar, sadece ahşap ürünleri kullanmanın “binaları otomatik olarak daha sürdürülebilir hale getirmediğini” ve malzeme tedariki ile nakliye gibi diğer emisyon kaynaklarını dikkate almanın önemli olduğunu belirtiyor. Rapor bunun yerine, tasarım ofislerine bir projenin karbon etkisi değerlendirilirken hem ahşap hem de beton teknolojilerini optimize etmeye yönelik stratejilerden yararlanılmasını ve her bir malzemenin özgün özelliklerinin dikkate alınmasını öneriyor.

Raporda ele alınan üçüncü mit ise masif ahşap binaların karbon emisyonlarını emdiği yönündedir. Ekip bu sanrıya karşın, ağaçların atmosferdeki karbonu tuttuğunu ve ahşap binaların bu yüzden ağaçlar tarafından emilen karbonu tuttuğunu, ancak ahşap binaların aktif olarak karbon emmediğini belirtiyor. Raportörler, orman karbon stoklarının tükenmemesini sağlamak için tasarım ekiplerinin FSC sertifikalı kereste temin etmelerini öneriyor. Yazarlar ayrıca, bir binanın sökümü veya yıkımı sonrasında mümkün olduğunca fazla karbonun muhafaza edilmesi için kerestenin kullanım ömrü sonu işlemlerinin de dikkate alınmasını istiyor.

Son efsane ise “her ahşap iyi ahşaptır” görüşü. Ekip, bir önceki mite benzer şekilde, ahşap ürünlerin kalitelerinin bu ürünlerle ilişkili ormancılık uygulamalarıyla doğrudan ilişkili olduğunu ve ormanların nasıl yönetildiğini sormadığımız sürece, bir ahşap ürünün ilerlemeye yardımcı mı yoksa engel mi olduğunu bilmemizin mümkün olmadığını belirtiyor.

Ekip raporda şu sonuca varıyor: “Ekolojik açıdan daha değerli, orman yangınlarına daha dayanıklı ve uzun vadede karbonu daha iyi depolayabildiği kanıtlanmış, farklı yaş sınıflarındaki meşcere*lerle daha uzun hasat rotasyonları için yönetilen ormanları desteklemeliyiz.”

*Yaş, ağaç türü kombinasyonu, büyüme ya da kuruluş şekli, bunların hepsi veya bir kısmı ile kendisini çevresinden açık olarak ayıran ve en az bir hektar büyüklükte olan orman parçası.

Etiketler

1 Yorum

  • Nihat Kurtgözlü says:

    Bir ürüne ait mitleri hasatı nakliyesi kullanım yaşam döngüsü olarak ele alıp çürüteceksek, muadillerini de aynı şekilde kıyaslamak gerekir ve günün sonunda ahşap yine kazanır – deneyimle sabittir.

Bir yanıt yazın