Eşdeğer Mansiyon (Profesyonel Kategori), Yapı Tasarım Yarışması 2023: Kamusal Alanda Bir Arada

Eşdeğer Mansiyon (Profesyonel Kategori), Yapı Tasarım Yarışması 2023: Kamusal Alanda Bir Arada

Melt Studio'nun Yapı Tasarım Yarışması 2023: Kamusal Alanda Bir Arada için hazırladığı proje, eşdeğer mansiyon ödülünü kazandı.

Proje Raporu:

DERZ | Antakya’da Kamusal Mekânın Yeniden Tesisi Üzerine Bir Öneri

1. Yer/Bağlam Seçimi ve Tasarımın Amacı

6 Şubat depreminden en çok etkilenen noktalardan biri Antakya oldu. Deprem, sadece binaların değil, kentsel dokunun büyük bir kısmının zarar görmesine, dolayısıyla kamusal yapının da sarsıcı bir biçimde zedelenmesine yol açtı. Yaşanan zorluklara ek olarak,
deprem sonrası kurulan çadır ve konteynır kentlerin, birey ve toplulukların sosyal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmayan bir yapıda kurgulanması ve kentin kamusal alanlarının harabeleşmesi, kentlinin sosyal devamlılığında büyük bir kopukluğa neden
oldu. Kentlinin şehire karşı zaman içerisinde köklenen kentsel aidiyeti yalnızca barınma üzerinden okumak büyük bir yanılgı olacaktır. Bir kentin onarımı, yeniden inşası çok uzun zaman zarfları içerisinde planlanarak titizlikle eyleme geçen süreçler olmalı. Üstelik
halihazırda yıkıntılara bile tam olarak müdahale edilmemiş olan bir kent atmosferinde kamusal mekanı kentsel harabelerin üzerinde bir katman olarak aceleyle tesis etmeye çalışması düşünülemez. O halde Antakya’da hayatına devam etme arzusunda olan, yer
değiştirme imkanı olmayan veya bölgeyi terketmiş fakat ilk fırsatta dönme arzusu içinde olan pek çok kentlinin hem bireysel ihtiyaçları hem toplum ile iletişimi hem de kentle kamusal ölçekte belirli bir bağ kurabilmesinin tekrar sağlanabilmesi için bir kamusal
mekan kurgusu ihtiyacı elzem gözükmektedir. Kentteki olası noktalar göz önünde bulundurulduğunda, ‘Kent merkezi’ olgusunu koruyabilmesi, ulaşılabilirlik, simgesel önem taşıması, tasarıma tanıdığı esneklik ve yıkıntıların üzerine bir inşa önerilmemesini temel
alarak Asi nehri çeperlerinin proje alanı olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

2. Analiz ve Tasarım Kurgusu

Belirlenen bağlama önerilecek bir tasarımın aşağıdaki maddeleri dikkate almasının elzem olduğu düşünülmüştür:

– depremle gelen yıkımın kent hafızasında da büyük kayıplara yol açacağı gerçeği.

– kolay taşınabilir, monte edilebilir, eklemlenebilir ve gerektiğinde kolayca müdahale edilebilir olması.

– halihazırda deprem bölgesinde yer alan yıkıntılardaki malzemelerin yeniden değerlendirebilirliğini gözetmesi.

Bu üç madde ışığında bir kentsel ‘’derz’’ üretimi şu şekilde tanımlanmıştır:

a. Burada yapılması önerilecek sosyal mekanların geçmişin birer sembolik ve retorik tekrarı olarak üretilmesinden ziyade, köklü Antakya tarihinde uzun bir geçmişi olan mimari ve kentsel gelenekleri ve yaşama biçimlerinin hayata kattıklarını korumaya ve bir biçimde devam ettirmeye çalışmak bu noktada sıfırdan üretilecek bir mekansal oluşumun kültürel mirası koruma adına yapabileceği en duyarlı hamle olduğu düşünülmüştür. Bu sebeple, Antakya’ya özgü köklü günlük hayat pratikleri ve bunların mimari ve kentsel tasarıma etkileri adına detaylı analizler yapılmıştır. Analizler sonucu tespit edilen önemli mimari tipolojilerin kamusal mekana uyarlanması önerilmiştir.

b. Üretilecek tasarım bir modüler altlık olarak düşünülmüştür. Bunun sebebi hayata geçirilecek birim miktarının, zamanla ekleme ya da çıkarma yapılabilirliğinin getirdiği esnekliğin mantıklı bulunmasıdır. Birimlerin kentten bağımsız olarak herhangi bir noktada
üretilip taşınması mantıklı bulunmuş, dolayısıla prekast beton olarak kurgulanmışlardır. Bir kamyon/tır aracılığıyla taşınılacağı düşünülerek, ‘’L’’ formunda tasarlanan birim, boyutları araca sığacak şekilde 2.65m x 3.25m olarak kurgulandı. L formundaki birimlerin birleşme detayları birbirlerine yan yana ve alt alta kolayca monte edilecek şekilde tasarlandı. Kaldırım kotundan itibaren yerleştirilmeye başlanacak modüller, nehire doğru ya da nehire paralel olarak eklemlenerek nehir kenarında kamusal teraslar tanımlamaya başlayacaktır. Analizler sonucu belirlenen tipolojiler, kentsel ölçekte yorumlanarak birimlerin farklı kombinasyonları halinde tanımlanan 1×1, 2×2, 2×1, 2×4 birim alandan oluşan toplam altı modüle evrilmiştir. Modüllerin kaçının, nasıl bir kombinasyon içerisinde kullanılacağının esnekliğinin altı çizilerek, proje kapsamında bir öneri kombinasyon üretilerek nehrin iki yakasına karşılıklı bakacak şekilde yerleştirilmiştir.

– Proje kapsamında nehir çeperleri arazi olarak belirlenmiş olsa da, birim ve modüllerin konulması uygun olan farklı alanlara da yerleştirilebilirliğinde uygulama olarak bir değişiklik ya da sınırlama yoktur. Kavramsal olarak uyuştuğu sürece, şehrin başka noktalarında da aynı şekilde, alana uygun olarak farklı kompozisyonlarda uygulanabilir.

c. Birimlerin prekast olarak üretilmesi, aynı kalıbın sürekli olarak kullanılabilmesi açısından süreci hem hızlandıran hem de üretimdeki malzeme israfını azaltan bir unsur. Buna ek olarak, deprem bölgesinde ortaya çıkan malzeme artığını değerlendirmek önemli
bulunmuştur. Çatı kiremitleri ve tuğlaların ulaşılabilir ve kolay ayrıştırılabilir olması sebebiyle, çöpe dönüşmek yerine kırılmış hallerinin betonarme birimlerin içerisinde agrega olarak kullanılması önerilmiştir. Buna ek olarak yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki “deprem sonrası oluşan atıkları bertaraf etmek ve minimum çevre kirliliğini sağlamak için geri dönüştürülmüş agregaların kullanılması ciddi ekonomik ve çevresel katkılar sağlamaktadır’’. Birimlerin alt alta eklemlenerek teraslar tanımlamaları öngörüldüğü için, tasarlanan prekast birimin bir bağlantı ucu korkuluk olarak tasarlanmıştır. Korkuluk içerisinde hacimli bir boşluk bırakılmıştır, bu sayede her bir birimin kendi içinde tanımlı birer yeşil alanı olması öngörülmüş, böylelikle betonarme ve yeşil alanın dengeli ve kompakt bir sistem olarak ele alınması hedeflenmiştir.

– Deprem bölgesinde belirtilen yapı atıklarını tasarlanan birimlerde kullanmanın çevreye katacağı yararı bir kenara koyarak şunu da belirtmek gereklidir ki çok küçük ölçekli kalıntıların farklı bir formda kentte kendisine yeniden yer bulması, bir nevi anıtlaşması,
yaşanan bu hazin olayın kent hafızasına bu birimlerle aktarılması olarak da düşünülebilir. Yani tasarlanan birimler birer belleğe dönüşerek, unutulmaması gereken kent tipolojileri ve mimari hafıza kadar, bir afetin ve bilinçsiz yapılaşmanın ürettiği büyük
yıkımı da hatırla(t)ma görevini üstlenmiştir.

– Proje kapsamında birimlerin nehir yamaçlarına yerleştirilmesi önerisi, bazı dönemlerde nehir suyunun yükselmesi ile malzemenin minimum etkilenmesi betonarme kullanımıyla mümkün olacaktır.

Kaynakça: Arıman, B. (2002). Antakya Kenti Tarihi Doku içinde tipolojik analiz çalışmaları

Etiketler

Bir yanıt yazın