Katılımcı (Mes’ud Cemil Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

Katılımcı (Mes’ud Cemil Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

TASARIM RAPORU

“Belki de bir zamanlar, bir kediydim.”
Mes’ud CEMİL

“Tam bir yıl önce bugün, Mes’ud Cemil’i toprağa vermiştik. Bir yıl evvel, sessizce ve birdenbire, tıpkı bir başka musikiye geçer gibi aramızdan ayrılmıştı. Pek çoğumuz bu kayboluşu onun her zamanki ruhi firarlarından biri gibi karşılamış, şimdi kim bilir hangi ücra köşede, tanımadığı insanlarla birlikte baş başa veyahut da kendi keşfettiği bir semt kahvesinde kendini unutturuyor, ya da pırıl pırıl güneşin altında, yıkık bir duvarın kenarında, o çok sevdiği  kedilerine bir şeyler yediriyor, onların sırtlarını okşuyor diye düşünmüştük.” Baki Süha Edipoğlu, 1964.

Yeni bir mekân; servilerin altında, mermerlerin, kesme taşların ve dar geçitlerin ortasında bir yerlerde. Mühim olan “YER” değil, asıl mühim olan devinim. Ölmenin gerekliliğini kabullenebilmek de bir terbiye. Yaşam, özünde sonsuz bir döngü. Katışıksız, yani saf olan her şey başka bir şeye dönüşür. Hayatın kaynağı; doğa. Ölümse tevazu içinde bir geri dönüş; ödeşme, zamanı geldiğinde aldığını geri verme, sonrakilere yer açma.

İki kazma ve bir kürek, dakikalarca döver kuru toprağı. Parçalanan taşlardan parçalar saçılır, topraktan da bir avuç; arasında ayrı kotları, kökler, ısırganlar. Boyları üç dört metreyi aşmış, göğe doğru sabırla yükselen selvilerin arasından esen rüzgârın savurduğu havaya toprağın rutubetli kokusu karışıverir. Artık görünmeyecek ve işitilmeyecek olanın soluduğu şey toprağın tastamam kendisi olur. Varlığını içine çekip, zamanı dipsiz, kör bir kuyuya çevirecek ve gövdesini daha önce hiç varolmamışçasına görünmez kılacak olan sonsuz bir devinimin içindedir artık.

Fazlalıklar silkelenir, zaman ve mekân değişir.

SES kaybolur…

Tasarıma etken hususlar

“Mezarlar bir insanın ölümünü sembolize ederken, aynı zamanda onun ölümsüzlüğünü de ileri süren bir vurgu yapar. Bir yandan bireyin öldüğünü ilan eden bir işlevi üstlenirken, öte yandan onu sürekli hatırlatarak yaşam içinde, hafızada tutmaya devam etmektedir. Bu iki iletimi ana söylem olarak sembolize ederken, zaman içinde bu söylemlerin iletim aracı değil, başka ek söylemleri de içerecek şekilde kullanılırlar. Kuşaklar arasındaki kültürel akışın (DEVİNİMİN) devamlılığına dair söylemini de oluşturur/sürdürür. Bu nedenle onlar, kuşaklararası bir ilişkinin sembolleri olarak da varlık bulurlar.”

“Ölüm, Sanat, Mekân ve Dersim Aroması.” Dilşa DENİZ, 2011

“Ölüler, zannedildiği gibi ketum değildir; eğer dinlemeyi bilirsek, hâlâ bize söyleyecek sözleri vardır…”

Yarışma şartnamesinden.

Tasarım kararları.

Tüm bu hususlar ışığında, Mes’ud Cemil’in yaşamı, Klasik Türk Müziği’ne ve kültürüne yaptığı eşsiz katkılar özenle ele alınmıştır. Mes’ud Cemil çok yönlü kişiliği ile Klasik Türk Müziği’nin icra alanlarında pek çok çalışmaya ve ilke imza atmış, üretimini Batı Müziği eğitimi ile genişletmiş ve musikinin eğitim alanlarında da yer alarak tüm birikimini aktarmaya özen göstermiştir. Müziği bir konsept (kavramlar bütünü) olarak algılamıştır. Modern ve yenilikçi bir anlayışla ilk kez klasik koroyu kurmuştur.

Mes’ud Cemil’in müzik hayatında seslerin güzelliği ve tınısı önemlidir.

Bu tasarımın temel maksadı, Mes’udCemil’in hayatı boyunca güzelliğine ve tınısına önem gösterdiği, eserlerinden yükselen o eşsiz notaları, frekansları yani sesleri görünür kılabilmektir…

Bu bağlamda, ustalıkla icra ettiği “Tanburla Hicaz Taksim” eseri ele alınmıştır. İlgili yazılımlar ile eserin dalga formu spektrumu analiz edilmiştir. Dalga formları araclığı ile bir ses topoğrafyası elde edilmiş ve bu sayede özünde işitsel duyu sistemine hitap etmekte olan eserin görsel bir boyuta geçmesi hedeflenmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın