Huizhen Lisesi

Çin'de yer alan Huizhen Lisesi, Approach Design Studio tarafından yeniden tasarlanmış.

Kampüs tasarımı üzerine cesur bir keşif niteliğindeki bu projede; verime öncelik veren eğitim modeline de zaman “harcanabilen” bir kampüs yaratılmak istenmiş. Proje, Ningbo Şehri’nin Jiangbei Bölgesi’nde yer alan 30 sınıflı bir liseyi kapsıyor. Giderek azalan kentsel alan, hızla artan öğrenci popülasyonu ve ileri eğitim yönündeki yoğun baskı sonucunda kampüs inşaatı için “verim öncelikli” eğitim prensibi temel alınmış. Verimliliğin öneminin yanı sıra büyük baskı ortamında öğrencilerin; zaman harcayabilecekleri, zihinlerini ve bedenlerini sakinleştirebilecekleri daha fazla boş alana ihtiyaç duyduğu fark edilmiş.

Bu sebeple okul binası; mümkün olduğu kadar verimli ve kompakt bir eğitim sunulmasına olanak tanıyan, stabil alan verimliliğini temel alan bir kampüs ve park birleşimine dönüştürülmüş. Böylelikle parkın, “düşük verimliliğe sahip” hatta “verimsiz” olması sağlanarak öğrencilerin gerçekten sadece zaman geçirebilecekleri bir mekan yaratılmış.

Öğretim alanı göz önünde bulundurularak öğretim binasının sabah güneşine baktığı yöne doğru “yüzen orman” serbest bırakılmış. Yüzen orman olarak adlandırılan alan; okula dair hiç bir imgeyi çağrıştırmayan, yağmur ormanlarındaki bitkilerin ve yüksek ağaçların bereketli yapısının bitki topluluklarının dikey katmanını oluşturmak için birbirini tamamladığı bir alan olarak tasarlanmış. Tipik yeşil duvar stilinden kaçınılarak katman katman istifleme tekniğiyle oluşturulan düşey yeşil alan ile yeşil atmosfer daha da ilgi çekici kılınmış.

Peyzaj tasarımcıları olarak tasarım ekibi, yürüyüş yollarını segmentlere ayırmış ve yeşil alanları zikzak şeklinde bükerek şekillendirmiş bu sayede mekandaki konumu fark etmeksizin bütün canlılar yeşil alan ile sarmalanmış. “Yeşil hacmin arttırılması” yöntemi kullanılarak, alan tamamen yeşilliklerle kaplanmış ve üç boyutlu bir yeşillendirme efekti elde edilmiş.

Mekan boyunca, farklı yükseklikte bir dizi ağaç ev; ormanın çeşitli yerlerine dağıtılmış. Öğrenciler, dersten sonra hızlıca primitif doğanın bir parçası olan ormana ulaşabiliyor ve orman sayesinde geçici olarak okulun yükünden uzaklaşabiliyorlar.

Tasarımcılar tüm bunların yanında bazı sınıfların da katı kuralları takip etmesinin önüne geçmek istemiş. Bunu da sınıfları serbest formlar halinde, ormanın her bir köşesinden “sarkıtarak” hayata geçirmiş. Bu sınıflar, titizce düzenlenmiş makineler olmanın dışına çıkarak heyecan yaratan yeni derslik formlarına dönüştürülmüş.

Sınıflar arası patikalar “iki nokta arasındaki en kısa mesafe” olmaktan çıkarak “büyüme ve yayılma” prensibine göre şekillendirilmiş. Ormandaki “galeri yolları” gibi kıvrılarak ilerleyen patikalar, yoldan geçenlerin zamanını rahatlatıyor ve stresini azaltıyor.

“Yoğunlaştırılmış” öğretim binaları aynı zamanda zemini de “boşaltıyor”. Zemin artık binaların ayırdığı bir “parça” olmaktan çıkıp, öğrencilerin kampüs içinde özgürce dolaşabileceği bir “sokak” haline geliyor.

Sıkıca birbirine bağlanmış öğretim binaları kendiliğinden dalgalı bir çatı oluşturarak öğrenciler için devasa ölçekli bir çatı gezinti parkı oluşturmuş. Çatının hafif eğimini kullanarak açık hava konferans salonu oluşturulabiliyor, böylece dersler çatıda da işlenebiliyor. Hayal gücüyle aradaki tek sınır gökyüzü olarak kalıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın