Katılımcı (THINK collective), Şehitkamil Belediyesi Sanat Merkezi Yarışması

MİMARİ TASARIM RAPORU

YENİ HAYAT
Gaziantep, üretken insanların şehridir. Yemeklerinden, bakır işçiliğine kadar her alanda ortaya koydukları emek ile kentin karakterini bu zanaatkâr insanlar belirler. Alet edevat ya da mekândan önce sanatı var eden nitelik kültürdür. Bu kültür alet olarak bugünün gelişmiş teknolojik imkânlarını ve mekan olarak uluslar-üstü yaklaşımları benimsemelidir, onları süreçlerine dâhil etmelidir. Bireysel süregelen sanat üretimi daha çok kamuya açılmalı, daha görülebilir olmalıdır.

Geçmişte ve bugün kendi avlularında, kendi “hayatlarında” bir araya gelen bireyler bugün yeni bir kamusal alanda “yeni bir hayat” için bir araya gelmeli ve kolektif bir yaklaşımla sürekli canlı ve üretken kalacak, toplumun her kesimi tarafından benimsenecek “kendi sanat merkezlerini” yaratmalıdırlar.

Yeni bir üretim ve sergi alanı olarak “Yeni Hayat” kamuya olabildiğince açık, şeffaf, davetkâr ve yenilikçi olma prensipleriyle yere özel tasarlanmıştır.
 

YERE ÖZEL
Bir alan kullanıcısını takip ederek şekil değiştirir. Bu nedenle kullanıcı ve onun vakit geçireceği alanlar önemlidir. Yeni yapı kompleksinde yönetim ve tiyatro bloklarının zeminden koparılması ile 3. Cadde ve XXX sokak arasında kurulan bağlantı, kentliyi yapının etrafından dolaştırmak yerine içine alarak yaya sürekliliğini korur, alan adeta kestirme bir sanat sokağına dönüşür. Çünkü orta alan sokak olmanın yanı sıra aynı zamanda bir etkinlik alanıdır. Yönetim merdivenleri ise oturma yerleri olarak kullanılabilir ve açık sahnenin parçası olur. Fuayeden avluya taşan kafeterya masaları ve şeffaf cephesiyle kapalıyken dahi çalışan, zaman zaman açık havaya da taşabilen sergi alanı bu sanat sokağının en önemli parçalarıdır. Yönetim bünyesindeki kütüphane de zemine indirilerek erişimi, paylaşımı daha kolay hale getirilmiştir. Otopark çıkışlarından biri avluya çıkacak şekilde yeniden konumlanmıştır. Bilet gişesi bağımsız ulaşılma prensibiyle aynı kütlede çözülmüştür. Yapının gölgesindeki oturma alanları, duyuru panosu, saksıda ağaçlar… Tüm bu öğeler Gaziantep mimari geleneğindeki hayatın geçtiği yer: “hayat” referansının çağdaş bir yorumunu oluşturur.

CEPHE: YEREL MALZEMELERİN YENİ YORUMU (palet ikon)
Yapı kompleksi, form olarak “neyse o” sadeliğinde kalmaya çalışır. Tüm hacimler çok temel geometrik çizgilerle belirlenirken, birbirleri arasındaki ilişkiler dolu-boş gibi temel tasarım prensipleri ve malzeme bütünlüğü ile sağlanmaktadır.

Salon kütlesi büyüklüğü ve amfi oturma düzeninden gelen eğimi ile fuayeden hatta yapı dışından kolayca okunabilir. Teknik konfor isteyen atölyeler taş kaplı yüzeyleriyle, dışarıdan takip edilmesi istenen sergi alanı ise şeffaflığıyla mimarideki dışa vurumcu karakteri sürdürür.

Yapı cephesinde ve tüm iç mekanlarda üç renk hakimdir: Sadeliğin ve sanat mekanlarının temsili rengi olan beyaz, yörenin doğal malzemelerinden gelen kahverengi tonları ve geleneksel mimaride tezat ve ritim yaratmak için sıkça yer verilmiş olan siyah renk.

Ana salonun beyaz sıva cephesi, Batıdaki modernlik temsilinden ziyade Türkiye’deki betonlaşmayla ortaya çıkan öz ile yetinmeme ve kaplama/örtme alışkanlığına sorgulayıcı bir arayış niteliğindedir. Beyaz renginin iklimsel avantajının yanı sıra toplum içindeki saflık, temizlik duygusuna dokunması da önemlidir.

SALONA GELMEDEN…
Salonun ön mekanı olan fuaye “Hayat” ve “Halka Açık Teras” ile doğrudan ilişkilidir. Kafeterya ile bütünleşik bekleme alanı ve giriş holünden kolayca ulaşılabilen vestiyer, tuvalet gibi mekânlar salon seyircisinin, sanatseverin temel konforunu sağlar. Kendi de bir sanat dalı olan mimarinin en önemli deneyim iddiası, yüksek tavan ve cam yüzeylerle elde edilen sınırsızlık duygusudur. İçerisi ve dışarısı ya da yeryüzü ve gökyüzü birbirine yakın birbirleri içinde kaybolmuş biçimde tahayyül edilmiştir.

Beklerken fuayeden sağlanan geçiş imkanı ile sergi alanı ziyaret edilebilir, hatta zaman zaman bu iki mekan birlikte ele alınabilir. Farklı yükseklikteki eserlerin sergilenmesine imkan veren yüksek tavanlı bu sergi alanı, hayata açılabilir yapısından yararlanarak özel etkinliklerle sokağa ve kente taşabilir. Ölçek algılarımızı değiştiren ana hacim bloğunun diğer deneyimlenesi parçası, sokak kotunu doğrudan teras kotuna bağlayan yekpare merdivenidir. Mimari bir heykel gibi çalışır.

SALON ve SAHNE
26 m genişlik, 12 m derinlikli ana sahne yan sahnelerle desteklenmektedir. Portal ağzı 16 m, yüksekliği 7m’dir. Kolay dekor değişimi için döner sahne ve sofita önerilmiştir. Sahne arkası dekor ve aksesuar deposu ile doğrudan bağlantılıdır. Hidrolik düzenekli orkestra çukurunun zeminle eşitlendiği senaryoda sahne önünde oluşan düz alan seyirci veya sahne lehine kullanılabilir.

Salon, 640 kişi kapasitelidir. Koltuk yerleşimi görüş ve akustik konfor prensiplerine uygun çözülmüştür. Asansörün varlığı engelli ulaşımını destekler, Dört ayrı giriş kapısıyla hızlı ulaşılabilirdir ve güvenlidir.

BİR NEVİ SAHNE ARKASI: ATÖLYELER
Avluyu saran U biçimindeki bloğun en üst katında Güzel Sanatlar ve Müzik Çalışma atölyeleri yer alır. Ses ve ışık yalıtımı isteyen işlevler cephede kapalı modüllerden oluşur ve doğrudan okunur. Bu dolu yüzeyler Gaziantep geleneksel mimarisindeki siyah köşe taşlarında olduğu gibi bazalt ile diğer işlevlerden ve yüzeylerden ayrıştırılmıştır.

Tiyatro Bölümü sahne altında oluşan yüksek tavanlı bölgede çözülmüştür. Prova odaları doğal ışık almakta, dekor ve aksesuar deposundaki ürünler kuzey cephesindeki hidrolik yük asansörü ile kolayca sahne kotuna taşınmaktadır.

YÖNETİM KÖPRÜSÜ ve SAHNE HAZIRLIK ALANLARI
Otopark rampasını kapatan ve avludaki açık hava performanslarını oturarak izleme imkânını veren merdivenler aynı zamanda idari girişi tanımlar. Sahne kütlesinin kulis, hazırlık odaları, vb. alanlar hemen girişte, doğu köprüsünde yer alır. Giriş koridoru köprü boyunca uzanır ve köşedeki iç çekirdeği geçerek yönetim köprüsüne bağlanır. Yerden yükseltilmiş bu blok avluya geçiş imkânı sağlar. Yönetim koridoru bir merdivenle sergi alanına ve oradan da girişe bağlanmaktadır. Zemin/sokak kotundaki hacim içine yerleştirilen idari kütüphane halk kullanımına açık bir sanat kitaplığı olarak düşünülmüştür. Aynı hacimde yapıya VIP girişi planlanmıştır.

YENİ BİR KENT MEKANI: YAZ TERASI (yaz pavyonu)
Zemindeki kamu kullanımına ek olarak, en üst kotta halka açık, kafeterya ile doğrudan bağlantılı bir teras oluşturulmuştur. Yapının uzun güney kolunda yazın güneşten koruyan; oturma ve uzanma gibi aktivitelere izin veren bir dönemlik pavyon önerilmiştir. Bu koruyucu ve vakit geçirmelik “geçici yapının” 2 senede bir yenilenmesi, her yeni tasarımın sabit bütçe üzerinden genç mimarlara yönelik ön seçimli ya da davetli yarışma ile belirlenmesi tavsiye edilmektedir. Böylece yapı her daim yeni kalacaktır.

TEKNİK
Otopark giriş rampası korunmuş, yangın kaçışlarının yeri değiştirilmiştir. Zemin üstü yapılar kaldırılmıştır. Yapıya ait teshin ve klima merkezi otopark içinde çözülecektir. Sokak kotundaki kuranglezlerin prensipleri korunarak uygulama sürecinde yeniden konumlandırılması gerektiği düşünülmüş ve hâlihazırda bulunduğu yerler hemzemin olarak ele alınmıştır.

Yapı strüktürü otoparkın akslarını takip etmektedir. Sadece yapı çekme mesafesine denk düşen bölgelerde içeride paralel bir aks oluşturulmuştur. Bu düzenleme otopark trafiğini etkilememektedir. Çekme mesafesindeki olası bir düzenleme ile mevcut aksa uyum sağlamak mümkündür.

Etiketler

Bir yanıt yazın