Katılımcı, 25 Kasım 1922-2022 Edirne’nin Kurtuluşunun 100. Yılı Anıtı Fikir Projesi Yarışması

Katılımcı, 25 Kasım 1922-2022 Edirne’nin Kurtuluşunun 100. Yılı Anıtı Fikir Projesi Yarışması

PROJE RAPORU

Bağlamsal Çıkarımlar

Bazı şehirler, bulundukları ülke ile komşu ülkeler arasında bir sınır teşkil ederken, aynı zamanda bir eşik gibi davranmaktadır. Edirne kenti ise sadece Bulgaristan ile değil, Avrupa ile hem bir sınır hem de bir eşik konumundadır. Dış dünyada yükselen tansiyonla beraber saldırılara ilk temas eden şehirlerden birisidir. Bu yüzden geçmiş tarihlerde birçok kez işgallere maruz kalmakla beraber birçok uygarlığın da izlerini taşımaktadır. Bu kültür çeşitliliği de bağlamsal olarak renkli ve spesifik bir şehir haline gelmesini sağlamıştır. Coğrafya bakımından üç önemli nehrin birleştiği bir noktada bulunması da bu bağlamı zenginleştirmektedir. Yarışma alanıyla beraber şehir silüetinin komşu ülkeden bile görülebilir olması da önemli bir fark oluşturmaktadır. Beşeri olarak ise şehir silüeitini oluşturan önemli camiler, kiliseler, su köprüleri ve kervansaraylar bulunmaktadır. Ölçek gereği yapılacak olan anıtın şehir siluetine anlamlı bir katkıda bulunması ve diğer unsurları ekarte etmemesi söz konusudur.

Alan Kullanımı

Edirne’de Hıdırlık Tepesi yakınlarında yer alan proje alanı, geniş bir doğal peyzajın içinde yer almasıyla birlikte yüksek bir rakıma sahiptir. Yeşil dokuyu kaybetmeden hem bir anma mekanı hem de anma mekanından yükselen bir anıt fikrinden yola çıkıldı. Arazinin eğiminden dolayı orantısız yol kotları olması ve üç farklı noktadan alana ulaşım sağlanabilmesi için 3 farklı giriş yapılarak, alanın tüm çeperleri ziyaretçiye açıldı. Bu üç giriş ve onları takip eden anma yollarıyla birlikte, Edirne’yi besleyen üç önemli nehir olan Meriç, Arda ve Tunca nehirlerine de atıfta bulunuldu. Hem zemin olan yol, günümüzü; rampalı yol geçmişi ve merdivenli yol ise geleceği temsilen yerleştirildi. Böylece alan eğimi, ulaşımı çeşitlendirecek şekilde kullanıldı.

Anıt

Kültürel zenginliği ve yapısal çeşitliliği vurgulamak adına birimlerden yola çıkıldı. Her bir birim, tarih boyunca işgallerle birlikte Edirne kentine eklemlenmiş ve artık onun parçası haline gelmiş çeşitli kültür ve gelenekler, değerler ve alışkanlıklar silsilesi olarak temsil etmektedir. Başta yabancı gibi gelen ama sonrasında kentteki diğer kültürlerle eriyip kaynaşan her bir öğeyi temsil ediyor. Savaşlar, işgaller ve başka kültürlerle sınır komşuluğu yapmanın sonucu olarak Edirne bugünkü kimliğine bürünmüştür. Üç farklı uygarlık tarafından uğradığı işgalleri temsilen, anıtımız üç noktadan ayrı ayrı başlayan ama en tepede birleşen ve tekillenen birimlerden oluşmaktadır. Malzeme olarak ise kolay takılıp inşa edilebilmesi ve hantal bir yapıya bürünmemesi için çelik kutu levhalar tercih edildi. Birimlerin içi boş kutular olması sayesinde, gelen ziyaretçilerin alttan baktıklarında gökyüzünü görebilmeleri ve gölge ışık oyunlarıyla beraber tuhaf bir deneyim sunması amaçlanmıştır.

Anma Mekanı / Program

Anıt ve çevresindeki ziyaretçi akışını sürdürülebilir kılmak ve ziyaretçilerin daha verimli vakit geçirmelerini sağlayabilmek için anıtın altında anma mekanı önerildi. Sergi içeriği olarak ise tarihsel sıraya göre 4 işgal konu edilmiştir. Anma mekanının duvarları hem sergi yüzeyi olarak hem de taşıyıcı sistem olarak kurgulanmıştır. Duvarlardaki açıklıklardan ve çatıdaki bacalardan sadece doğal ışık ile aydınlatılması sağlanmıştır. Diğer kütlede ise geçici sergi, okuma alanı ve oturma alanları kurgulanmıştır. Arada bir ziyarete gelinen bir anıttan daha fazlası olarak; ziyaretçilerin sıkça uğradığı, vakit geçirdiği, toplandığı ve anılar biriktirdiği bir nokta haline gelmesi hedeflenmiştir. Program olarak, alanın hemen yakınında bulunan Hıdırlık Tabyaları ile bir bütünlük oluşturacak şekilde kurgulandı.

Deneysel Yaklaşım

Edirne kenti için SINIR ve EŞİK kavramlarıyla beraber SAVUNMA şehri konumunda olduğunu da söyleyebiliriz. Savaş ve işgallerde ilk temas noktası olarak savunmanın da ilk cephesi olmaktadır. Bu savunma durumunu vurgulamak için anma mekanının duvarlarında SİPER dokusunu yansıtmak istedik. Günümüzde de hala kullanılan siper çuvallarından ters kalıp sistemi yaparak ve betonun şekil alabilme özelliğini kullanarak siper dokusu elde etmeyi amaçladık. Bununla ilgili küçük ölçeklerde deneyler hazırladık ve yapılabilirliğini test ettik. Teoride amaçladığımız dokuyu deneylerimizde de somut olarak yakalamayı başardık. Çuvalların arasında kalan boşluklara betonun sızmasıyla birlikte üç boyutlu olarak düzenli düzensiz bir doku amaçlandı. Anma mekanındaki tüm dış çeperlerin bu uygulama ile inşa edilmesi ve görünüş olarak sürekliliğinin sağlanması hedeflendi.

Etiketler

Bir yanıt yazın