Eşdeğer Ödül, Sağlık Çalışanlarına Şükran ve Anma Mekânı Proje Yarışması

Eşdeğer Ödül, Sağlık Çalışanlarına Şükran ve Anma Mekânı Proje Yarışması

PROJE RAPORU

TARAÇA

KOLEKTİF İYİLEŞMENİN ÇOKLU HÂLLERİ

Taraça[Seki]’nın coğrafi sözlükte yer alan “akarsuyun yeniden canlanarak yatağını kazması sonucunda oluşan basamaklar” tanımı, proje alanının altından geçen İncesu Deresi ile Abdi İpekçi Parkı ve Kurtuluş Parkı’nın varlığından ilham alan tasarım önerisi için oldukça ufuk açıcıdır. TARAÇA olarak adlandırdığımız proje önerisi; İncesu’yu, görülmese bile sesini kentlilere duyurarak [ileriki etaplarda da gerçekten gün yüzüne çıkarak] yeniden canlandırmayı hedefler. İncesu Deresi’nin izini takip ederek Abdi İpekçi Parkı ve Kurtuluş Parkı’nı farklı derinliklerde birleştiren projenin mekânsal kurgusu doğrultusunda üretilen bu bağlayıcı mekân, aynı zamanda Sıhhiye Pazarı’nın da üst örtüsünü oluşturur.

TARAÇA’lar, kentin çok işlevli ve çok aktörlü ilişkiler ağının bir parçası olarak tanımladığımız ROTALARIN [Sağlık, Kamusal Açık Alan ve Spor, Tarih, Kültür-Sanat, Pazar] bir parçası olarak var olmakta, TARAÇA ile bütünleşen bu kentsel rotalar farklı kotlarda farklı işlevlerle bütünleşerek kentli için çoklu etkileşim arayüzleri sunmaktadır.

“Sağlık Çalışanlarına Şükran ve Anma Mekânı Proje Yarışması”ndaki yaklaşımımız, “Anmanın Parkın İçerisinde Fonksiyonel Bir Peyzaj Unsuru Olarak Yer Alması” olup (bkz. Erbaş Gürler ve Özer, 2017*), önerimizde Abdi İpekçi Parkı ile Kurtuluş Parkı; yeni bir anı parkı aracılığıyla birbirine bağlanmış ve anı parkı Sıhhiye Semt Pazarı’nı da içine almıştır.  “TARAÇA | KOLEKTİF İYİLEŞMENİN ÇOKLU HÂLLERİ” adını verdiğimiz çok katmanlı kentsel park düzenlemesinin merkezinde, etkileşimli bir anma mekânı yer almaktadır. Kentliler, TARAÇA içindeki farklı etkileşim alanlarında kolektif bir şekilde hatırlayacak, COVID-19 salgınında insanüstü bir çabayla ön saflarda mücadele eden sağlık çalışanlarını anarak, birlikte iyileşecektir.

Merkezi olmasına rağmen atıl kalmış proje alanının hak ettiği değere yeniden kavuşması ve yoğun kent yaşamı içinde bir duraklama, yavaşlama mekanına dönüşebilmesi adına, yarışmada istenenlere ek olarak alanda farklı niteliklere sahip alt mekanlar kurgulanarak, bu mekanlarla ilişkilenen İYİLEŞME HÂLLERİ tanımlanmıştır. Hızla akan günlük hayat içinde bir ara vermek, oturmak, soluklanmak, buluşmak, oyun oynamak, düşünmek, yalnız kalmak, paylaşmak ve anlamak gibi farklı durumlar üzerinden tariflenen iyileşme halleri, kullanıcının alanla olan ilişkisini güçlendirecek ve alan kullanım sıklığını arttıracaktır.

Kullanıcıların anma mekanına izlerini bırakması, kendi deneyimleri doğrultusunda mekanları dönüştürebilmesi projenin temel hedefleri arasında yer almaktadır. Anma mekanının, işlevinin durağan niteliğinden kopartılarak, katılımcı ve üretken bir süreç üzerinden sürekli yeniden yorumlanması hedeflenmektedir. Böylece anma mekânı, kullanıcı katkısı ile zaman içinde değişebilen, değişirken kullanıcısını da sunduğu farklı yüzleşme mekanları ile iyileştiren bir kamusal mekana dönüşebilecektir.

ANMA MEKÂNI, yerin altında ve üstünde insizyonlar/kesiler yaparak görünmeyen/unutulan İncesu Deresi’nin sesinin duyulmasını, derenin SU YANKISI aracılığıyla erişilebilir/hissedilebilir olmasını sağlarken, aynı zamanda yer üstünden/gökten gelen suyu SU PERDESİ ile toplayarak insanlar ve diğer canlılar için erişilebilir kılar. SU YANKISI ve SU PERDESİ’nin birlikteliği, iki farklı insizyon operasyonu ile hem içine kapalı hem de dışa dönük bir ANMA MEKÂNI kurgusu sunarken, TARAÇA ile bütünleşerek büyük bir kent parkının parçası olur. SU PERDESİ ve SU YANKISI’nın tanımladığı SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞÜKRAN VE ANMA MEKÂNI, Ankaralıların suyun farklı halleri ile etkileşerek – SU YANKISI’nda suyu dinleyerek ya da SU PERDESİ’nde suyu görerek/suya dokunarak – COVID-19 salgınında yaşananları ve sağlık çalışanlarının özverilerini asla unutmayarak, alanı her ziyaret ettiğinde, alandan her geçtiğinde HATIRLAYARAK İYİLEŞME halini deneyimleyebilecekleri bir dönüşüm süreci tanımlamaktadır.

COVID-19 salgını ile mücadele sürecinde yaşanan bu zorlu günleri unutmamak, sağlık çalışanlarının gösterdikleri insanüstü öz verilerinin ve gayretlerinin uygun bir sembolizm ile temsil edilmesi ve anma mekânı aracılığıyla kalıcılaştırılması amacıyla, KAYIN AĞACI (fagus sylvatica) anma mekanı ile ilişkilenecek şekilde tekil olarak proje alanına yerleştirilmiştir. Kayın ağacının seçilme nedeni, birçok kültürde ve mitolojide hayat ağacı olarak kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. Hayatın başlangıcını ve sonunu, ve sonsuzluğu sembolize eden kayın ağacı, kökleriyle yeraltını, gövdesiyle yeryüzünü ve dal ve yapraklarıyla da gökyüzünü betimleyerek bedeninde birleştiren bir yaşam sembolü olarak yüzyıllardır benimsenmektedir. Bu özelliği nedeniyle, salgında özveri ile görevlerini yerine getiren sağlık çalışanlarımızı anma ve özellikle kaybettiklerimizin anısını sonsuza kadar yaşatabilmek amacıyla, yaşamı ve sonsuzluğu sembolize eden KAYIN AĞACI anma mekanının merkezine konumlandırılmıştır. Ağacın anma mekanında tekil olarak kullanılma kararı, 30-40 metreye kadar boy yapabilen ve ortalama 700 yıl yaşayabilen kayın ağacının, zaman içinde kendisinin bir anıta dönüşme potansiyeli düşünülerek verilmiştir. Kayın ağacı sembolik ve anıtsal niteliklerinin yanı sıra, iyileştirme özelliği ile de ön plana çıkmaktadır.

Önceleri, İncesu deresinin açık bir şekilde içinden geçtiği, yoğun ağaç topluluklarının ve verimli arazilerin dere yolunun etrafında konumlandığı bir bölge olan proje alanı ve yakın çevresinde zamanla yoğun ağaç toplulukları büyük ölçüde kesilerek yerine Sıhhiye Pazarı inşa edilmiştir. Ayrıca, İncesu deresi ıslah çalışmaları sonucunda yerin altına alınmış ve alan yeşil-mavi dokusunu kaybederek gri bir renge bürünmüştür. Projenin peyzaj kararları, bu süreci tersine döndürebilecek, alana yoğun yeşili entegre ederek kentin kayıp doğal özelliklerini, geçmişinde sahip olduğu yeşil ve mavi dokuyu geri verecek öneriler doğrultusunda geliştirilmiştir.

Abdi İpekçi Parkı ve Kurtuluş Parkı’nı birleştiren proje önerisi ile kentte yer alan yeşilin sürekliliği arttırılmıştır. TARAÇA ile alanın sahip olduğu sağlık semti kimliğinin yeşil alan kullanımı ile desteklenerek güçlenmesi, alana ulaşım kolaylığı sayesinde farklı kullanıcı gruplarının alanı bireysel ve/ya grup olarak deneyimleyebilmesi, farklı zaman dilimlerindeki kullanımlar (gece-gündüz, haftaiçi-haftasonu) doğrultusunda özelleşebilecek kamusal kullanımlar tariflemesi ile proje alanının yeni bir kentsel odak noktası haline dönüşmesi hedeflenmektedir.


* Erbaş Gürler, E. ve B. Özer. Bir Gündelik Hatırla(t)ma Deneyimi Olarak Anı Parkları, 2017. https://www.skb.gov.tr/bir-gundelik-hatirlatmadeneyimi-olarak-ani-parklari-s25201k/
Etiketler

Bir yanıt yazın