HAB Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği

İpek Baycan Architects tarafından tasarlanan ve Vadi İstanbul'da yer alan HAB Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, 135 metrekarelik bir alan içinde oluşturulabilecek en optimum mahallerin akıcı bir kurguda bir araya gelmesi ile hayata geçirilmiş.

Klinik, küçük bir alanda en verimli kullanımı hedefleyen ve işlevselliği temel alan plan kurgusu ile öne çıkıyor. Çağdaş bir dilde özellikle sağlık yapılarında öne çıkan temiz ve steril etki tercih edilmekle beraber mimari plan, malzeme, detay ve renk seçimlerinde hastaların ve ziyaretçilerin kendini rahat hissedeceği bir ortam öne çıkıyor.

Akışkan formların birbirini takip ettiği klinikte, perspektifler derinleştirilerek davetkar iç mekanlar oluşturulmuş. Planlamanın kurgusu; diş polikliniğinin en etkin işlevselliği üzerinden hayata geçirilirken mahaller gün ışığından etkin düzeyde faydalanacak şekilde konumlandırılmış aynı zamanda hasta-personel mahremiyetini sürdürecek şekilde geliştirilmiş. Girişten itibaren açılarak ve kıvrılarak iç odaların zarfını oluşturan kabuk; beyaz boyalı cam ve beyaz ahşap malzemelerle şekillenmektedir. Bu kabuktan yırtılarak ortaya çıkan banko ve bu kabuktan ayrı bir birim olarak tasarlanmış bekleme sediri minimum metrekarede oluşturulan bekleme alanını ferahlatmakta aynı zamanda eğrisel formlar ile mekana derinlik katıyor. Giriş kısmında yer alan köşe klinik sıra dışı tavan ve tezgah kurgusu ile bir showroom gibi kendini gösteriyor. Bekleme alanında yer alan gömülü ekranlar; diş hekimlerinin içeriğini oluşturduğu interaktif bilgilendirme görselleri ve reklam alanları yaratıyor.

Planlamada, beklemenin ortaya alınması ile karşılıklı yerleştirilen mahaller; ortak sirkülasyonu yüksek odaların bir tarafta, doktorların ve personelin yoğun sirkülasyonda olduğu klinik iç işleyişe dair önemli yapıların bir tarafta ayrıştırılması ile planlanmış. Panoramik odası, ıslak hacimler ve teknik alan; ön muayene odasını da içine alacak şekilde beklemenin arkasında kurgulanırken, iç tarafta 4 ayrı ünitenin yer aldığı muayene odası, sterilizasyon, personel odası, teknisyen odası ve bir de post-op odasının bulunduğu bir yerleşim yapılmış. Tüm mahallere bağlantı; kabuğun yarattığı açılımlarla koridora dönüşen orta akslardan tavanın ve döşemenin duvardan koparılmasıyla yönlendirici etki güçlendirilerek sağlanmış.

Konsepti bütünleyen kabuğun lambri alınları mekana yumuşak ve şık bir etki veriyor. Beyaz boyalı parlak camların verdiği steril etkiyi cappuccino renginin yarattığı yumuşak dokunuş dengeliyor. Muayene odalarında grinin tonları tercih edilmiş; muayene odaları renk seçimleri açısından ayrıştırılmış. Dört bağımsız muayene odasından biri ameliyathane niteliğinde olup; kendi içinden geçişli bir post-op odasına sahip.

İç mekan metrekaresi kadar dış mekanı; yani teras kullanımı bulunan klinik; pandemi koşullarında bekleme aktivitesinin açık alanda yapılabildiği bir ortam sağlamayı hedefliyor. Dolaşım alanının çeperlerine klinik muayene odaları yerleştirilirken, bu odalara doğal ışık ve temiz hava almayı mümkün kılacak şekilde planlama yapılmış.

 

Etiketler

Bir yanıt yazın