Katılımcı, Kültür ve Sosyal Etkinlikler Evi Ytong Yarışması

Açıklama Raporu

Kadıköy’den Pendik’e aynı karakterde uzanan sahil şeridi, denizin ve yeşilin birlikte kullanıldığı önemli rekreatif alandır. Bölgenin ana aksları Bağdat Caddesi, Tren Yolu, Minibüs Caddesi, E-5, TEM Otoyolu kıyıya paralel şekilde sıralanıp, her biri kendi oluşumlarıyla birlikte etrafında kendi semtlerini oluşturmuştur. Bu semtler, sahile yakınlığı, Avrupa Yakası’na yakınlığı, semtin kendi kültürüne, gelir düzeyine göre değerlenir, bu durum semtler arasında ekonomik, sosyal, kültürel farklara neden olmuştur. 

Sahil, bu farklara rağmen semtlerin buluştuğu alandır. Sahil, metropolün sosyal ve kültürel farklılaşmasının kesitini hem açığa çıkaran hem de birbiriyle kesiştiren bütünleyen bir yapıya sahiptir. Bu bağlamda sahil uzunluğu boyunca kendine yakın olan semtler ve kuzeye doğru sıralanan semtler için bütünleyicidir, önemli referanstır. Sahilin yoğun kullanım şekli, semtli sahile iner, denizi görür, sağa veya sola sahil boyunca yürür, koşar, bisiklete biner, adaları, yelkenlileri, tekneleri izler, çimenlere uzanır, dinlenir, var olan sahil kullanım kültürüne katılır ve kendi kültürünü katar. Bu kültürel katılım, etkileşim, yönelim hareketi tasarımın çıkış noktasıdır. Öneri proje; sahilin mevcut kullanım kültürüne müdahale etmeden, yeşil alanın fiziki durumunu ve kullanımını değiştirmeden içerdiği bütün işlevlerin kullanımını direkt alanın kullanımına açarak, semtlinin yeni kullanımlar, paylaşımlar türetmesine katkı sağlamayı amaçlamıştır. 

Sahil şeridinin mevcut hali ile aidiyeti, ortak kullanımı, özgürlüğü, özerkliği hiçbir yapıya ihtiyaç duymaksızın sağlanmaktadır. Bu nedenle, gerekli fonksiyonları karşılayan bir kamusal ‘bina’ olması yerine, kıyının kimliğini daha çok ortaya çıkaran ve yorumlayan bir ‘ev’ düşüncesi üzerinden gidildi. Öneri; yeşil örüntüyü bozmadan, belli noktalarda yükselip mekanlaşan sahil kullanımına ek birimlerden oluşur. Bu üçgen formların her biri birer ‘ev’ aralıklarını ‘sokak’ olarak yorumlayabiliriz. Semtli evin içinden geçip kıyıya ulaşabilir, denize paralel yeşil alanı kesintisiz kullanabilir, yapının üstünden veya ara sokaklarından geçerek yoluna devam edebilir. Yapı kullanıcıyı yönlendirmektense davetkar olmayı hedefler. Kendi içerisinde de kapalı bir kompleks olmanın aksine, her birim birlikte oluşturduğu bütünden ayrı çalışır. Birimler, kendi mahremiyetini ve kamusallığını kurarken sokak ve kıyı ile ilişkisini koparmaz. 

Semt Kültür Evi, yapı yaklaşım sınırı içinde kalan alanın tamamına (70m x 70m) oturmaktadır. Formun sahip olduğu dinamizm bu kare biçimi içerisinde gizler. Yapı, farklı açı ve yönlere uzanan, üçgen ve üçgeni bütünleyen formlardaki brüt beton birimlerden oluşur. Bu yapısal farklılaşmanın tercih edilmesindeki amaç; formun tüm yüzeyi seyir terası gibi çalışan farklı kotlardan çevrenin izlenebilmesidir. 7m yüksekliğe %15, %30 eğimli rampalar ve merdivenlerle ulaşılır. 

Birimler, çevresiyle görsel bağını koparmadan yeşil çatılarla yükselir sonra yeniden yeşil doku ile bütünleşir. Her bir birim, alt ve üst alan kullanımlarıyla farklı işlevlere sahiptir. Çok amaçlı salon, kütüphane, sanatsal ve kültürel üretimin yapıldığı işlikler, eğitim odaları, yönetim birimleri, kafeterya, sergi satış birimleri, çocuk oyun alanı ve tüm bu üretim, eğitim ve yönetimin dışında kapalı ortak bir kamusal alan olarak düşünülen semt evi yapının sahip olduğu işlevlerdir. Bu işlevlerin, etraflarındaki açık ve yarı açık alanlara taşarak, açık performans alanları oluşturmasına, sokaklardaki çeşitliliğin, hareketin, etkileşimin, paylaşımın artmasına, yapının sürdürülebilirliğine katkıda bulunması amaçlanmıştır. 

Alt kamusal kullanım alanlarına ek, kıyının yeşilliği ile bütünleşen üst kamusal alanlar olan  rampa  ve merdivenler, kullanıcıyı bir program çerçevesinde yönlendirmeksizin sahilin kamusal ihtiyaçları incelenip, yeni imkanlara hizmet edecek şekilde tasarlanmıştır. Örneğin merdiven ve rampalar ; toplanma alanı için bir amfi, spor yapanlar için bir tür parkur, bisiklet ve kaykay kullanıcıları ve çocuklar için birer oyun alanı olarak çalışır. 

Sokak olarak yorumlanan kıyıya paralel uzanan her bir ‘aralık’ farklı kamusal işlevleri barındırır. Aralıklar; yapının sahip olduğu net geometriden ayrışık bir düzende örgütlenen ahşap güneş kırıcılar ile birbirine bağlanır. 

Semt Kültür Evi; tekil bir yapı olarak tasarlanmıştır. Denizden bakıldığında üçgen bir form olarak okunur. Farklı semtler için kıyıda yinelenen şekliyle bu üçgen formlar düşünüldüğünde ise tıpkı deniz fenerlerinin bulunduğu nokta için bir landmark işlevi gören simgeselliğini de beraberinde taşır.

Etiketler

Bir yanıt yazın