Echo

UNStudio, TU Delft (Delft University of Technology) Kampüsü içerisinde Echo isimli enerji üreten fakülteler arası eğitim yapısı tasarladı.

Ben van Berkel ve Caroline Bos tarafından kurulan Amsterdam, Frankfurt, Hong Kong ve Şanghay merkezli mimari tasarım stüdyosu UNStudio tarafından tasarlanan proje Hollanda’nın Delft şehrinde hayata geçirilmiş.

Echo adlı proje üniversitedeki çeşitli öğretim yöntemleri ve çalışma stillerine hitap edecek şekilde çok çeşitli öğretim odaları sunan, enerji üreten bir fakülteler arası bir bina olarak tasarlanmış. Delft Teknik Üniversitesi içerisindeki en sürdürülebilir bina olan Echo, üniversitenin 2030 yılına kadar tamamen sürdürülebilir bir kampüs işletme hedefine katkıda bulunacak şekilde projelendirilmiş.

UNStudio, Arup ve BBN ile işbirliği içinde ortaya çıkarılan proje, farklı eğitim tipolojilerini ve öğretim yöntemlerini tam olarak destekleyen, uyarlanabilirliğin ve kullanıcı kolaylığının öne çıktığı, enerji üreten bir bina olarak tasarlanmış.

1200 güneş paneli, akıllı tesisat, iyi yalıtım, ısı ve soğuk hava deposu sistemi ile Echo’nun dizüstü bilgisayarlar için elektrik tüketimi, aydınlatma ve yemek servisi gibi kullanıcıyla ilgili enerji dahil günlük operasyonlar için ihtiyaç duyduğundan daha fazla enerji üretmesi sağlanmış.

Echo’nun tasarımında şeffaflık önem kazanmış Sadece bina içinde maksimum gün ışığı sağlamakla kalınmamış, aynı zamanda daha geniş kampüs ve çevredeki doğa ile görsel bir bağlantı oluşturulmuş. Bu nedenle, kullanıcılar için kapalı, ‘kurumsal’ bir deneyimden kaçınılırken, binanın açık ve kamusal karakteri kampüsün iki tarafını birbirine bağlamış ve hem öğretim üyeleri hem de öğrenciler için aydınlık, canlandırıcı ve davetkar bir ortam sağlanmış.

Binanın aşırı ısınması, güneş koruması ve camın düşük güneş penetrasyon faktörü kombinasyonu ile önlenmiş. Ek olarak, derin yatay alüminyum tenteler ile aşırı güneş ısısının dışarıda tutulması sağlanmış. Bu tenteler, tırmanan bitkilerin gün ışığını filtreleyen ince bir yeşil cephe oluşturduğu kablolarla birbirine bağlanmış.

Binada temiz hava sağlamak için, içi boş plakaların üzerine bir plenum zemin monte edilmiş. Bu şekilde temiz havanın yukarıdan aşağıya değil yerden yukarı pompalanması sağlanarak odanın etrafındaki sirkülasyon önlenmiş. Sistemin havalandırmaları, bilgisayar zemin kurulumu ile birlikte, gelecekte odaların yerleşiminin değişmesi halinde kolayca yeniden yerleştirilebilir şekilde planlanmış.

İnşaatta kullanılan malzemelerin çevresel etkilerine çok dikkat edilmiş, yapı mümkün olduğunca dairesellik ilkelerine göre tasarlanmış. Büyük ızgara boyutlarına sahip büyük portal yapıları kullanarak, sütunlar binanın kenarı boyunca ilerleyerek geniş açıklıklı sütunsuz alanlar oluşturur. Geniş ızgara boyutlarına sahip büyük portal konstrüksiyonlardan oluşan kolonlar binanın kenarı boyunca uzatılarak geniş açıklıklı alanlar yaratılmış. Çelik makaslar standart ölçülere sahip olan çelik kalaslar istendiği zaman sökülerek bina ömrü dolduktan sonra başka yerlerde tekrar kullanılabilecek şekilde üretilmiş.

Proje mevcut öğrenme ortamlarını aşan çok işlevli alanlara sahip bir eğitim binası olarak hayata geçirilmiş. Tasarım, ara boşlukların da büyük önem taşıdığı ve fiziksel hareketin teşvik edildiği çağdaş ‘Her Şey Her Yerde’ kültürünü desteklemek üzere şekillendirilmiş.

İç mekan ziyaretçilere sıcak bir karşılama sunacak şekilde organize edilmiş. Belirli bölgelerde bambu kirişler tavan boyunca uzatılarak tasarımın ayrılmaz bir parçası haline getirilmiş. Merkezi olarak konumlandırılan ‘büyük merdiven’, bina içinde fiziksel hareketi kolaylaştırmış.

Geleceğe hazır aktif bir yapı olarak projelendirilen Echo’nun bitişiğindeki meydana, binanın şeffaf zemin katından ulaşılması ve diğer taraftaki caddeyle bağlantı kurulması da planlanmış. Bu şekilde yapının zemin katının kapalı bir kamusal meydana dönüştürülmesi sağlanmış.

700 kişilik büyük konferans salonu ve toplantı alanı, insanların akışını bu kapalı meydanda yönlendirilmesine yardımcı olmuş.

8.844 metrekarelik Echo binası, konferans salonları, sınıflar ve çeşitli çalışma alanları aracılığıyla yaklaşık 1.700 öğrenci için konferanslar, grup çalışması, proje tabanlı öğretim, münazaralar ve kendi kendine çalışma için alan sağlamak üzere planlanmış.

Bina esnek bir yerleşim düzenine sahip toplam yedi öğretim odasına ev sahipliği yapmak üzere tasarlanmış. 700 kişi kapasiteli zemin kattaki en büyük konferans salonu 15 dakikada üç ayrı odaya ayrılabilecek şekilde organize edilmiş.

Birinci kattaki karma mekanda da benzer bir hareketli duvar sistemi kullanılmış, bu sayede gerektiğinde her biri 144 kişilik iki sınıf oluşturulmuş. Bina genelinde bulunan 300’den fazla çalışma alanı grup çalışması ve bireysel çalışma için kullanılabilecek şekilde tasarlanmış.

Çeşitli öğretim odaları, öğretim görevlilerinin ve öğrencilerin mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarına göre tasarlanmış. Ayrıca, proje tabanlı öğretim için her biri yaklaşık 70 kişi kapasiteli dört seviye odası hayata geçirilmiş.

Yapının ikinci kattaki ofis alanlarında modüler bir duvar sistemi kullanılmış, bu da ileride yerleşim planında değişiklik yapılmasına olanak tanımış. Gelecekte fonksiyonel değişim talebi olması durumunda, bu ofis alanları minimum kesinti ile eğitim alanlarına dönüştürülecek şekilde düşünülmüş.

Etiketler

Bir yanıt yazın