Katılımcı, İzmir Sürdürülebilirlik Merkezi (S-Hub) Mimari Proje Yarışması

KARMAWORKS/Zahan Mimarlık'ın, İzmir Sürdürülebilirlik Merkezi (S-Hub) Mimari Proje Yarışması için hazırladığı proje.

HASAT

Halihazırda ağırlığını koruyan iklim değişikliği ve küresel ısınma bizleri kent planlamasına ve mimarlığa başka yönde bakmaya itmektedir. Küresel ısınma sonucunda oluşan değişimler bize günümüzde yerleşim alanlarının ve buralarda yaşayanların doğa ile ilişkisinin yeniden ele alınması gerektiğini işaret etmektedir. Bu bağlamda İzmir Bayraklı bölgesinin geleceğini kurgulamaya yakın çevredeki doğaya (ormanlık alana) odaklanarak başlanmıştır.

Doğanın korunmasını ve iyileştirilmesini hedefleyerek yola çıkılan öneri projemizde Atatürk Ormanı ve çevresinde yapılaşmaya karşın koruma kuşağı ve habitat restorasyonu önerilir. Bu kuşak içerisinde kalan mevcut yapıların ise ömürlerini tamamladıktan sonra yıkılarak yerine bitkilendirme önerilmektedir. Bu tasarım aracılığıyla önerilen, kentsel yaşam ve doğanın bir arada varlığını sürdürmesi sırasında kurulan yaşamın, yeni örüntülerinin temelini, sürdürülebilir bir yaşam döngüsü isteği oluşturmaktadır. Doğayı alternatif bir kamusal etkileşim/iletişim alanı olarak tariflediğimiz yeni yaşam biçiminde bölgeyle bütünleşik çevreye duyarlı bir tasarım fikri benimsenmiştir.

Çevresel Sürdürülebilirlik bağlamında; Bölgede büyümeme stratejisi önerilerek, doğal kaynakların korunması, çevresel etkilerin, su ve enerji tüketiminin azalması, yeşil alanların korunması ve biyoçeşitlilik kaynaklarının korunması hedeflenmektedir.

Kültürel Sürdürülebilirlik: Önerilen büyümeme stratejisi, yerel kültürel mirası korumaya ve kentsel kimliği sürdürmeye katkıda bulunur. Proje alanı yakınında yer alan Saime Sultan Yalısı, Braggiotti Evi ve Giraud Evi gibi tarihi yapıların korunması ve kent yaşantısına katılması geleneksel yapıların işlevlerinin değişerek günümüze katılması önerilir.

Ekonomik Sürdürülebilirlik: Yapının tasarım, inşaat ve işletme aşamalarında ekonomik etkinlik, verimlilik ve uzun vadeli maliyet-etkinlik ilkesine dayalı bir strateji kurar. Öneri yapının maliyetini azaltmak, enerji ve kaynakları verimli kullanmak, gelecekteki bakım ve işletme maliyetlerini düşürmek hedeflenmiştir.

ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK / HABİTAT RESTORASYONU

Bayraklı ilçesine bağlı Turan mahallesinin büyük bir kısmını oluşturan Atatürk Ormanı doğal yaşam döngüsü, günümüzde kentleşmenin de baskısıyla tehdit altındadır. Oysa 1981-1982 döneminde Atatürk Ormanı’na kızılçam, Halep çamı, fıstık çamı, servi, akasya, çınar, akçaağaç, sahil çamı, sedir, iğde, erguvan, karabiber, demir ağacı, porsuk, hatmi, ateş dikeni, zakkum, palmiye, Fenix tahsis edilip dikilmesi önerilmesine rağmen günümüzde Atatürk Ormanı bozuk bir okaliptüs ormanına dönüşmüştür. Geçmişte Atatürk Ormanı kurulurken, iklime ve coğrafyaya uygun bütün ağaç, ağaççık ve çalıların bir arada yer aldığı bir arboretum kurma niyetiyle yola çıkıldığı açıktır. Çevresinde yerleşim alanları olan, sahil tarafıyla, denizle bağı kesilen Atatürk Ormanı ekosisteminin iyileştirilmesi, Bayraklı bölgesi için çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmanın birincil stratejisi olarak belirlenmiştir. Atatürk Ormanı güneyden Anadolu Caddesi ve Ege Deniz Bölge Komutanlığı arazisiyle, batıdan Gümüşpala mahallesi, kuzeyden çevre yolu ve Doğançay mahallesi, doğudan da Cengizhan, Alparslan ve Fuat Edip Baksı mahalleleri ile çevrelenmiş durumdadır. Orman, Yamanlar Dağı’nın doğu yamaçlarında yer alan Alurca Vadisi’nde ve çevresinde yayılmaktadır. Bu bağlamda, vadiden Ormana biyolojik çeşitliliğin korunarak sürdürülmesi amacı güdülerek Atatürk bölgede habitat restorasyonu önerilir.

Bu süreç aşamalı olarak düşünülmüştür. Yakın gelecekte Ormandaki ekosistemin işlevsellik ve dayanıklılık kazanması amacıyla bölgeye uygun, yukarıda adı geçen ağaçlar yerleştirilerek habitat yapısının ve topografyanın düzeltilmesi, toprak verimliliğinin artırılması hedeflenir. İkinci aşamada Ormanlık bölgenin güneyinde yer alan Ege Deniz Bölge Komutanlığı’nın yapıları fiziksel ömrünü tamamladıktan sonra başka bir yerleşim alanına taşınması önerilerek bu alanın da gelecekte habitat restorasyonuna dahil edilmesi ve su döngüsünün yeniden sağlanması ile etkileşimli bir süreç başlatılacaktır. Deniz ve sahil tarafıyla kesilen bağın ise öneri yeşil köprü ve 40034 ada 1 parselin, 40036 ada 1 parselin kamulaştırılarak koruluk alan olarak kent yaşantısına katkıda bulunması önerilir. Proje alanının batısında kalan ada ise yine üzerindeki yapılar kullanım ömrünü tamamladıktan sonra kamulaştırılarak yeşilin sürekliliğini kurmak için koruluğa dönüşmesi önerilir (Bkn. 1/5000 yakın çevre ile ilişki plan). Böylece deniz ve ormanlık alan arasındaki ilişkinin tekrar kurularak doğanın restorasyonu gerçekleşecektir.

Önerilen habitat restorasyonu, ekosistemdeki biyolojik çeşitliliği artırmak, tehdit altındaki türleri korumak, erozyonu kontrol etmek, su baskınlarını önlemek, su kalitesini iyileştirmek ve iklim değişikliğiyle mücadele ederek, bölge için ekolojik, sosyal ve ekonomik fayda sağlayacaktır. Atatürk Ormanı’nın iyileştirilmesiyle birlikte bu alanda kentlinin temas edebileceği yürüyüş güzergahları, gözlem kulesi, ve çeşitli faaliyetler için donatılar önerilmiştir.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DÖNGÜSÜ

Öneri tasarım, kentsel yaşamla doğa arasında sürdürülebilir yeni bir ilişki biçimi tanımlamayı amaçlar. Kent ve doğanın birlikteliğini kurmak üzere bir döngü önerir.   Bu döngü bina yapma pratiğinin doğa üzerindeki birtakım olumsuz etkilerini ve bunların sonuçlarını dert edinerek, dengeli ve sürdürülebilir bir yapı kurmayı hedefler. Projenin ana tasarım kriteri çok fonksiyonlu ve enerji verimli yapı tasarlayarak doğal kaynakların sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Bu süreçte mevcut yeşil alanların korunması ve arttırılması, toplumsal katılımı hedefleyen kentsel ve yapı ölçeğinde yeniden değerlendirilen alanların düzenlenmesi, tarihi binalara, alan kullanımlarına uygun yeni işlevler verilerek sosyal ve kültürel yaşantıya kazandırılması, kentlinin bisiklet ve toplu taşımaya teşvik edilmesi, işliklerle bölgedeki geleneksel üretim biçiminin sürdürülmesi üzerinde durulmuştur.

4 fazdan oluşan döngünün 1. Fazında; Sürdürülebilirlik Merkezi yapı inşasında, bölgedeki kentsel dönüşümden çıkacak olan beton, çelik, cam, ahşap ve kazıdan çıkan toprağın dönüştürülerek yeniden kullanılması önerilir. 2. Faz İzmir Sürdürülebilirlik Merkezinin yapım aşamasıdır. 3. Faz yapının sürdürülebilir kullanım döngüsünü kapsar. Faz 3: Yapı döngüsü sürdürülebilir kaynak kullanımını ve üretimini temel alır. Yağmur suyu üç farklı şekilde döngüye katılır. İlki peyzajda bulunan su toplama havuzunda yağmur suyunun ve topraktan süzülen suların toplanıp tekrar peyzaj sulamasında kullanılmasıdır. İkincisi kuzeyde bulunan vadiden (Atatürk Ormanı) gelen yağmur suyunun, kent içi geçirimsiz yüzeyler yani Anadolu Caddesi ve İzban hattı nedeniyle denize ulaşamadığı noktalara biyolojik hendek önerisinde bulunularak, sert zemine düşen yağmur suyunun toprakla buluşturularak döngüye katılması ve olası bir afet riskini önlemek hedeflenmiştir. Son olarak şehir hattından gelen temiz su kullanımını azaltmak için yağmur suyu hasadı sistemi kurulmuştur. Ayrıca İzmir Sünger Kent Uygulamaları Yönetmeliği çerçevesinde önemli bir yer kaplayan yağmur suyu hasadı sistemi çatıda önerilmiştir. Çatıdan Sifonik sistem ile toplanan yağmur suyu bir filtreleme işleminden geçip 1. bodrum katta bulunan su deposunda toplanır. Bu aşamada kullanılan enerji çatıdaki fotovoltaik panellerden sağlanır. Sonrasında temiz su, yapı içerisinde lavabolara, duşlara, mutfağa ve işliklere verilir. Kullanım sonrası oluşan gri su, 1.bodrumda bulunan septik tankına gönderilir. Burada arıtılan su, yapı içerisinde rezervuarlarda ve terasta bulunan uygulama bahçelerinin sulama sisteminde kullanılır. Arıtılamayan siyah su ise kanalizasyon şehir hattına verilir. İzmir Yeşil Altyapı Stratejileri ’de önerilen peyzaj çeşitliliği, kompost gübre üretimi, yerel ekonominin çeşitlenmesi, gibi başlıklardan yararlanılmıştır. Peyzajda 1. Bodrum kotunda önerilen su toplama havuzu ve yapıda depolanan arıtılmış gri sudan yararlanılarak çatılardaki ve peyzajdaki uygulama bahçeleri damlama tekniği kullanılarak sulanır. Toprakta yetiştirilen tarım ürünleri yapı içerisindeki kafe ve restoran alanlarında kullanılır. Aynı zamanda bahçelerde üretilen ürünlerin bir kısmı önerilen Pazar, kooperatif ya da satış alanlarında satılır. İşliklerde üretilen ürünler; menengiç kahvesi üretimi, zeytinyağı ve zeytin çekirdeği peleti üretimi, ağlat, limon, incir, ıhlamur kurutma ve paketleme, sakız üretimi gibi uygulama bahçelerinden elde edilen ürünlerin işlenip satılması yerel ekonomiye katkı sağlayabilmek amaçlı yine önerilen alanlarda satışa sunulur. Uygulama bahçelerinde kullanılan gübre iki şekilde sağlanır. İlki 1.bodrum katta toplanan organik atıkların geri dönüştürülmesinden elde edilen kompost gübredir. Diğeri ise zeytinyağı işliklerinde ortaya çıkan karasudan buharlaştırma metodu ile elde edilen gübredir. Aynı zamanda geri dönüşüm odasında ve peyzajda bulunan geri dönüştürebilir atıklar ayrıştırılıp, bayraklı geri dönüşüm merkezine gönderilir. Geri dönüşüme katkı sağlamak ve atık ayrıştırma sürecinin deneyimlenmesi bu yolla sağlanır. Yapının temel enerji kaynağı, çatıda bulunan 2182mm x 1050mm ölçülerinde 445 adet fotovoltaik panellerden sağlanmaktadır. Fotovoltaik panellerden elde edilen enerji, bataryalarda depolanır. Depolanan elektrik enerjisi, iç mekân aydınlatmasında, elektrikli araç şarjlarında ve yapı içindeki temel sistemlerde kullanılır. Güneş enerjisi yapının ısıtma ve soğutma siteminde de önemli rol oynar. Isı pompasının çalışmasını sağlayarak merkezi ısınma ve soğutma sağlar. Doğal havalandırma için dış cephe doğramlarında bırakılan menfezler ve havalandırma bacaları ile de yapıda doğal iklimlendirme desteklenmiştir. Faz:4’te ise yapı ömrünü doldurduktan sonra geri dönüşüm önerisinde bulunulmuştur.

KENT ÖLÇEĞİNDE ALINAN KARARLAR/ÖNERİLER

Kentlinin yeni yaşam alanlarına yöneldiği günümüz kentlerinde kentin sınırlarını genişletirken doğayla kurduğu ilişkiye yönelik verilen tasarım problemi; sürdürülebilir bir tasarım stratejisi ile çözümlenmeye çalışılmıştır. İzmir ölçeğinde yeşil, su, ulaşım odaklı analizler yapılarak Bayraklı bölgesinin kent içerisindeki yeri ve ekolojik sisteme katkısı önemsenmiştir. Atatürk Ormanından sahile uzanan yeşilin sürekliliğini kurma ve stratejik olarak büyümeme fikriyle kentlinin yeşille kuracağı ilişkinin güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda yeşille ve denizle, kentlinin temasını sağlayacak çeşitli donatılar, yürüyüş yolları ve sistemler önerilmiştir.

BIOSWALE, Ana ulaşım yollarını takiben kullanılmıştır. Hafif eğimli kenarları olan, bitki örtüsü, kompost ve/veya riprap ile doldurularak, dalgalı bir drenaj yolundan oluşan, yüzey akışından silt ve kirliliği gidermek için önerilmiş bir tür biyofiltredir. BİOSWALE sürekliliğinde ise yeşil koridorlar önerilmiştir.

EKOLOJİK KÖPRÜ, İzban hattıyla kesintiye uğrayan yeşilin sahil tarafıyla, peyzaj bileşenlerinin bağlantı durumu, içinde var olan tür, enerji ve madde hareketliliği ve bunların döngülerinin işlerliğini sağlamak amacıyla önerilmiştir.

EUROVELO BİSİKLET ROTASI, Eurovelo bisiklet rotası sayesinde Avrupa üzerinden gelen ziyaretçilerin bölgede bulunan zenginliklerden faydalanabilecekleri düşünülerek öneri bisiklet ve yürüyüş güzergahında bu rota esas alınmıştır. Bölgedeki bisiklet yolları ve eurovelo bisiklet rotası referans alınarak bisiklet ve yürüyüş rotası sürekliliği kurgulanmıştır.

YÜRÜYÜŞ ROTASI, kentsel yaşam alanı, Atatürk ormanı patika izleri, proje alanı ve sahili birbirlerine bağlayacak ve yaya akışını teşvik edecek şekilde konumlandırılmıştır. Ormanın içerisinde mevcut patikaların korunması düşünülürken sahil ve proje alanı çevresi için yürüyüş yolları, bisiklet yoluyla birarada önerilmiştir.

GÖZLEM KULESİ, Atatürk ormanı içerisinde tepelik bir alanda kuşların da gözlemlenebileceği bir manzara noktasına yerleştirilmesi önerilmiştir. Çeşitli perspektifler sunan gözlem kulesi, farklı yükseklikteki platformlar ve bu platformları birbirine bağlayan düşey sirkülasyon elemanlarından meydana gelen basit bir strüktürdür. Çelik ve ahşap gibi sürdürülebilir malzemelerle tasarlanan kule, kuş gözlemcileri ve fotoğrafçılarının yanı sıra bölgenin gündelik yaşantısına katkıda bulunarak bölgeye gelen insanların burada yaşayan canlılara ve doğaya yönelik farkındalığını arttırmayı da amaçlamaktadır.

ZIPLINE, Atatürk Ormanının farkındalığını arttırmak için yürüyüş gözlem gibi aktivitelere ek zipline kurgulanmıştır. Yüksek bir noktadan daha alçak bir noktaya gerilen çelik halat ya da iplerle kayma sporudur.

YÜZER ARITMA ADALARI, Suda yüzebilen ve balıklara zarar vermeyen, geri dönüştürülmüş PET’lerle üretilen yüzer matın içinde hindistan cevizi kabuğu torfu bulunur. Bu torf, gerekli bakterileri tutar ve yerli sucul bitkilerin köklerinin sağlıklı bir şekilde uzamasını sağlar. Yerli bitki örtüsü, bunların kök sistemleri ve bakteriler sudaki fazla besin maddelerini (örneğin azot ve fosfor) emerek suyun temizlenmesine yardımcı olur. Böylece yüzer arıtma adaları ile suyun temizlenmesi önerilir.

SUCUL BİTKİLER, özelleşmiş yapıları sayesinde suyun kalitesini iyileştiren sahil bölgesine deniz çayırı önerilmiştir. Deniz çayırları suyu temizler, sudaki canlılar için barınma ve besin kaynağıdır ve bol miktarda oksijen üretirler. Aynı zamanda dalgaların şiddetini azaltarak kimisi ağır metallerin azalmasına yardımcı olurken bazıları fazla besin birikiminin önüne geçmektedir. Oksijen seviyelerinde artışa da katkı sağlayarak ekosistemi yeniden canlandırmaya yardımcı olmaktadır. Denizi temizlemek amaçlı kıyıya yakın bölgelere önerilmiştir.

KENT İÇERİSİNDE PARKLAR yeşil süreklilik kurgusunda canlıların biyotoplarını sabit tutmaya yardımcı olurken aynı zamanda ekolojik birer köprü görevi görmektedirler.

POLİNATÖR EVİ Sürdürülebilirlik merkezi yakın çevre düzenlemesinde tasarlanan uygulama bahçesi içerisine ve önerilen yeşil alanlara yerleştirilen polinatör evleri, böcekleri bu bölgelere çekerek biyoçeşitliliğe katkıda bulunur. Bitkilerde üreme faaliyeti için gerekli olan tozlaşma; rüzgâr, su, insanlar, kuşlar, bazı hayvan türleri ve polinatör olarak adladırılan böcekler vasıtasıyla gerçekleştirilebilmektedir. Polinatörlerin ihtiyaç duyduğu besin kaynakları ve barınma alanları kentleşmenin neden olduğu baskılar nedeniyle tehlike altına girmektedir.  Biyoçeşitlilik problemlerine çözüm amaçlı en etkili tozlayıcı olan polinatör türleri için duraklama noktaları olan polinatör evleri önerilmiştir.

OTOBÜS DURAĞI Sürdürülebilirlik Merkezine ulaşımda toplu taşımaya teşvik amaçlı yapı adasında bir otobüs durağı önerisi yapılmıştır.

KANOPİ Bisiklet otoparklarında, otobüs durağında, iskeleye giden yürüyüş yolunda, öneri pazar satış alanında, çevre düzenlemesindeki oturma alanları üzerlerinde ve yapıdaki çatı rampasında gölgelik elemanı olarak üzerine bitki sarılabilecek boşluklu yapıda kanopiler önerilmiştir.

GERİ DÖNÜŞÜM KUTULARI Sürdürülebilirlik Merkezi önünde ve çevre tasarımında kağıt, plastik, cam, metal, pil, elektronik atık ve organik atıklar için geri dönüşüm kutuları önerilmiştir.

FOTOVOLTAİK PANELLİ AÇIK OTOPARKLAR Sürdürülebilirlik Merkezi çevresiyle birlikte ele alınarak, deniz tarafında kamusal açık/yarı açık birliktelik ve tarım alanları tasarlanmıştır. Tarım alanı, pazar alanı, sahil, iskele ve mavna, çocuk oyun alanları, tarihi yapıların restoran olarak kullanım önerisi bölgeyi bir çekim merkezi olarak önerir. Bölgeye gelen kullanıcılar için üzeri fotovoltaik panel olan açık otoparklar düzenlenmiştir. Bu otoparklardan üretilen enerji elektrikli arabalar ve bisikletler için şarj noktalarıdır.

KAYKAY PİSTİ VE SPOR ALANLARI Sahil bölgesini sosyal bir çekim merkezi olarak önerirken sporsal faaliyetler ve çocuk oyun alanları da programa dahil edilmiştir.

İSKELE VE MAVNA Öneri Sürdürülebilirlik merkezi cephesine takılan, kent kotuyla doğrudan ilişki kurarak insanları üst kotlara dağıtan ve yapıya sızdıran merdivenlerin aksında sahile doğru bir yürüyüş yolu kurgulanmıştır ve bu yol deniz üzerinde iskeleye evrilmektedir. Mavnanın yaklaşabileceği derinliğe kadar (4.50metre derinliğe kadar) uzatılan iskele mavnayla buluşarak sosyal ve kültürel çeşitli etkinliklerin mekanını doğurur.

TARIM BAHÇELERİ Çevre tasarımı yapılırken çoğunlukla zemini geçirimli yüzeyler önerilmiştir. Sürdürülebilirlik merkezi adasında önerilen topraklı tarım, toprak sağlığını ve verimliliğini korur, kimyasal gübre ve pestisit kullanımını azaltır, biyoçeşitliliği destekler ve çevresel etkileri azaltır. Bu nedenle, topaklı tarım yöntemi, gelecek nesillerin gıda güvencesini sağlarken çevresel ve sosyal sürdürülebilirliği de destekleyen önemli bir araçtır.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MERKEZİ PROGRAM VE DOLAŞIM

Önerilen Sürdürülebilirlik merkezinde yer alan işliklerde yapılacak üretime uygun uygulama ve deneyim bahçelerinde geleneksel biçimde toprakla kurulan ilişkinin sürdürülmesi esas alınmıştır. Uygulama bahçeleri, binanın teraslarına ve rampalarla üst kotlara taşınarak seyir ve etkinlik teraslarıyla iç içe geçmiş şekilde kamusallık önerilmiştir.

Peyzajda önerilen kotlandırılmış uygulama bahçeleri bodrum kat döşeme seviyesine kadar inerek bu kotta, yapı adasında kamusal bir açık alan tarifler. Öneri Sürdürülebilirlik Merkezi’nin zemin ve 1. katlarında kuzey tarafında konumlanan kütüphane, bilgi hizmetleri hacimleri ve yan mahaldeki kafeterya, kentli ile etkileşimi amaçlanarak alt kotlarda açık alanla ilişkisi önemsenerek kurgulanmıştır. Güney tarafında ise yine kent zeminiyle etkileşime geçmesi beklenen atölyeler yerleştirilmiştir.

Yapının 2. Katında İşlik ve Laboratuvarları teras ile bağlayan ortaklaşma mekanları yer almaktadır ve bir üst kotta binanın doğu cephesindeki amfi-merdiven ile sirkülasyonun devamlılığını sağlanmaktadır. Yapının doğu ve batı cephelerindeki farklı katlar arası ilişkileri ve birlikteliği güçlendirmeyi amaçlayan amfiler açık sosyal mekanlar olarak önerilmektedir. Batı cephesi boyunca yükselen merdiven 1649. Sokaktan kent zeminiyle doğrudan buluşarak, tüm katlara kentlinin ulaşımını sağlar. Kurgulanan kent merdiveninin sürekliliğinde denize(güneye) bir aks oluşturularak yürüyüş yolu ve devamında iskele önerilmiştir. Bunun haricinde zemin kat ve 1. Bodrum kat meydandan verilen girişlerle asansör ve yangın merdivenleri düşey sirkülasyonu destekler. 200 kişilik konferans salonu programı zemin kotta ikiye ayrılan kütleyi üst kotlarda bağlayarak kamusallığın odağını oluşturur. Güney cephesi şeffaf ve açılabilir tasarlanan konferans salonu terasla ilişkilenerek programların zamana ve işleve bağlı esnekliğini destekler. 3. Katta bulunan bu teras hem kafeteryaya hem de etkinliklere hizmet edecek şekilde günün farklı saatlerinde dönüşür. 4. katta bulunan açık ve kapalı sergi alanları da benzer bir görev üstlenerek farklı senaryoları bünyesinde barındırır. 3. Kattaki kamusal teras ile 5. Katta yer alan uygulama bahçeleri arasındaki bağ rampalarla kurulur. Üst kotlara doğru rampayı çıkarken kentli aynı zamanda uygulama bahçeleri deneyimine katılır. Yapının en üst teras kotunda yer alan fotovoltaik paneller altında uygulama bahçesi, seyir terası gibi programlar ise yapının sosyal ve çevresel açılardan sürdürülebilirliğini devam ettirmeye katkıda bulunur.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın