Eşdeğer Mansiyon, Mahalle Tasarımı Fikir Yarışması

MİMARİ RAPOR

Birçok bilim dalı ve çalışma alanının odağında yer alan mahalle kavramı, özellikle son on yıldır, sürdürülebilir gelişmedeki önemli rolü ile kentsel tasarım, planlama ve yönetimin de en çok tartışılan konusu olmuştur. Kavramın tek ve genel geçer bir tanımı olmamasına karşın, farklı yaklaşımlar, yerel özellikler ve ulaşılmak istenen hedefe göre şekillenmiştir. Kentsel tasarım yaklaşımları, geçmişten bugüne mahalle olgusunun kavramsallaştırılmasında önemli rol oynamışlardır. Mahalle sınırlarını bireysel algıya göre, estetik ve kullanımlara göre ya da yasal sınırlara göre farklı biçimlerde tanımlayan farklı yaklaşımlar olsa da bu ölçeğin yerel özellikleri yansıtan en temel birim olduğu anlayışı ortak çerçeveyi oluşturmuştur.

Mahalleler insanların aidiyet hissettiği ve yaşamlarımızı biçimlendiren alanlar olarak tanımlanmıştır. Bu mekânlar çekici, güvenli ve sağlıklı olmanın yanı sıra çevresi ile bağlantıları güçlü olmalı, doğa ile iç içe ve yaşam kalitesi yüksek yerel olanaklar sağlamalıdır.

Geleneksel ve günümüz konutlarının barınma, yaşama, sosyalleşme gibi ihtiyaçlarının geçmişten bugüne gelişimini ve değişiminin yüzlerce yıllık bir kültür birikimine sahip olan, ipek yolunun en önemli kavşaklarından biri üzerinde bulunan ve geçmişe ait donatıları kısmen de olsa muhafaza eden Gaziantep çalışma alanı olarak seçilmiştir.

Gaziantep kentinin genel özellikleri, coğrafi, tarihsel, sosyo-demografik açıdan ele alınmış ve konut olgusu kavramsal olarak incelendikten sonra Gaziantep’te modernleşme sürecinde konutun gelişimi irdelenmiştir

Gaziantep tarihsel süreç içinde sürekli olarak gelişim göstermiş olan bir kentimizdir. Kentte coğrafi konuma bağlı ticari hareketlilik etkisiyle birçok yapım etkinliği gerçekleşirken, göç alımı nedeniyle konut üretimi ve ihtiyacı da sürekli artmaktadır. Bu sebeple günümüz kentsel sorunlarının aşılması ve daha yaşanılabilir bir kurgunun oluşturulması hedeflenmektedir. Geçmişten beslenen ve günümüz ihtiyaçlarını karşılayan, şehirlerin geleneksel kimliklerini koruyarak yaşatan ve onları sosyo-kültürel miras olarak gören bir tutumla geçmişi gelecekle çözümleyen özgün mekânsal çözüm önerisi geliştirmek projenin amacını oluşturur.

Gaziantep bulunduğu coğrafyaya paralel olarak karasal iklim özellikleri göstermektedir. İklimin en eski çağlardan beri konut ve şehir kurgusunun temel taşını oluşturması, geleneksel Antep evlerinin taş duvarları ve dar sokaklarıyla döneminin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiştir. Ancak günümüzde yapım teknolojisinin gelişmesi ve insan ihtiyaçlarının değişmesi geleneksel mimarinin ihtiyaçlara yetersiz kalışı ile sonuçlanmıştır. Hızlı nüfus artışı üretimin de hızlanmasına yol açmış; sonuç olarak ortaya çıkan yapılar insan ihtiyaçlarını karşılama bakımından yetersiz ve şehir dokusunu geleneksel kültür ve mimarisinden oldukça uzaklaştırmıştır. Proje bu temel üzerine oturtularak unutulan geleneksel Antep kültürünü, günümüz ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde geleceğe taşımayı hedeflemektedir. Geleneksel taş doku, günümüz teknolojisinde yetersiz ve zor bir malzeme olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle projede bulunan taş kaplamalar geçmişi yaşatan bir görsel olarak düşünülerek tamamıyla nostaljik bir unsur olarak kullanılmıştır.

Bina dışında geçen hayat mahalle, ‘Kentler her ne kadar binalardan yani iç mekanlardan oluşsa ve binalarla tanımlansa da, kent yaşamı bina dışlarında, boşluklarda, sokak ve meydanlarda algılanmakta, hissedilmektedir. Çünkü ancak buralarda çok sayıda ve tanımadığımız insanla bir arada olduğumuzu hissederiz. Bu duygu kenti kent yapar, binalar değil.’
(Mimarlık/Mimarlığımız, Ferhan YÜREKLİ)

Geleneksel konutta tüm hayat avluda(hayat) geçer. Avlu iletişimin, sosyalleşmenin halidir. Bu kültürü mahallenin tamamına yaymak için kaldırılan avlu duvarları ve konut birimlerinin ortak büyük bir avluya(hayat) dönüşümü oluşturulmuştur. Bu kültür avlusunun geçirgenliği sağlanmış, ulaşılması kolay hale getirilmiş ve gerekli ticari alanlarla desteklenmiştir. Kültür avlusunun tasarım sınırları net olarak belirlenmemesine rağmen hedeflenen sosyal doku gereği kendiliğinden şekillenmiştir; mahalle kurgusunda esnek bırakılmış bir arka kapı olarak tanımlanmış ancak sosyo-kültürel dokunun gelişimiyle natürel bir gelişim göstermiştir. Bu sayede mahallenin dinamik halde kalmasını sağlamıştır. (devingen)

Geleneksel kabaltı mahalle sınırlarını temsil ederken; günümüz ihtiyaçlarında kabaltının kamusal/özel alan kullanımını ayırması, sokakları tanımlaması geleneksel mimariye bir atıfta bulunurken aynı zamanda geleceğe taşınan mimari bir kültür ögesi olmuştur. Gölge sokakların oluşumu gelenekten geleceğe her zaman ihtiyaç duyulan iklimsel ihtiyaca bir cevaptır.

Antep kültüründe geniş aileler bir arada yaşıyor olmalarına rağmen mahremiyet oldukça önem taşımaktadır. Geleneksel yaşam biçimi düşünülerek tasarlanan konut tipolojisi ile aile bireylerinin mahremiyet sınırları içerisinde bir arada yaşaması hedeflenmiştir. Birbirinden farklı ve çeşitli çözümlenmesi düşünülen konut, avlu(hayat) çevresinde şekillenirken yarı kamusal ve özel yaşam alanları olarak düşey aksta ayrılmaktadır. Üzerine oturulan arazinin coğrafi getirisi olan kot farkı korunarak bu düşey yerleşim daha da vurgulanmaktadır. Mimari birer donatı olan merdiven ve rampalarla kotlar arasındaki uçuruma engel olunarak sosyo-kültürel yapı yani komşuluk ilişkileri güçlendirilmiştir.

Kamusal alanlar kültürel gereklilikler ve yaşam standartları gereği geleneksel mimaride olduğu gibi günümüz mimarisinde de mahremiyet bölgesinden bir nebze de olsa ayrı tutulmaktadır. Ancak mahalle sakinleri tarafından rahatlıkla ulaşabilir olması çok önemlidir. İnsan ölçeği baz alınarak yaya hareketlerinin mümkün kıldığı mesafelerin kesişimleri kamusal alan olarak kurgulanmış böylece sosyal doku pekiştirilmiştir. Kamusal alanlar temel ihtiyaçlar sonucunda okul, cami, kütüphane, spor alanları, sağlık birimi ve muhtarlık olarak çeşitlendirilmişti.

Geleneksel Antep mimarisinde “gane”ler bir zenginlik ve kültür göstergesidir. Avlu(hayat) dokusunu temel alarak oluşturulan gelecek Gaziantep mahalle önerisinde bu mimari ögeye özellikle yer verilmektedir. Gelenekte çeşitli amaçlarla kullanılabilen bu öge yeni kent modelinde yağmur suyu depoları olarak düşünülmekte ve geri dönüşüme katkı sağlaması öngörülmektedir. Ganeler günümüzde hızlı ve tutarsız olarak gelişen Gaziantep şehir dokusunda unutulmuş olan ancak mutlaka korunması gereken sosyal donatılardandır.

Projede TAKS %35 olarak düzenlenmiştir. Emsal ise 1 olarak uygun görülmüştür. Parsel bina ilişkisi yönetmelikte planlı alanlar tip imar yönetmeliğinde belirlenen %40 sınırının altında tutularak ferah bir yerleşim oluşturulması planlanmıştır. Hesaplanan değerler yaşam kalitesi bakımından fiziki şartları yeterli kılan ve şehircilik disiplininin gerekliliklerini sağlayan bir aralıktadır.

Ulaşım, verilen arazinin mevcut verileri göz önüne alınarak yapılmıştır. Hali hazırda ilerleyen iki ana yol aksı korunmuştur. Arazinin doğu-batı yönünde alt paralelinden giden Deredüzü ve Sarıt mahallerini bağlayan yol aynı zamanda ve Deredüzü mevkii yönünden Kilis – Gaziantep – Gaziantep havaalanı yoluna bağlantı sağlamaktadır. Bu nedenle mahalle için oldukça önem taşımaktadır. Diğer ana aks ise verilen araziye kuzey-güney aksında paralel olarak giden Sarıt mahallesinden geçen yoldur. Şehir merkezi ile bağlantının bu yol ile sağlanması öngörülmüştür. Mahalle tasarımı bu iki ana mevcut yol üzerinden kurgulanmıştır. Sokaklar düzenlenmiş kot çizgileriyle paralel hareket etmektedir. Böylelikle doğal bir sirkülasyon sağlanmaktadır.

Etiketler

Bir yanıt yazın