Yataş Mağazası

YERce Mimarlık tarafından tasarlanan Yataş Mağazası İstanbul Kartal'da yer alıyor.

Projenin hikayesini Nail Egemen Yerce anlatıyor:

Yataş Yönetim Kurulu, bizden hem yurt içi ve yurt dışı mağazalarında uygulayacağı, yenilenen yapısını ifade eden yeni bir kurumsal mağaza konsepti hem de bu konsept doğrultusunda Genel Merkez binasında yer alan yaklaşık 4000 m2 olan kullanımdaki mağazayı, flagship store (bayrak mağaza) olarak yeniden tasarlamamızı istedi.

Karşılıklı görüşmelerimiz neticesinde markanın yenilenen yapısına dair mağaza konseptinde bir takım başlıklar belirledik.

Mağazaların;

  • Markanın önerdiği yaşam kültürünü yansıtması ve bunu bütünlüklü bir biçimde sunması,
  • Müşteriye hayal kurdurması, yarattığı ambiansla müşteri ilgisini zinde tutması ve bunu mobilyanın önüne geçmeden yapması,
  • Erişilebilir tasarım ve ürün algısına yardımcı olması,
  • Kendi koşullarına göre her birinin ayrı bir mecra olarak ortaya çıkması,
  • Konforlu hissettirmesi,
  • Müşteriyi yükselten bir yapıya sahip olması

gibi niteliklerini ön plana çıkarttık. Bu niteliklerin mekansal karşılıklarını araştırdık. Böylelikle Yataş’ın yenilenen yapısından hareketle ve belirlediğimiz başlıklar doğrultusunda yeni kurumsal mağaza konsepti strüktürünü elde etmiş olduk. Daha sonra bu konseptin ilk uygulama alanı olan flagship store niteliği taşıyan mağazaya eğildik.

Konsept:

  • Giriş ve Podyum: Dış mekandan başlayarak iç mekanda da devam eden ahşap bir yol… Müşteriyi mağazanın dışından itibaren sıcak bir şekilde karşılayan ve içeri doğru alan sürükleyici ve devamlı bir zemin düşündük. İç mekanda bu yola ‘podyum’ ismini verdik. Müşterinin burada kendini özel hissetmesini amaçladık.
  • Merdiven ve konuşan yüzey: Müşterinin merdivendeyken de mağazanın kalanıyla ve ürünlerle ilişkisinin devam etmesi gerektiğini düşündük. Konseptin ilk uygulaması olan mağazanın merdiveni betonarme ve etrafı duvarlarla çevrili idi. Duvarlar ve betonarme merdiven yıkıldı. Duvarların yerine cam yüzeyler geldi. Merdiven ise çelik konstrüksiyon olarak çok daha ince kesitlerde ve rıhtsız olarak çözüldü. Sistem çok daha şeffaflaştı ve merdivendeki kişinin, mağazanın kalan kısmıyla daha güçlü bir ilişki kurması sağlandı. Merdiven etrafındaki cam yüzeyler, üzerine yapılan branding uygulamaları ile markanın vizyonunu ifade eden ‘konuşan yüzey’ olarak işlev kazandı.
  • Ürün sergileme birimleri: Her bir koleksiyonun salon, yemek ve yatak odasından oluşan bir ‘ev’ bütünlüğü içinde sergilenmesini kararlaştırdık. Mekan bölücü olarak kullandığımız seperasyonlar, ayırdıkları mekanlar arasındaki algıyı tamamen kopartmadan konumlandılar. Bunun devamında koleksiyonlar arası mekan geçişlerinin de yumuşak ve dengeli olmasına özen gösterdik. Yani hem parçalar kendi içlerinde hem de bu parçaların oluşturduğu bütünde akışkan mekanların ortaya çıkmasını hedefledik. Buna ek olarak mobilyanın kendini daha iyi ifade etmesi için mimari detaylar oldukça sadeleştirildi. Renk çalışmalarına ve aydınlatma tasarımına bu doğrultuda yön verdik. Ürünlerin sergilendiği birimler arasında gezerken ara geçişlerde bazen mekansal sürprizlere de yer verdik.
  • Cafe ve sosyal alan: Müşterilerin, ürünleri gördükten sonra yorulmuş olabilecek algılarını tazelemeleri, küçük bir es verebilmeleri ve diğerleriyle sosyalleşebilmeleri için gerçek bir cafe niteliğinde bir mekanın olması gerektiğini düşündük. Aynı zamanda çalışanların da belli zamanlarda burayı kullanabilmesini öngördük. Çocuklu müşterilerin çocuklarını bırakabilecekleri bir çocuk oyun bölümünü de cafe ile komşu olacak şekilde konumlandırdık.
Etiketler

Bir yanıt yazın