Eşdeğer Mansiyon, Mamak Askeri Cezaevi Değerlendirme Öğrenci Proje Yarışması

Mimari Rapor

Mamak Askeri Cezaevi ve Çevresi: Kolektif Yaşam Ağı

Duvarlarla çevrili, tutsak edilmiş bölgenin 3 yakası mesken diğer yakası ise bozkıra komşudur. Tutsak edilmiş arazinin içerisinde askeri binalar, askeri hangarlar ve Mamak Askeri Cezaevi bulunmaktadır. Kentsel ölçekteki konumuna baktığımız zaman yıllarca halkın çocuklarının tutsak olduğu arazinin çeperlerinde yine halkın kendisi meskenleşmiştir. 3 ayrı noktada meskenleşmiş olan bölgeyi tek bir kolektif yaşam ağı altında birleştirmek ve bu yaşam ütopyasının ana saçaklarını da tutsak edilmiş bölgeye kurmak, fikrimizin kentsel ölçekteki ana unsurudur. Kente dağılacak olan saçakların yeryüzüne fışkırdığı bu bölge, düşüncelerine kelepçe vurulmak istenilen bozkırın çocuklarının temsilidir. Bu düşüncenin kentsel ölçekteki izdüşümünü oluşturmak için tüm duvarlar ve tel örgüler kaldırılmıştır. Bu bölgenin konut bölgeleriyle ilişkisini zayıflatan çevre yolu unsuru ise Arazinin üzerine ikinci bir katman olarak gelen kolektif yaşam ağı ile göz ardı edilecektir. Yaşam ağının bu zayıflık üzerinde köprüler oluşturarak alanı daha geçirgen ve daha etkileşime açık hale getirceğine inanmaktayız.

Kolektif yaşam düşümüzde mevcut olan tüm askeri bina ve alanlar üretim atölyeleri ve tarım ambarları olarak kullanılacaktır. Halk kendi ayakkabısını kendi üretecek, kendi satacak ve kendi giyecektir. Ağın üzerinde oluşturduğumuz açıklıkların altında Pazar yerleri ve rekreasyon aktiviteleri tanımlamaktayız. Cuntanın kurşun talimi olarak kullandığı boş alanlar artık kolektif yaşamın umut tarlalarıdır. Halk, tarımla ve seracılıkla köyünde ürettiği herşeyi burada üreterek kent kimliği içerisinde kendi öz kimliğiyle yer alacaktır. Strüktürel ağın, altında belirlenen fonksiyona göre malzemesi ve yeryüzü ile olan geometrik ilişkisi değişmektedir. Örneğin tarlalar üzerinde sulama sistemine dönüşen, seralar üzerinde cama dönüşen, festivallerde düğünlerde, konserlerde kapalı alan tanımlayan bir fonksiyon-karakter şemasına sahiptir. Tüm bu rasyonel verilerin dışında, ülkenin yakın geçmişini katmanlaştırıp, yıllarca halkı ezen duvarları ara kesitde okutmak fikrimizin haklı sözüdür. Bazı bölgelerde yıllarca halkı ezen duvarları ezmekle fonksiyon kazanmaktadır.

Hapishane Ölçeğinde Getirilen Öneriler ve Çözümler

1.Çatının Cam Katmanla Yükseltilmesi

Güneşi el yordamıyla arayan çocukların anısına gökyüzünü gören, güneşin dokunduğu derslikler,stüdyolar,işlikler…

Tüm mekanların gökyüzünü görmesi, güneşin duvarlara dokunması için var olan tüm çatılar yapıdan ayrılarak yükseltilmiştir.
Oluşan ara boşluklar cam ve çelik malzemelerle oluşturularak yapının yeni katmanı olacaktır.

Yapıların bu yeni katmanlı olma durumu kentsel ölçekteki hem mekansal bir izdüşümü hem de mekanın geçmişine karşı bir duruşu olarak fizikselleştirilmiştir.

2. Avlu ve Avluya Bakan Duvarların Şeffaflaştırılması

Tanıklarla yapılan görüşmelerde, incelenen fotoğraf ve kitaplarda edindiğimiz önemli bilgilerden biri tutukluların yıllarca koğuş boyundan daha uzak mesafeyi göremediğidir. Bu bir normal görmeme durumu değildir. Yıllarca 10 metreyi geçmeyecek mesafedeki odak noktasının ötesine odaklanamamışlar dır. Nadiren görebildikleri en uzak uzaklık gökyüzündeki kuşlar,bulutlardır. Hayal ettikleri hayatları, kareleri avlu duvarlarına resmetmişler koğuş duvarlarına asmakla yetinmişlerdir. Bölücü duvarlarının katı görünüşünün deforme edilerek şeffaf yüzeyler haline getirilmesi tüm ölçeklerde uyguladığımız ana fikir olan kolektif ve özgürlükçü yaşamın duvar (mekansal) boyutuna taşınmasıdır. Sanat ve bilim eğitimi alan halkın çocuklarını herkes görebilecek, cam duvarlara hayaller resmedilecektir. Aklın tüm girdapları artık bölücü, katı duvarlara değil şeffaf cam yüzeylere yansıyacaktır. Bu şeffaflık fikri, tüm düşüncelerin, tüm çıplaklığıyla, ziyaretçi ve kullanıcılara aktarılması gerektiğinin fiziksel manadaki bir izdüşümüdür. Çabalarımızın her boyuttaki ve ölçekteki izdüşümünde vurguladığımız haklı duruşları, bir ütopyayı resmetmek değil, ütopyayı hayal etmesi gereken gençlerin, yaşaması ve yetişmesi gerektiği mekanların temsilidir.

3. Tabutlukların Giriş Mekanı Olarak Kullanılması

Geçmişe ve bugüne değinmek, bağ kurmak yaşananları unutturmamak tutsaklıkları ezmek adına şekillendirdiğimiz mekansal devinimlerin bir başkası da tabutlukların, oditoryum, sergi ve konferans alanları gibi toplu kullanım alanlarına giriş sağlayan mekan olarak kullanılmasıdır. İnsanın kendi bedeninden utanması, yılması için tasarlanmış bu 1 metreye 1 metre kör kuyular yeni fikir çizelgemizin içinde geçmişe bir kilit olarak yer alacaktır. Konser, müsamere, sergi ve benzeri etkinliklere ev sahipliği yapacak olan eskinin, ıssız, kör bodrum katları genç ve çocukların yetenekleri ile ışık bulacaktır. Ezilen düşüncelerin ulaştığı bu haklı sona giriş yapacak olan ziyaretçiler, fikirlerin nefes alacak kadar bile yer verilmediği tabutluklar dan geçerek ulaşacaktır. ‘Zihinlere kelepçe vurmak isteyen cuntanın aslında kelepçe vurduğu sadece kollar ve bacaklardır’ sözünün yansımasıdır bu kullanım.

A-BLOK- SAHNE SANATLARI VE KONSERVATUVAR BLOĞU

Tiyatro, müzik, dans, halk oyunları kursları bu binanın ana işlev şemasını oluşturmaktadır. Dışarıya davetkar davranan duvarları ve duvardaki yırtıkları etkileşimli bir çalışma senaryosu oluşturma fikriyle üretilmiştir.

B-BLOK – RESİM VE ELSANATLARI BLOĞU

Resim, grafik,el sanatları,tasarım kursları ve işlikleri bu binanın ana işlev şemasını oluşturmaktadır. Sergi ve atölye olarak yeni mekansal karşılığını bulan hapishanenin bölmelerinde halk kendi yetenek ve el becerilerini kendi üretip sonrasında sergileyecektir.

C- BLOK- ÇOCUK YUVALARI

Kolektif üretim içinde yer alan anne ve babaların çocukları, okul öncesi eğitimini bu binalarda alacaklardır. Duvarların şeffaflaştırılması, güneş ışığının duvarlara dokunması, dış duvarların yırtılarak doğa ve mekanın birbirine bağlanması için olan çabalarımız, her hapishane binasında olduğu gibi c bloğa ait yapılarda da uygulanmıştır.

D- BLOK- SPOR VE SAĞLIK BLOĞU

Halihazırda yıkılmış olan D-blok yapılarının izdüşümü, tasarımdaki düşünce şeklimizle paralellik kuracak şekilde kullanılmış vebu yapıların izleri spor sahalarına dönüştürülmüştür. Geçmişte var olan, insanlığın elini kolunu bağlayan duvarlara inat, yıkılmış olan bu alanlar açık spor alanı olarak düşünülmüştür. Geçmişteki planın izdüşümü belirginleştirilerek duvarları ezme fikri bu blok yapılarında farklı şekilde uygulanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın