Satın Alma, Bursa Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Proje Yarışması

PROJE RAPORU

ÇARŞIKAPI

DOLULUK VE BOŞLUĞUN ARA KESİTİNDE: ÇARŞIBAŞI

a.      KENTSEL HAZIFA KAPISI

“Yaşam kapıdan tek ve ayrı bir varoluşun sınırlamasından tüm olan yönlerin
sınırsızlığına doğru dışarıya çıkar” (Simmel, 2013)

 

Kent duvarları var olduğu ve var olmaya devam ettiği kentlerin sınırlarını tanımlayan aynı zamanda kültürel ve tarihi birikimin taşıyıcısı niteliğinde olan kent dokusunun önemli öğelerinden biridir. Kent kapıları, giriş ve çıkış noktaları olarak sadece insanların gelip geçtiği bir açıklık olmaktan öte kenti kontrol altında tutan iktidar ve güç simgelerini taşıma görevi üstlenmiştir. Hükmeden imparatorluğun baskın inanç sistemine referans olan haç, tura ve kitabe, imparator heykelleri, hayvan figürleri dışarıdan gelenlerin kentle buluştuğu sur kapılarında bulunan simgeler ve sembolik öğelerdir.

Kent duvarlarının “sınır” olarak görülmesine karşın kapılar, çizgilerin ayırdığı mekânsal ayrılığın aşıldığı, her an bu sınırlılıktan özgürlüğe adım atma olasılığının var olduğu mekânlardır.  Kapı, yaşanan an içinde algılanan somut bir nesne, bir sınır noktası imgesi olmaktan öte insanın var olduğu alan ve bu alan dışında kalan her şeyle bağ kurması ile birleştirici bir temsile sahiptir. İmgesel değeri, zamanla taşıdığı tarihi birikimin ve kolektif hafızanın taşıyıcısı, yansıtıcısı ve koruyucusudur. Bu bağlamda öneri, “Kapı”nın yaşam dinamiklerinin birliğini ve devamlılığını nasıl ayırdığı ve nasıl birleştirdiği konularını tartışmaya açmaktadır.

Kadim kentlerin en temel yapıtaşı olan kapı ile imgeler ve mekanlar arası bağlayıcı görev üstlenen köprü, kavramsal temsilinin yanı sıra proje alanında tespit edilmiş sorunlara çözüm sunan, kent kimliğini görünür kılan birleştirici fiziksel unsurlardır.

Bu bağlamda, Bursa Kent’i için önemli bir simge değeri üstlenecek olan “Kentsel Hafıza Kapısı” olarak “Koza Kültür Merkezi” projenin merkezinde yer almaktadır. Yarattığı boşluk etkisiyle hem çarşı bölgesine giriş kapısı rolünü üstlenirken hem de mimari ölçeğiyle Tarihi Çarşı Bölgesi için kentsel perspektif yaratmaktadır.

Koza Kültür Merkezi’nin oluşturduğu bu boşluk aynı zamanda çift yönlü olarak (Hanlar Bölgesi’ne bakış/ Balibey Han ve Sur İçi’ne bakış) sinematografik etki yaratmaktadır. Farklı kotlardaki vista noktaları kentli ve turist için kent hafızasını destekleyici bir deneyim sunmaktadır. Her bakışta farklı deneyimler sunan, birbirinin ardından okunan tarih katmanları bu çerçevenin içinde sergilenmektedir. “Kentte, her durumda gözün görebileceği, kulağın işitebileceğinden fazlası, keşfedilmeyi bekleyen bir dekor ya da manzara vardır. Hiçbir şey kendiliğinden deneyimlenemez. Çevresiyle her zaman bağları olmalıdır, kendisini meydana getiren olaylar dizisiyle, geçmiş deneyimlerinin hatırasıyla algılanabilir.” (Lynch, 1960)

Eski Merkez Bankası gabarisinde yer alan “Kentsel Hafıza Kapısı” olarak Koza Kültür Merkezinin tanımlayıcı ve tamamlayıcı boşluğu ve üst kottaki karşılığı olan köprü ile entegre olarak “Tarihi Çarşı Bölgesi” ile “Surlar Bölgesi”ni birbirine bağlayan kent içi “Tarihi Omurga” özelliğine kavuşmaktadır. Bu omurga Bursa kenti için sembol rotalardan birini oluşturacaktır.

Projesi Mimar Şevki Vanlı tarafından yapılmış olan ve kısa bir zaman önce alandaki diğer başka yapılarla birlikte yıkımı gerçekleştirilmiş olan Merkez Bankası binasının rekonstrüksiyonunu anlamlı bulmuyoruz. Önemli bir dönem yapısı olarak sahip olduğu mimari bir değer nedeniyle, kentsel bağlamı korunarak, yıkılmadan da yeni bir işleve uygun olarak dönüştürülmesi daha doğru bir yaklaşım olurdu…

Yıkılmasını, sonra aynen tekrar yapılmasını ve böylelikle de ‘korunuyor’ olmasını paradoksal bir yaklaşım olarak gördüğümüz için, alanı yeniden düzenlerken; Merkez Bankası’nın yerine, onun eski izlerini tanımlayan bir kentsel ‘boşluk’ tasarlamayı ve bir eşik olarak, görsel ve fiziksel anlamda hanlar bölgesine geçiş sağlayan bir ‘kapı’, bir portal oluşturmayı tercih ettik. Bu simgesel ‘Kapı yapı’ aynı zamanda Tophane bölgesini alana bağlamak için öngörülen yaya köprüsünün ayağını oluşturacaktır. Zemin kotu boş bırakılarak bir geçiş alanı olarak kurgulanmıştır. Değişik açık alan etkinliklerine, karşılaşmalara, bir araya gelişlere ortam oluşturacaktır. Binanın üst kotunda yer alması düşünülen ortak çalışma alanı, kafe ve manzara terası yanı sıra, zemin altındaki kotlarda, binanın bölge için bir kültür merkezi olmasını sağlayacak işlevlere uygun mekanlar tasarlanmıştır. Böylelikle yoğun olarak ve neredeyse sadece ticari faaliyetlere ev sahipliği yapan hanlar bölgesinde kültürel ve sosyal etkinliklerin de yer almasına olanak sağlanmıştır.

Yıkımı gerçekleştirilmiş olan diğer vasıfsız yapılar nedeniyle elde edilmiş olan alanlarda, Merkez Bankası yapısının her iki tarafında da, sıra halinde ticari birimler öngörülmüş ve peyzaj tasarımı yapılmıştır.

b.      BOŞLUK ve DOLULUK

Orta Çağ’da kentler surlarla çevrelidir, labirentvari organik sokakları bulunur. Kente giriş çıkış için kontrollü kapıları vardır. Kapılar kapanınca şehirler okunamaz. Şehirlerin okunması da istenmez. Klasik Dönem Osmanlı Başkenti olan Bursa’da ise Orhan Döneminden itibaren kentte dışa doğru büyüme görülmektedir. Bu karakteriyle ve özgünlüğü ile UNESCO Kültür Miras Listesine Giren Bursa Hanlar Bölgesi, kendi matematiği ve organik gelişimiyle insan ölçeğinde büyümüştür.

Ancak özellikle 1958 Yangın ve Depremleri ardından Piccinato Planı ile başlayan dönüşüm süreci Bursa’nın insan ölçekli dokusunu giderek tahrip etmiş Geleneksel Ahşap Kagir evlerin yerini Cemal Nadir Caddesi boyunca, ardındaki tarihi katmanlaşmayı okutmayan, 7-8 katlı geniş gabarili binalar almıştır. Var olan neredeyse tüm boşluklar yamalanarak zaman içinde doldurularak bölge niteliksiz bir hale gelmiştir. Kamulaştırma sınırı tüm bölgenin yıkımını öngörmektedir. Proje bu bölgede eski tarihi dokudan izleri günümüze taşımayı ve doluluk boşluk oranını dengeli bir biçimde tarihsel perspektif içinde değerlendirerek kurgulamayı hedefler.

Doluluk ve boşluk birlikte kurgulandığında anlam kazanan unsurlardır. Başka bir deyişle boşluk, doluluğun mekanıdır. Bölgeye adını veren Hanlar, mimari karakteri gereğince etrafındaki doluluktan ayrışarak “Kentsel Hafıza Kapısı”ndan alana girildiğinde ortasında su ve ağacın bir arada bulunduğu kentsel vahaların duvarını oluşturmaktadır. Hanların avlusunun yarattığı bu dengeden ilhamla “Koza Kültür Merkezi”nin iç kısmında “Çarşıbaşı Meydan” önerisi şekillenmiştir.

Boşluğun insan ölçeğinde kurgulanması ile çok aktörlü kullanıcıların temel beklentilerinden olan aidiyet ve güvenlik duygusunun öne çıkarılması planlanmıştır. Kent merkezinin tarih boyunca farklı dönemlerdeki doluluk boşluk oranları incelenerek yeterli kapalılık hissini yaratmak ve aynı zamanda tarihi sokak izlerinden yola çıkan açıklıklarıyla ve tarihi ticaret kültürünü destekleyen yeni ticaret birimlerinin şeffaflığıyla bölgeyi görünür kılmak ve çevreden de okunabilirliğini arttırmak ana hedeflerden birini oluşturmuştur.

c.       KENT BOŞLUKLARI/ KAMUSAL KENT MEKANI:

Kent belleğini oluşturan mekanların çeperinde kalmış; bağlamına aykırı bir biçimde var olmayı sürdüren yapılar/ekler, kamulaştırma projesi kapsamında kaldırılmıştır. Bu sadeleştirme ile alanın geçmiş dokusu göz önünde bulundurulduğunda hem kavramsal hem de fiziksel bir boşluk oluşmuştur.

Kent boşlukları, alanına hizmet eden alt mekanlara sahip olduğunda, kimlik kazanarak kamusal kent mekanlarına dönüşmektedir. Kamusal kent mekanı aktörlerinin, iletişim kurup etkileşimde bulunabileceği karşılaşma alanları sunarak kent belleğine yeni anılar, deneyimler eklenmesi amaçlanmıştır.

Toplumun uyum içinde hareket edebildiği, gündelik bireysel/toplumsal gereksinimleri karşılayabilen, bölgedeki turist yoğunluğuna ve akışlarına ayak uydurabilirken aynı zamanda Bursa halkının ihtiyaçlarına karşılık verebilen bir kamusal kent mekanı dizgesi öngörülmüştür. Bu yeni “Çarşıbaşı Meydanı” yoğun ticaret aksı ve gündelik hayat karmaşası içerisinde bir duraklama ve dinlenim mekanı olma niteliğine sahiptir. Meydan, birbirinden bağımsız hareket eden aktörler için kamusal birleştirici zemine dönüştürülmüştür. Bölgenin yapıtaşlarından olan hanların ana prensiplerinden referansla tanımlanmış kent boşluğuna, Çarşıbaşı Bölgesi’nin avlusu olma niteliği kazandırılmıştır. Hanların içinde konumlanan birleştirici ve bütünleştirici su öğelerine ana ve alt meydanlarda yer verilmiştir.

Projede, tarihi arka planda pek çok kentlinin, turistin ve diğer tüm kullanıcıların zevkine hitap edip, kent aktörlerinin gündelik hayat ihtiyaçlarını, toplumsal gereklilikleri karşılayan ve gelecekte de anlamını ve niteliğini yitirmeyen kentsel çevreler, öğeler, donatılar; kent bileşenleri oluşturmak/ var olanı desteklemek hedeflenmiştir. Tüm yeni oluşumlar ya da destekleyici eklentiler planlanırken tarihi kent dokusu, yapısı ve kimliğine saygılı; etrafındaki ve içindekilere duyarlı alanlar oluşturmak ana prensip olarak belirlenmiştir.

02. TARİHİ MİRAS ve ROTALAR:

14. yüzyılın ikinci yarısında (Orhan Dönemi) kale dışında bedesten merkezli bir çarşı sisteminin/ iş merkezinin oluşması ticareti, kentin kimliğini belirleyen, destekleyen bir unsura dönüştürmüştür. İpek yolunun denizden içeri taşınarak Bursa’ya yönlendirilmesiyle Bursa, hem doğudan hem de batıdan gelen ticaret yollanın kesiştiği bir ticaret merkezi haline gelmiştir.

Osmanlı’nın uzun süre başkentliğini yapan Bursa; konumu, tarihsel önemi ve doğası itibariyle birçok rotanın içinde yer alma potansiyeli olan bir şehirdir.

Bunlardan biri olan Avrasya Yolu, beş ülkeden geçen sınırlar ötesi bir kültür rotası olarak Avrupa’yı, İtalya’dan Balkanlara ve Ön Asya’ya, yani ülkemize bağlayarak kullanıcıların bu eski yolların önemini ortaya çıkarmayı hedefleyen bir rotadır.

Roma’dan başlayan Avrasya Yolu, Prusa (Bursa) ile Marmara Denizi arasındaki bir Osmanlı ticaret ağı olan Mysia Yolları’na bağlanıp (yaklaşık 320 km) güneye doğru Batı Anadolu’da devam etmektedir. Temmuz 2019 yılında T.C. Turizm Bakanlığı tarafından tanıtımı gerçekleşen bu rota ve daha birçok rota Bursa’nın farklı ölçeklerle ele alınmasını gerekli kılmaktadır.

Bursa’nın kendi iç rotaları da Uluslararası Rotalar kadar önemlidir. Kadim kentin bilgisine erişmek ve onu anlamak adına bu rotalar öne çıkarılmalıdır. Dünya Tarihi Kentler Birliği Bursa 2018 Konferansı’nda Bursa içindeki iki önemli rotaya değinilmiştir: İpekçilik Mirası Rotası ve Erken Dönem Osmanlı Mimari Mirasının Odakları Rotası. Hanlar Bölgesi ve proje alanı bu iki rotanın da merkezinde yer almaktadır.

Tüm bu yolların düğüm noktası halinde olan Hanlar Bölgesi günlük ticari kullanım da üzerine eklenince zaman zaman karmaşa hissi veren bir duruma gelmiştir. Bunun için proje alanı tasarımına başlamadan önce bu rotalar ve yaya akışları etraflıca kavranıp, problem tespitleri yapılarak bölgeye gelen insanlar üç farklı tipe ayrılmıştır: Turist Kafileleri, Günlük Kullanıcılar, Küçük Gruplar.

Bölgenin temel odak noktalarından olan Koza Kültür Merkezi kendi çerçevesiyle “Kentsel Hafıza Kapısı” özelliğiyle Hanlar Bölgesinin girişini, sur içi kotuna bağlanan köprü ise iki dönemi (Sur içi=Bizans, Hanlar Bölgesi= Klasik Osmanlı) bağlamayı temsil etmenin yanı sıra fiziksel olarak da proje alanının en temel ulaşım noktaları olarak öne çıkmakta ve birbirlerine bağlanmak suretiyle “Tarihi Omurga” olarak adlandırılan tarih rotasını oluşturmaktadır.

Özellikle günlük kullanıcılar ve küçük grupların bu alandan bölgeye girecekleri öngörülmüştür. Kalabalık Turist Kafileleri ise gerek yoğunlukları ile günlük akışı zorlaştırmaları, gerek ise otobüslerle alana ulaşma gereksinimlerinden dolayı Zafer Meydanı önündeki cepte duraklayan araçlardan inerek, alanın girişindeki bilgilendirme merkezinde broşür vb. gereksinimleri sağlayarak rotalarına başlayacaklardır. Bu sayede geçmişte turistler için okunurluğunda güçlük olan bölge planlanmış rotalar ile daha anlaşılır kılınabilir.

03. SANATSAL ve KAMUSAL ETKİNLİK ODAKLARI:

Türkiye’nin en büyük 5 şehrinden biri olan Bursa, özellikle tarihi ve mirası ile ön plana çıkan bir kenttir. Kentin dinamik yapısı ve farklı kullanıcıları, giderek kentin ve özellikle Bursa’nın kalbi sayılan Hanlar Bölgesi’nin etkinlikler açısından zenginleştirilmesi ve kentsel kamusal boşluklar yaratma ihtiyacını beraberinde getirmiştir.

Kullanıcıların katılımcıya dönüşümü; yaşadıkları çevreye sahip çıkan ve aidiyet duygusuyla dönüşüme yön veren aktörlerin oluşması ancak kentsel kamusal alanda aktif olarak yer alan aktörlerin ve sayılarının artması ile mümkün olacaktır.

Önerilen proje ile meydanın kamusal alana dönüşümünde rol alacak aktörlerin oluşmasına ve bu aktörlerin deneyim kazanmasına ortam oluşturulmuştur.

Kurgulanan etkinlikler her zaman Bursa’nın kimliğine saygılı kimi zaman geleneksel kültürel aktiviteler, kimi zaman ise çağdaş etkinliklerdir. Geçmiş ve günümüz arasında yakalanması hedeflenen uyum kültürel mirasına sahip çıkan hemen her dünya kentinde bulunması gereken bir unsurdur. Örneğin, Zafer Meydanı’nda hem İftar Sofrası kurulup hem de Dijital Sanat festivali düzenlenebilir. Ya da Pirinç Han Bursa’nın kimliğini yansıtan yerli ve uluslararası sanatçıların yerleştirme işlerine ev sahipliği yaparken, aslına uygun üretim ve ticaret işlevini destekleyen Atölye kermeslerini avlusunda barındırabilir. Zafer Meydanı’nda bulunan saat kulesinin altındaki transparan OLED ekran ile interaktif pano çeşitli etkinliklerde kullanılabilir. Çarşıbaşı Meydanı ise günlük kullanıma göre tasarlanmış ve proje alanının tamamını etkinlikle fazlasıyla doldurarak kakofoni yaratmak yerine daha küçük grupların günlük aktivitelerine uygun bir alandır.

Kent merkezinin proje alanı sınırlarında bulunan boşluklarının, yalnızca binalardan arta kalan alan olarak değil yenilenen, dönüşebilen ve dönüştürücü etkiye sahip bir biçimde ele alınması tasarımın önemli kriterlerinden biridir.

04. TEMEL TASARIM İLKELERİ:

KULLANICI ODAKLI TASARIM

Günümüz şehirlerinin özellikle kent merkezi ve meydanlarında teknolojinin kullanımı git gide artmaktadır.  Tarihi ve aynı zamanda turistik bir bölge olmasından dolayı Bursa Hanlar Bölgesi bu konuda özel bir hassasiyetle yaklaşılması gereken bir bölgedir. İnternetin temel ihtiyaç sayıldığı çağımızda bölgeye eklenecek Wi-fi noktalarının bu ihtiyacı karşılaması hedeflenmiştir. Bölgedeki alt meydanlara interaktif panolar eklenerek alan tanıtımı, medya paylaşımı, dijital sanat yerleştirmeleri gibi fonksiyonlara zemin oluşturulması öngörülmüştür. Bununla birlikte kullanıcının katılımcıya dönüşmesi hedeflenmektedir.

ERİŞİLEBİLİRLİK:

  • Alanda engelsiz tasarım yaklaşımı benimsenmiş ve sınırlayıcı kot farklarının erişilebilir hale getirilmesi hedeflenmiştir. Alandaki eğimden kaynaklı olarak bazı noktalarda merdiven çözümleri dışında bir çözüm üretilememektedir fakat bu tip durumlarda dahi iki kot arasındaki geçiş en kısa noktadan bir rampa çözümü ile bağlanmış ve engellilerin de diğer tüm bireyler gibi alanı tam olarak kullanabilmeleri hedeflenmiştir.
  • Meydanın bütünü topoğrafyanın izin verdiği ölçüde eğim farkı, konforlu ve engelsiz kullanım sağlayacak şekilde kotlarla çözülmüştür.

AYDINLATMA ve GÜVENLİK:

Kentin bileşenlerini günün her zamanında görünür kılmak; kültür, sanat ve tarihin bir yansıması olan gece yaşamını desteklemek amaçlanmıştır. Tarihi yapıların çeperlerinde zemine gömülü aydınlatma elemanlarıyla birlikte hem gündüz tarihi sınırlar tanımlı hale getirilecek hem de geceleri sirkülasyon ve diğer akışlar desteklenip tarihi yapılar yoğun dokunun içinde algılanabilir olacaktır. Zemine gömülü diğer aydınlatma elemanları ise güneş panelli olup kendi enerjisiyle aydınlanacaktır. Proje alanı ve çeperine homojen olarak dağıtılmaya çalışılan aydınlatma elemanları aynı zamanda bölgedeki gece güvenliğini de sağlamayı hedeflemiştir. Böylece tarihi bölge günün her saatinde konforlu bir deneyim sunmaktadır.

KENT DOKULARI: (incelenen dokuları referans alarak seçtiğimiz dokular tuğla taş vb.)

Hanlar Bölgesi Bursa’nın belleğinden özgün dokuları günümüze kadar taşımış özel bir bölgedir. Bu yüzden alana büyük bir hassasiyetle yaklaşılması gerekmektedir. Alandaki hemen her farklı doku, malzeme, dizilim incelenip belgelenmiştir. Eskinin ustalığı ve özeni bu dokularda görülebilir. Tuğla, taş, tuğla+taş almaşık dizilim, mermer gibi dokular öne çıkmaktadır. Bu çerçevede tasarımdaki yeni dokuların eskiye referanslı olması önemsenmiştir. Bu yüzden Koza Kültür Merkezi’nde traverten taşı, zeminde doğal taş, sıra dükkanlarda tuğla gibi malzemeler daha nötr dizilimlerle uygulanarak dokuyla uyumlu ve saygılı biçimde ele alınmıştır. Böylece, yalnızca bu bölgeye özgü kararlar almak hedeflenmiştir.

SU ÖĞELERİ:

Bursa’nın belleğinde su öyle bir önem taşır ki, kentin simgesi ve en birleştirici öğesi olan Ulu Cami içinde bile su öğesi bulunmaktadır. Bursa çoğu kaynakta, su sesinin durmadığı, akan suları ve çeşmeleri ile tanımlanır. Evliya Çelebi “…Velhasıl Bursa sudan ibarettir.” diyerek geçmişte suyun ne kadar ön planda olduğunu bize anlatır. Bursa’nın su kültürü tasarım kriterleri şekillenirken yadsınamayacak kadar önemli boyuttadır. Bu yüzden yaratılan kentsel kamusal boşlukta çeşitli su öğeleri farklı vurgular yapmak üzere kullanılmıştır. Örneğin odak alanında bulunan Pirinç Han önündeki anıt çınar, altındaki su öğesi ile ön plana çıkartılıp, Bursa’nın kültüründeki en önemli iki imgeyi birleştirmiştir. Meydandaki havuz, hanların avlusundaki çeşmelere referans ile, mevsimsel olarak değişip dönüşebilen ve akan suyu temsil eden bir su öğesidir. Bu birleştirici zemin bir çocuğun oyun alanından, bir kuşun serinleme durağına kadar farklı anlamlar ifade edebilir. Koza Kültür Merkezi’nin ipek böcekçiliği mirasını yansıtma amacıyla soyutlanan cam kozasının altındaki su öğesi ise bu heykelsi strüktüre kaide oluşturur.

REFERANS: BİÇİM, ÖLÇEK ve ORANLAR:

  • Ulu Çarşı (Ertaş Çarşısı) Üst Örtüsü Çarşı yapılarının üzerine taşarak Özellikle UNESCO Kültür Mirası Kent Merkezleri incelendiğinde tarihi sokak izlerini okunmaz hale getirmektedir. Yalnızca insan kotundan değil Tophane kotundan da algılanan tarihi çarşının üst örtüsü daha geçirgen ve mevsimlere göre dönüşebilen ETFE malzemeli modüler elemanlarla daha tanımlı hale getirilmiştir. Eskinin aksine üst örtü çarşının üzerine taşmayıp saçak kotundan 1 m aşağıda bulunarak tarihi izleri okutma hedefindedir. Böylece tarihi çarşı izleri görünür kılınacaktır.
  • Çarşı’nın referans fotoğraflarından yola çıkan bir kepenk sistemi önerilmiştir. Geçmişte hem güvenlik hem de gölgelik amacıyla kullanılan bu sistem güncellenerek Çarşı kapılarına eklenmiştir.
  • Bursa çarşılarında tarih boyunca ürünler dükkanların içinden ziyade önünde sergilenmektedir. Ancak günümüzde bu durum kontrolsüz bir hal almıştır. Hem bu kültürü korumak hem de kontrol altına almak adına her dükkânın önüne aynı ölçülerde stantlar yerleştirilmesi önerilmiştir. Bu sayede sokaklar kamusallığını, çarşılar da canlılığını koruyacaktır.
  • Kamulaştırma sırasında yapısal yetersizlikleri dolayısıyla yıkılan Merkez Bankası’nın yerine önerilen Koza Kültür Merkezi onunla aynı ölçeği ve oranı sağlayan bir kapı ve çerçeve niteliğindedir. Sinematografik vistalarıylahem odak noktası olan hem de içinde bulunulduğu takdirde vistaları odak haline getiren Kültür Merkezi açıklığı, kaybolan modern mimarlık mirası öğesi hakkında da ipuçları verir.
  • Cemal Nadir Caddesi boyunca önerilen sıra dükkanlar boyutları itibariyle hanların iç oda oranlarına yakın bir orandadır. Ölçeği insan ölçeğinde ve alanda korunması gereken tescilli yapıların önüne geçmeyecek biçimdedir. Dükkanların yer yer boşluk vermesi ve kendi şeffaflığıyla ardındaki tarihi okunur hale getirir.
  • Kadim dünyanın en önemli mimari kriterlerinden olan modülerlik alan bütününde ele alınmıştır. Dükkanlar ve arkadlar, üst örtü elemanları ve dikmeleri bu modülerlik sistemi içinde planlanmıştır.
  • Zafer Meydan’ının karşı kaldırımında bulunan ancak çoğu kentli tarafından varlığı dahi bilinmeyen Aziz İoannes Theologos Kilisesi kalıntılarının Kilise Meydanı olarak değerlendirilip niteliksiz sundurma gibi eklerinden arınarak görünür kılınması ve tarihinin aktarılması önemsenmiştir.
  • Çarşıbaşı iç yollarının genişlik ve konumları Eski Hava Fotoğrafları ve Suphi Bey Haritası gibi veriler ışığında düzenlenmiştir. Böylece alanda kalan üç ahşap tescilli yapı yanan/yok olan tarihi sokaklardan en azından birini kentlinin belleğine geri kazandıracaktır.

Sonuç olarak tüm bu tasarım kararları; sadece Hanlar Bölgesi’ne özgü, tarihi referans alan aynı zamanda ona saygıyla yaklaşan, kaybolan değerleri kente geri kazandıran ya da onlar hakkında ipuçları veren bütüncül bir yaklaşımla alınmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın