Voyage Torba Oteli

Voyage Torba Oteli

Baraka Mimarlık tarafından tasarlanan, Bodrum Torba’da bulunan otelin ilk etabı 2020 yılında tamamlandı.

01. Mevcut /Yaklaşım

Proje, Bodrum’a bağlı Torba beldesinde yer alıyor. Turizm, inşaat ve amansız rant baskısının şimdilik teğet geçtiği bir belde. İki katlı, çoğunlukla ayrık nizam saifiye yapıları, birkaç butik otelden ibaret.

Beldenin en büyük oteli Voyage Torba. Söz konusu proje alanı, iki büyük otelin birleşimi. Yeni program, azaltılmış oda sayısıyla 74.000 m² yüzölçümü, 60.000 m2 inşaat alanı, 345 oda. Proje alanı 5 ayrı bölge ve her bölgenin kendi ihtiyaç ve bağlamlarında  değerlendirildiği 5 ayrı yapı tipolojisinden oluşuyor.

2019-2020 yılı inşa edilen 1. bölgesini yayınlıyoruz. Proje süresince gündemde olan konular, sorunsallar şöyle: Programın tamamı düşünüldüğünde belde için yüklü ve büyük bir ölçek. Geniş alana yayılan proje alanını tek seferde ele almak , tekil bir mimari karakter üzerinden değerlendirmek belde için büyük bir müdahale, vahim sonuçları olabilir. Dokuyla, oluşmuş çevreyle asgari uzlaşı noktasında buluşmak temel bir sorunsal.

Kompartıman düzeninde, kitlesel tüketim alışkanlıklarına göre şekillenmiş, kendinden öncekileri kâale almayan, red eden tipik otel şemalarından uzak durmak, uzlaşının ipuçlarını yer/yerellikte aramakta fayda var.

Yerelin; iklimle beraber gelen Ege ve Akdeniz’in açık, yarı açık, kapalı mekan kurgusu, aralıkları, dar sokakları, sokak nişleri, sokağa dayanan yapı kurgusu, sokak ile ev arasındaki ara bölgesi, taşlığı, rastlantısallıkları ve buradan türeyen eşikleri, gri alanlar serisi…

Yerleşimlerin; keskin kurallara dayalı olmayan, bazen rastgele, bazen sezgisel oluşları, mahalle ölçeğinde olduğu gibi küçük yapılardan oluşan, katışık ilişkilerin izleri, iç içeliği, aşina olunan yerel gündelikler/gündelik durumları…

Bahsi geçen yerele dair olan ‘şeylerin’ ağına düşerek, onlara dayanarak, olmuş olanı anlayarak, yerele dair olanı olduğu gibi değil; çağrışımlarıyla, şu an ki dünyanın kavrayışına/kullanışına uygun, kökünü oradan alan  bir çeşit yeni oralıyı keşfederek projenin ana güzergahını belirlemek en güvenli yol.

Bununla beraber romantik vernaküler/aidiyet mitlerine teşne olmadan, güdümlü düşünme paketleri/repertuarları gölgesinde kalmadan, içgüdüsel ilişkiselliği zedelemeden yol almak gerek.

02. Bazı Temel Meseleler

Ufalama, ölçek küçültmek, yapı grupları oluşturmak, alt/mikro bölgeleri keşfetmek, küçük yapılara meyletmek beldenin dokusu ile uzlaşmak adına öncelikli bir yol… Küçük bir kent parçası veya mahalle ölçeği gibi… Bu yapı gruplarını, alanı dik ve boydan boya çapraz kesen iki ana arter ile denize dik kılcallarla kademe kademe bağlamak, proje bütünlüğüne dair yapılacak tek şey.

Rastlantısallıklar/Nişler: Yapı grupları oluşurken bazı ana eksen çerçeveler tanımlansa da, yerelde olduğu gibi, yerleşkenin ilk yapısının dışındaki tüm yapıları bir öncekinin posizyonuna göre yerleştirme, baştan öngörülemeyeni benimseme… Bir dizgi ve hat üzerinde olmayan sadece aralarında geçiş mesafesi için bırakılan minimumlar dışında bir kuralı olmayan rastlantısallık ve nişler dizisi. Proje oluşurken hazır öğretilerin konforuna düşmemek üzere maket ile sezgisel oluşlara yaslanmak en potansiyelli durum gibi..

Eşikler/gri alanlar dizisi… İklimin, coğrafyanın olanaklı kıldığı yerel mimarinin ara alanlarının/mekanlarının izini sürmek…

Siyah ve beyaz kadar keskin, kristalize plan kurgusundan uzak, açık, yarı açık, kapalı alanlar iç içe… Bazen tersyüz… İçerisi, dışarısı, arayüzler birbiriyle iletişim halinde, karşılıklı tanımlayıcı… Eşikler ise arabulucu…

Bir çeşit gri alanlar dizisi…

Ana arterden ara artere, sokaktan taşlığa, taşlıktan ‘odaeve’, odaevden banyoya, banyodan iç bahçeye, iç bahçeden tekrar gökyüzüne…Öyle ki dışarıdan başlayan materyal içeride de devam eder. İçerisi ve dışarısı bütünleşik…ve bu durum projenin bir diğer dayanağı…

Duyusal Olana Dair…

‘Pallasma; insan duyuları içinde teknolojilerin hızına yalnızca görmenin uyum sağladığı bir dünyada, mimarlığın dolaysızca çınlayan duyulara ağırlık vermesi gerektiğini savunur.’

Dünyayı anlamayı/kavramayı  sadece görmeye indirgemek yerine; duyuları hareket geçiren ögelere başvurmak , birçok duyusal deneyimi olanaklı kılmak, elzem bir durum gibi…

Dokulu yüzeyler, lavantalar, turunçgiller, kokular, sesler…

Esintinin derinlilere kadar nufüz etmesini sağlayan iç içe mekan kurgusu…

Işık ve gölgeler…

Dolayımsız olana meyletmek, beden ile deneyimlemek bir diğer arayış…

Turizmin Şablon Eylemlerine Dair…

Seri tüketimin gerek duyduğu mekan kurgusuyla, teatrelliğiyle, tuhaf tema/taklitleriyle, kompartıman düzenindeki  dev cüselli son dönem resort otelleri, tüm insan eylemlerini  şablonlarla tanımlıyor. Bu seri üretim/tüketim bandında duraksamaya/anlamaya, kendiyle olmaya, davranış kalıplarının dışına çıkmaya yer yok gibi. Boş zamanlar endüstrisi… Paketlenmektir esas olan…

Gerçekliğin basit imajlara dönüştüğü, imajların gerçekliğin yerini aldığı, sahte dünya tahayyüllerinin/ihtiyaçlarının yeniden ve yeniden üretildiği yerler…

Projede kişinin kademe kademe insan eylemlerine katıldığı, gerektiğinde kendi aralığına/entim alanına, kendine  döndüğü, boş zamanını kendi belirlediği, duraksadığı, mimarinin düzenleyici, olasılık artırıcı, çerçeve tanımlayıcı bir rolü üstlendiği, hatta mimarinin; her tür teatrelliğin, kurguların, paket programların alanın daraltılmasında ve dışında tutulmasında etkin kullanıldığını söylemek abartı olmaz.

Kısmen çabanın beyhude olduğunu bilerek…

Etiketler

Bir yanıt yazın