“Daha Fazla Bilgi ile Tasarlamak”

PAB Mimari Tasarım'ın ortakları Pınar Gökbayrak, Ali Eray ve Burçin Yıldırım araştırmayı, daha çok bilerek yapmayı üretimlerinin önemli bir parçası olarak gördüklerini anlatıyor.

Profesyonel meslek hayatıma başladığım günden bu yana beni en çok şaşırtan konulardan biri, inanılmaz kaynaklar aktarılarak hayata geçirilen yapıların gerçekte ne kadar az bilgi ile tasarlanıyor olması olmuştur. Bilginin az olmasının tabii ki pek çok kaynağı var; bunlar arasında yerel yönetimlerin veya karar verici mercilerin mevsime göre farklı yerlerde durabilen kaygan zeminleri, doküman eksikleri, elde edilebilenlerin tutarsızlıkları, olmayan veritabanları, mimari süreçlere dair bilgisi az olduğu için ihtiyacını iyi ifade edemeyen işverenler sayılabilir.

Bu sayılanların da her biri ayrı tartışmalara konu olabilir. Fakat hala şaşırıyor olmama şaşırdığım kısım, mimarların kendi enstrümanlarını da aynı bilgisizlik ile kullanmaya devam etmeleri:

  • Bir mimar olarak ürettiğin yapının kendi çevresinde ve içinde yaşanacak araç ve yaya sirkülasyonunu simüle edebiliyor musun?
  • Güneşin her saat farklı bir açıdan geldiğini, o nedenle tek bir kesit üzerinde rastgele bir güneş açısı ile çizdiğin diyagramın, aslında hiçbir şey ifade etmediğinin farkında mısın?
  • Kullandığın malzemelerin hayat döngülerine dair fikrin var mı?
  • Bir yapının operasyon aşamasını da tasarlayabileceğinden haberdar mısın? Önceden tasarladığın yapıları inceleme, gözlemleme, onlardan ders çıkarma merakın yok mu?

Rönesans mimarı yapının inşaasını dahi kendi elleriyle yapabiliyorken, daha fazla bilgiye erişebiliyor olmanın avantajı ile daha fazla uzmanlık türüne sahip artık dünya. Yukarıdaki sorular çoğu zaman kendi bağlamlarında anlamlı ve her biri ayrı bir uzman tarafından ele alınıyor olabilir; fakat mimar belki de artık bu soruları ve cevaplarını kendi tasarım sürecine başarılı bir şekilde dahil edebilmekten sorumlu.

OMA’nın AMO’su*, Frank Gehry’nin karmaşık strüktürlerini çözebilmek için yapılan araştırmalarla başlayıp tek başına bir firmaya dönüşen Gehry Technologies, Norman Foster’ın kendi bünyesindeki sürdürülebilirlik ve yapı teknolojileri departmanı, BIG’in görece yeni BIG Ideas think-tank’i gibi yurtdışından bildiğimiz başarılı ar-ge ekipleri, yazının başında bahsedilen “az bilgi ile tasarlama”yı kabullenmeyenlerin reaksiyonları.

Genç ekip PAB –ki konuya uygun bir şekilde isimleri Potansiyel Araştırma Birimi’nin baş harflerinden oluşuyor– araştırmayı, daha çok bilerek yapmayı üretimlerinin önemli bir parçası olarak gördüklerini belirtiyor. Daha da güzeli, kendi araştırmalarını herkese açık** bir şekilde paylaşma taraftarılar.

* Rem Koolhaas, AMO ile ilgili konuşurken şunları söylüyor: “Belki de mimarlık ahmakça bir şey olmak zorunda değildir. İnşa etme zorunluluğunu bir kenara bırakınca, mimarlığı ilişkiler, oranlar, bağlantılar, etkiler ve her şeyin diyagramını ifade eden bir disiplin olarak ele alabiliyorsunuz.”

** PAB’ın eğitim yapıları ile ilgili tecrübelerinden oluşturdukları açık kaynaklı derlemeyi burada görebiliyorsunuz: www.ogrenimmekanlari.com

Etiketler

Bir yanıt yazın