Katılımcı (2. Kategori), Cami Tasarımı Fikir Yarışması

Mimari Rapor

Dini yapılar, bir kültürün dünya algısının üç boyutlu yansımalarıdırlar.

                                                                                             Dücane Cündioğlu.

Kavramsal Yaklaşım / Bağlam:

İslam düşüncesinin her alanında olduğu gibi mimari alanda da kümülatif ilim anlayışı hakimdir. İslam düşüncesi hiçbir döneminde, geçmiş tecrübelere tamamen sırtını dönmemiştir. Her zaman geçmişin bilgi birikiminden faydalanmayı tercih etmiştir. Batıda ise lineer bilim anlayışı hakim olduğundan ötürü batı dünyasında sıklıkla geçmişin bilgi birikimine sırt dönülmesi olağan bir durumdur.

Ülkemizdeki cami mimarisi örneklerine bakıp yapmış olduğumuz okumada, maalesef ekseriyetle geçmişin kötü bir taklidi olduğu gözlemlenmektedir. Tasarım anlamında nitelikli diyebileceğimiz camiler ise form ve fonksiyon açısından geleneksel cami mimarisini anlamaktan çok uzakta eserler olarak karşımıza çıkmaktadır. Kısacası günümüzde cami mimarisi kendisini geçmişin parçası olarak görüp, oradan çıkamayan bir anlayışla, kendi geçmişine tamamen sırt dönmüş bir anlayış arasında sıkışıp kalmıştır.

Projenin cami mimarisine bakışı bu çerçeve doğrusunda olmuştur. Projenin amacı geçmişi anlayıp, onu ortaya koyan aklı anlayıp, o aklın bugün olsa neler ortaya koyabileceğini anlamaya çalışmaktadır. Böylece proje, günümüzdeki cami mimarisi anlayışını şekilcilik bağlamından çıkarıp, anlam, kavram ve simgeler üzerinde tartışmaya açmayı hedeflemektedir.

Anlam:

Bütün İslam coğrafyasında cami planı bin yılı aşkın süredir, ilk cami olan hazret-i peygamberin ev şemasına sadık kalınarak üretilmiştir. Dikdörtgen planlı ibadet mekanı arkasında avlulu ve kolonatlatlı plan şeması hemen hemen bütün camilerin çıkış noktasıdır. Proje diğer camilerde olduğu özünü ilk cami olan peygamber evinden alır. Bu nedenle dikdörtgen planlı, avlulu ve kolonatlı düzene sadık kalınarak ortaya koyulan proje, İslam’ın kümülatif ilm anlayışını anlayıp, binlerce yıllık birikime sırtını dönmeyip, kendisini bu bilgiyle yüceltmeyi amaçlamıştır.

Cami avlusunda kolonatlı düzen yine peygamber mescidine öykünür. Fakat cami avlu duvarları bilinçli olarak kaldırılmış ve küçük bir mescidle başlayan İslam cami geleneğinin bütün dünyaya taşıp, bütün alemi güzelleştirmesini simgelemektedir. Bir yandan da ilk mescid avlusunun asrı saadet dönemindeki toplumsal, sosyal fonksiyonunu yeniden canlandırmayı ve bunu daha açık bir şekilde tüm halka yayma gayesiyle avlu duvarları geçişken bir format almıştır. Bütün yan fonksiyonlar cami avlusu etrafında şekillenerek avlunun toplayıcı rolüne vurgu amaçlanmıştır. Cami avlusunun meydanla birleşen tasarımı gerektiğinde cami avlusunun meydan, meydanın da cami avlusu olarak kullanımını kolaylaştırır. Cami mekanının meydanla iç içeliği, dinin hayatla iç içeliğinin bir temsili olarak belirmektedir.

Osmanlı mimari geleneğinin en önemli özelliklerinden birisi de ucu açık bütünlüktür. Ucu açık bütünlük olgusu, mimari eserin her türlü kibirden uzak olmasının bir sağlayıcısı olarak görülebilir. Bir mimari eserde kibir eserin bitmiş olduğunu kabul edip, kendi düşünce ve tasarımının zirve olduğunu düşünmek ve yeni gelişmelere ve düşüncelere kendini kapatmış olma hali olarak tecelli eder. Gelecekte yapılabilecek bütün eklemlenmelere kendisini kapatır. Gelecek nesiller için geleceği dondurur.

Halbuki İslam inancına göre kainat her an yeniden yaratılmaktadır. Kainat her an kendini yenilemektedir. Projeye yaklaşımımız bu bilinçledir.

Form / Fonksiyon:

Bir göz yapıdan, külliyeye Osmanlı mimari geleneğinde külliyelerin kuruluş düzeni incelendiğinde, kubbe ve onu taşıyan kolonlar bir birim elemanı oluşturmaktadır. Külliye ise bu birim elemanların farklı yükseklik ve farklı büyüklüklerde birleşmesinden oluşmaktadır. Ayni şekilde proje tasarım aşamasında, Osmanlı külliye mimarisinin genel esaslarına bağlı kalınmıştır.

Proje özelinde kare 3 metreye 3 metre ölçülerindeki kare modüller kullanılmıştır.

Modüler kare formun tercih edilmesinde ki ana sebep kare modüllerin tekrarlanabilir olup ihtiyaç halinde yeni fonksiyonların cami projesine dahil edilebilmesi imkanının sağlanmasıdır. Böylece bundan sonraki nesillere kendi kaderlerini ellerine almak için bir imkan tanınmış olmakta ve cami mimarisi dinamik ve organik bir yapı olarak şekillenmektedir. Gelecek te eklemelenmesi uygun görülen yapıların zeminde belirlenmiş gridal düzlem takip edilerek yeniden üretilebilmesi öngörülmektedir. Böylece tasarımda vahdet ilkesi de vücut bulmuş olur. Külliye özelinde ucu açık bir bütünlük vuku bulur.

Cami Plan Şeması:

Proje arazisi hali hazırda sağlı sollu iki meydanın yayalaştırma ile birleşim aksının tam ortasında olması tasarımda ‘neden kentin ana meydanı cami arazisi olmasın?’ sorusunu akla getirdi. Toplanmak anlamına gelen Cami sözcüğün ve işlevinin tarihsel fonksiyonu günümüz şartlarına uygun şekilde yeniden ele alınmaktadır ve Cami şehrin de odağı haline gelmektedir.

Cami plan şemasında her şeyin merkezine avlu konulmuştur ve bütün mekanlar bir şekilde avluyla ilişkilendirilmiştir. Avlu bir külliyenin “hayat”ı dır. Toplanma mekanıdır, ortak aktivitelerin yapıldığı yerdir. Avlu etrafında konumlandırılan mekanlar cami avlusunu bir toplanma mekanı haline dönüştürür. Peygamber evindeki avlu fonksiyonu yeniden canlandırılmış olur.

Bölgesellik:

Projenin içinde bulunduğu bölgenin iklim özellikleri göz önünde bulundurularak. Cami kütlesi ve külliye gün içerisinde kendisini ziyaret edenler için bol gölgelikli yürüme ve oturma yüzeyleri oluşturmayı amaçlar. Gerek ibadet mekanı içinde, gerekse de peyzajda kullanılan su öğesi doğal iklimlendirme sağlamayı amaçlamaktadır.

Avlu içerisinde yaratılmış olan bahçeler İslam’ın köklü bahçe geleneğine bir atıfta bulunur ve camiyi ziyaret edenler için huzurlu bir atmosfer yaratır. İslam bahçe geleneğini devam ettirmek isteği ile birlikte, su öğeleri ve yeşilin entegre edilmesiyle birlikte cami avlusu bir nevi cennet bahçesini andırmaktadır. Ve böylece cami avlusu sadece ibadete gelenlere değil bütün halka huzur vermeyi amaçlamıştır.

Peyzaj:

Alan peyzaj değerleri açısından zengin bir yapıya sahiptir. Açık – kapalı, gölge – güneş, yeşil – sert zemin oranları dengeli oluşturulmuş, düzenlemeler engelliler dikkate alınarak yapılmıştır. Bölgeye ait iklimsel ve çevresel veriler göz önünde bulundurulmuştur. Dört mevsim kullanılabilecek mekanlar oluşturmaya gayret edilmiştir.

Zemin kaplamaları ve bitkilendirme programının, her bandın anlamsal ve işlevsel içeriğine göre farklı alt kimlikler kazanmasına yönelik olarak belirlenmesi peyzaj tasarımının ana ilkesini oluşturmuştur.

Sert zemin, yumuşak zemin ve bitkilendirme programı morfolojilerinden malzeme ölçeğine kadar ilişkilendirilmesi sayesinde başlangıçta hedeflenen süreklilik ve bütünlük sağlanmıştır.

Bağladığı mekânsal öğelerin ihtiyaçlarına göre örgütlenen sert ve yumuşak peyzaj öğelerinden meydana gelir

Alanda üçüncü boyutta istenen şeffaflık ve yükselme-alçalma deneyimi hislerini kullanıcıya deneyimlemek amacıyla, ağaçların; yönlendirici, odak oluşturucu, bölücü, birleştirici işlevlerinin yanı sıra hacim ve mekan tanımlama fonksiyonları da eklenmiştir.

Abdesthane:

Abdest konusu toplumumuzda büyük bir sorunsal olarak karşımızda durmaktadır. Abdesthane tasarımında hijyen, estetik ve konfor esasları göz önünde bulundurulmuştur. Bu nedenle tuvalet ve abdesthane birbirinden fiziksel olarak ayrılmıştır.

Ayakkabı ile abdesthaneye girilmesine izin vermemek için abdesthane girişlerinde ayaklar bir havuzda dezenfekte edinilerek abdesthaneye ulaşılır. Her abdest alma birimi kişiye özel nişlere ayrılıp; dere kenarında, huzurla abdest alınıyor duygusunu deneyimletilir. Oturma birimi yüksekliği kişiye özel olarak ayarlanabilir. Abdest alınırken en çok karşılaşılan problemlerden birisi olan sıçrama problemine çözüm olarak suyu debisi düşürüldü.
Abdestten sonra çıkıştaki koridorda hava üfleme kanalları ile ayak kurutma işlemi yapılarak caminin temiz kalması sağlanmaktadır.

Kullanılacak Hat öğeleri:

Cami iç mekan

  • Hicr Suresi, 16. ayet: Andolsun, gökte burçlar kıldık ve onu gözleyenler için süsledik.
  • Nahl Suresi, 49. ayet: Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah’a secde ederler ve onlar büyüklük taslamazlar.
  • İsra Suresi, 44. ayet: Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O’nu tesbih eder; O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.
  • Nur Suresi, 41. ayet: Görmedin mi ki, göklerde ve yerde olanlar ve dizi dizi uçan kuşlar, gerçekten Allah’ı tesbih etmektedir. Her biri, kendi duasını ve tesbihini şüphesiz bilmiştir. Allah, onların işlediklerini bilendir.
  • Rum Suresi, 26. ayet: Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi O’na ‘gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar.
  • Mü’min Suresi, 64. ayet: Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel-temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne Yücedir.


Cami girişler

Zümer suresinin 73. ayeti: “Selamet size! Günah kirinden tertemizsiniz. Artık ebedî olarak kalmak üzere girin oraya.”

(Tevbe, 18): “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, [gereği üzere namazı kılan, zekâtı veren, Allah’tan başkasından korkmayan] kimseler imar eder.”

Rad suresinin 24. ayeti: “Sabrettiğiniz için size selam olsun. Ahiret saadeti ne güzeldir.”

Nahl suresinin 32. ayet-i kerimesinde şöyle buyrulur: “Takva sahipleri o kimselerdir ki melekler, canlarını hoş ve rahat oldukları hâlde alırlar: Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükâfatı olarak girin cennete, derler.” Bu ayetin “selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükâfatı olarak girin cennete” bölümü bir müjde olarak cami girişlerinde de başka yerlerdeki hat tertiplerinde de tercih edilegelmiş.

Bakara suresinin 115. ayeti: “Doğu ve batı, her yer cenab-ı Allah’ındır. [Hangi tarafa yönelirseniz orası Allah’a ibadet yönüdür.] Şüphesiz ki Allah’ın mağfireti geniştir, o her şeyi bilendir.”

Nisa suresinin 103. ayeti: “Namaz, müminler üzerine vakitleri belirli bir farz olmuştur.”

Mearic suresinin 34-35. ayetleri: “Onlar ki namazlarını gözetirler (şartlarına riayet ederek gereği üzere devamlı olarak kılarlar). İşte bunlar, cennetlerde ikram olunanlardır.”

Yasin suresinin 58. ayeti: “Allah tarafından bir söz olarak onlara selam vardır.”

Etiketler

2 yorum

  • mustafa-kemal-arslan says:

    Projeniz genel itibariyle modüler olarak tasarlanmış ve bu oldukca güzel görünüyor ancak iki sey dikkatimi cekti birincisi proje alanının dışına taşmış gibisiniz ikincisi de camiden ziyade bir piramit ve onun yanındaki iki dikilitaşı andırıyor projeniz fakat iç çözümleri oldukça başarılı buldum.

  • fatih-ergun says:

    Yorumlarınız için teşekkür ederim Mustafa bey. Vakitinizi ayırıp inceleyip yorum yazmanız sevindirici.

    Aslında proje alanının dışına çıkmadık. Şartname ve sorulardan anladığımız şekliyle bazı yolları yayalaştırmayı planladık. Böylece cami avlusu, kent meydani ile birleşerek bir toplanma alanı haline dönüşsün istedik. Proje alanı dışında kalan kısımlar ise öneri niteliğindedir. Vurgulamak istediğimiz nokta, burada yapılacak olan bir caminin kent meydanından, meydanın da camiden bağımsız olarak değerlendirilmemesi gerektiğidir. Kendisini dışarı kapalı tutan cami mimarisinin yerine, kendisini halka açmış bir cami mimarisi örneği yaratabilmek istemiştik.

    Piramide benzediği eleştirisine gelince: Piramidal bir şekilde katman katman yığılarak yükseldiği doğrudur. Fakat piramiti anımsattığını düşünmemiştik doğrusu. Aynı piramidal yükselişi Süleymaniye camine baktığımızda da görebileceğimizi düşünüyorum.

    İç mekan çözümlerine gerçekten emek harcamıştık.

Bir yanıt yazın