KOÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğrencilerinden Manifesto!

Okullarındaki eğitim sistemini eleştiren Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi öğrencilerinden oluşan Bir Avuç Öğrenci isimli grup bir manifesto hazırladı.

Manifestolarını yaygınlaştırarak mimarlık okullarındaki eğitim sistemini tartışmaya açmak isteyen öğrencilerin hazırladığı tam metin şu şekilde:

“BİZ…
Her siyasi görüşten,bakış açısından,anlayıştan,ülkenin dört bir yanından gelmiş bir avuç öğrenciyiz. Hiçbir kurumu,derneği,kulübü,odayı,oluşumu temsil etmiyoruz.Tek ortak noktamız Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde olup Mimarlık eğitimi alamıyor olmamızdır.

FAKÜLTEMİZDE yönetim eş merkezli akadamisyen baskısının ve tehditlerinin haddini aşması, hiyerarşik düzenin baskın bir şekilde uygulanması, öğrenciyle hiçbir şekilde iletişim kurulmaması ve iletişim taleplerinin reddedilmesi; öğrencilerin fikirlerinin, önerilerinin önemsenmemesinden dolayı kendimizi ifade edemediğimiz, fikirlerimizi sunamadığımız bu ortamda; okul içinde ve dışında alternatif eğitimin kılcallarını arayıp kendimize bir şekilde yetmeye çalışıyorken artık fakülte içinde mimarlık ortamını soluyamaz hale getirildik.

Biz, zihinlerimize yapılan baskının,emeklerimize yapılan haksızlıkların ve kişiliklerimize yapılan saygısızlıkların haddini aştığı süreçleri yaşamaktayız. Bu durumun ilerleyerek devam edeceğinden endişe duyuyoruz ve ne yazık ki yazmaktan başka çaremizin olmadığını düşünüyoruz!

Hayatın her alanında özgürce söylememiz,tartışmamız gerektiğine inandığımız fikirlerimizi söyleyemediğimiz,akademisyenlerin tartışılmaz bildikleri kurallara kafa sallamayı görev kabul ettirilmek istenmemizden;

Düşüncelerin önemsenmediği,atölyelerin öğrenciyi piyasaya hazırlamaktan ibaret olduğunu düşünen ve sürekli tehditlerle atölye süreçlerimizin yürütülmesinden,
Kendi egolarını tatmin etmek için konferans düzenleyip konuşmalar yapan fakülte yönetiminden;

Konferanslara yoklama zoruyla öğrenci götürülen zihniyetten;

Öğrenci etkinliklerinin asılamadığı fakülte koridorlarında adeta ibret-i alem olsun diye yoklamadan kalan öğrencilerin teşhir edildiği kağıt parçalarından;
Hocaların egolarını kustukları kap gibi davranıldığımız,fakülte katlarının ego hangarına dönmüş olmasından;

SİZDEN,

ve

Egolarınızı yüceltmek uğruna elimizden geleni yapmadığımız için;

Sorgusuz sualsiz kabul ettiğimiz için;

Israrla cevap aramadığımız için;

Mücadeleden kaçtığımız için;

Arkadaşlarımızı sizin önünüzde yalnız bıraktığımız için;

Yalakalık yapamadığımız için;

Sizden ve notlarınızdan korktuğumuz için;

Baskılara karşı direnemediğimiz için;

KENDİMİZDEN
UTANIYORUZ!!!

Bizler tasarım öğrencileri olarak üretim yapacağımız mekanların ve kafaların tamamen hür ve kaygısız olmasını istiyoruz.”

Öğrencilerin paylaşımlarını buradan takip edebilirsiniz.

Etiketler

3 yorum

  • teo-m-aydogdu says:

    Vinsan kampüsünde barakalarda eğitim yapılırkenki samimiyeti anıtparkta hiç göremedik çok şükür…

  • naz-ekim says:

    Metni ilk kez okuyorum ve helal olsun diyorum. Zamanında öğrenciyken yaşadığım tüm sorunlar, 7 yılda zar zor bitirdiğim okul hayatım, aşkın bir istekle tercih ettiğim mesleğimden nasıl da nefret eder hale geldiğim günler aklıma düştü. Akademisyen olduğunu zanneden , aslında başka işler yapması gerekirken belki de “kapağı okula atmış” bir nevi ego tatmini yapmaya gelmiş ve akademisyenliği ne yazık ki “meslek” olarak gören , “bir avuç” kişinin aşağılamalarına maruz kalmış canım mimarlık öğrencilerinin manifestosuna sonuna kadar katılıyorum. Yazılanların Türkiye’deki tüm mimarlık okullarında nispeten var olduğuna bizzat şahidim.. Ancak neyseki yeni gençlik bizlerden çok daha asi, onları takdir ediyorum, tebrik ediyorum.. Umarım bu çağrı hocalarda bir sorgulama yaratabilmiştir…

  • omer-yilmaz says:

    Bunca paylaşım ve yoruma rağmen üniversite ortamından hiç yorum gelmemesi… Şaşırıyor muyuz. Hayır, hiç…

    Türkiye son dönemde çok ilginç bir sürecin içinde. Olağan koşullarda müthiş tepki gelmesi gereken konulara hiç tepki gelmeyebiliyor. Biz Arkitera’da buna çok alıştık. UMÖB metnine yazdığım eleştiri üzerine öğrenci arkadaşlardan -kendi bakış açılarından haklı bulduğum- eleştiriler geldi. Burada konuyu dağıtmaya hiç gerek yok, bu nedenle yukarıdaki metni derinleştirmeye, sonuçların nedenleri üzerinde kafa yormaya da gerek yok.

    Aynı soru geçerli: Bunca yoruma bölüm, dekanlık ya da rektörlükten hiç ses gelmediğine göre yazılanlar kabul mü ediliyor? Yoksa biz sizin hesabınızı göreriz diyerek yeniden silahlar mı çekiliyor!

Bir yanıt yazın