Eşdeğer Mansiyon, Konyaaltı Sahili Mimari ve Kıyı Düzenlemesi Fikir Projesi Yarışması

GENEL YAKLAŞIM

Bu projenin amacı, Konyaaltı sahili ve yakın çevresinin planlama ve kentsel tasarım kapsamında bütüncül bir yaklaşımla yeniden kurgulanmasıdır. Konyaaltı sahilinde nitelik ve nicelik açısından çeşitli ve kaliteli bir kıyı kullanımının sunulması, kent ve doğa ilişkisinin kurulması projenin temel hedefidir.Bu kapsamda geliştirilen ana yaklaşımın içeriği aşağıdaki gibidir;

1 YEŞİL-MAVİ ALTYAPI

Biyosfer
Dikey bahçe
Kat bahçesi
Yeşil çatı
Dere bağlantılarının yeşil sistem ile bütünleştirilmesi
Gri su temizleme
yağmur bahçeleri

2 AKIŞ KORİDORLARI

Park Deneyimi
çocuk oyun
spor
kentsel tarım alanı
sera
doğa Deneyimi
doğa parkurları
trekking
bisiklet
doğa eğitimi
sahil Deneyimi
sörf
kürek
yelken
yüzme
dalış
voleybol

3 YEŞİL ALAN TİPOLOJİLERİ

Orman
Sera
Meyvelik
Sulak Alan
Makilik
Park Bahçe Bitkileri
Kumul Vejetasyonu
Çiçek ve Sebze Bahçeleri

B İ O F İ L İ K KE N T Antalya

Proje kuramsal temellerini 1984 yılında Wilson tarafından ortaya atılan Biofilia hipotezinden alır. Bu hipoteze göre insanların yaradılışı gereği doğal sistemler ve organizmalarladuygusal ve deneyimsel bir bağkurması gerekmektedir. Bu duygusal bağlantı içgüdüsel bir durum değildir ve kişiden kişiye değişen bir takım kompleks öğrenme kuralları ile şekillenir. Bu etkileşim sonunda verdiğimiz duygusal tepkiler ve edindiğimiz öğretiler kültürü meydana getiren sembollere işlenmiştir. Dolayısıyla insanlar kendilerini doğal ortamlardan uzaklaştırsalar bile, biyofilik öğreti körelmez, kendini insan eli ile oluşturulmuş yeni çevrelerde ifade etmeye çalışır. Bu sebepten insanlar imkanları olduğunda doğa ve yeşil içinde tasarlanmış evlerde oturmayı isterler, günümüzde kat bahçeleri,yeşil çatılar gibi içeriklerle sunulan projelere talep artmaktadır, ayrıca geniş ve yoğun yeşili içinde barındıran iyi tasarlanmış parklar kentlilerin akınına uğramaktadır. Sağlıklı ve üretken bireyler olmamız için doğa ile ilişkisi yüksek şehirlerde yaşamamız gerekmektedir. Biofilia, insanların doğa ve diğer canlılarla olan bağının ve bunlarla beraber olma ihtiyacını ifade eden bir olgudur, doğanın insanoğlu üzerinde nasıl bir etkisi vardır konusuna odaklanır. Biofilik bir bakış açısı ile bakıldığında, şehirler ve doğa birbirinin tam tersine işleyen sistemler değildir, aksine şehirleri doğanın bir parçası olarak düşünmemiz gerekir.

Biofilik şehir, biyolojik açıdan çeşitlilik arz eden, doğa ile içi içe, sakinleri günlük yaşamlarında çalışırken veya dinlenirken doğayı hisseden, gören ve deneyimleyen şehirdir. Bu tür şehirler içerisinde doğayı barındıran, koruyan, onaran ve bu şekilde büyüyen bir şehirlerdir. Biofilik şehir kullanıcılarına doğa ile ilgili günübirlik deneyimler ve derin bağlantılar kurma fırsatı sunan bir şehirdir.

Biofilik şehirlerin temel özellikleri aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:

Biofilik şehirler geniş doğal ve yeşil alanlara sahip, biyolojik açıdan çeşitliliği olan ve bu çeşitliliği koruyan, onaran ve destekleyen, yeşil ve gelişen şehirlerdir.
Biofilik şehirlerde yaşayanlar o bölgeye özgü bitki ve hayvan türlerine, topoğrafyaya, çevredeki diğer özgün unsurlara ilgi duyar ve bunlara sahip çıkar.
Biofilik şehirler içinde yaşayan insanlara kapalı mekanlar dışında vakit geçirmelerini sağlayacak, fiziksel aktivite yapmalarını ve aktif yaşam sürdürmelerine imkan verecek alternatifleri sunarlar.
Biofilik şehirler farklı duyulara hitap eden çevreler sunarlar. Doğadan sesler, görüntüler ve tatlar konusunda zengindirler. Doğal formları, şekilleri ve materyalleri kullanırlar.
Biofilik şehirler doğa ve biyoçeşitlilik eğitimine önem verirler ve doğayı deneyimleyerek öğrenme konusunda fırsatlar sunarlar (doğa klüpleri, organize doğa yürüyüşleri, kentsel tarım aktiviteleri, şehir parklarında programlar gibi)
Biofilik şehirler sakinlerine doğayı anlamak ve bağlantı kurmak konusunda güçlü bir sosyal ve fiziksel altyapı kurarlar (doğal yaşam merkezleri, park ve rekreasyon programları, ekoturizm programları gibi)
Biofilik şehirler kaynak kullanımının doğa ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini belirli limitlerde tutmaya veya azaltmaya çalışan ve bu konudaki sorumluluklarını küresel ölçekte ortaya koyan şehirlerdir.

PLANLAMA VE TASARIMA İLİŞKİN KARARLAR

Antalya şehrinin doğal topografyası, deniz ve nehir sistemleri, tarımsal ve doğal bitki dokusunun kentin içerisinde kolayca erişilebilir ve algılanabilir olması temel amaçtır. Bu kapsamda geliştirilen temel planlama ve tasarım kararları aşağıdaki gibidir;

ULAŞIM KARARLARI

Konyaaltı sahil bölgesinde ana ulaşım kararları, bütüncül yaklaşımla kent içerisindeki ulaşım sistemi ve hiyerarşisi, ulaşım sistemi ve arazi kullanımı ilişkileri bütününde değerlendirilerek erişilebilirliğin arttırılması ve kent ölçeğinde Antalya şehrinin sahip olduğu doğal değerlere saygılı ve kıyı kenti olma potansiyelini arttıracak ulaşım sisteminin kurulması.
Kentle kurulan ulaşım ilişkisi: Üst ölçekte Antalya’yı diğer illerle, kent ölçeğinde; kent merkezini, kırsal ve kentsel yerleşmeleri ve diğer alan kullanımlarını (Akdeniz Üniversitesi, Antalya 100. Yıl Stadyumu, Expo Alanı, Kongre ve Fuar alanı vb.) doğu-batı yönünde bağlayan Gazi Bulvarı ve kuzey-güney yönünde bağlayan Dumlupınar Bulvarı-Antalya bulvarı ile otoyollara ve çevre yollarına erişimin sağlanması
Alan içi ve yakın çevresi ile ulaşım ilişkisi: Konyaaltı alanının kuzey-güney, doğu batı yönünde, kendi içerisinde ve yakın çevresi ile bütünleştirilmesi. Konyaaltı sahil bölgesinin kuzeyinde bulunan Atatürk bulvarının kentin doğu-batı yönünde ilişkisini kurması ve Antalya spor geçidi ile kırsal yerleşmelere ve çevre yollarına erişimin sağlanması. Alanda yaşanan trafik yoğunluğu sorununun Atatürk Bulvarının toplu taşıma güzergahı olarak düzenlenerek çözülmesi.Konyaaltı sahili boyunca devam eden ve Konyaaltı sahil bandını deniz ve kara olarak ikiye bölen, alanın bütünselliğini parçalayan D400 karayolunun rehabilite edilmesi. Antalya bütünü içerisinde ve alt ölçekte Konyaaltı sahil bölgesinin yaya kullanım potansiyellerinin arttırılması D400 karayolunun sahip olduğu taşıt yoğunluğunun azaltılması ve yaya öncelikli tek yönlü (doğu-batı yönünde) taşıt yolu olarak planlanması.
Bütünleştirici ulaşım sistemleri:Antalya’nın Fatih- Meydan güzergahında işleyen Antray raylı sistemine, Dumlupınar Otogar durağından Fatih durağına kadar Akdeniz Üniversitesi, 100. Yıl Stadyumunu, kırsal ve kentsel konut alanlarını ve diğer alan kullanımlarını Konya altı sahiline ve sahilin odak alanlarına erişimini sağlayacak ve Antalya’nın doğu batı yönündeki taşıt ulaşımının yoğunluğunu azaltacak ve durak noktaları ile kullanıcıların sahil bölgesine erişimini sağlayacak, mevcut raylı sistem ve diğer ulaşım sistemleri ile entegre öneri ring raylı sistemin oluşturulması.
Yaya bağlantıları:Konyaaltı bölgesindeki sahil kullanımlarını ve diğer kullanımları destekleyecek, erişimi ve kullanım potansiyelini arttıracak yaya ulaşımının sisteminin oluşturulması. Dumlupınar bulvarı ile Atatürk bulvarı kesişim noktası olan Dumlupınar kavşağından (Antalya Spor Kavşağı) Akdeniz Bulvarına inen alanın, Beach Park ile çevresindeki diğer kullanımlar ilişkilendirilmesi ve yaya sürkilasyon sisteminin oluşturulması için alanın yayalaştırılması. İlgili yolun ve D400 karayolundaki taşıt ulaşımının tek yönlü yaya öncelikli taşıt yoluna dönüştürülmesi ve Konyaaltı deniz ve kara tarafının bütünleştirilmesi. Akdeniz Üniversite’nin ve diğer kullanıcıların Konya altı sahiline yaya olarak erişiminin sağlanması için toplu taşıma güzergahında oluşturulan durak noktaları ve proje ile belirlenen odak noktaları arasında yaya ve doğal koridorların oluşturularak koridor sisteminin desteklenmesi.
Bisiklet yolları:Konyaaltı bölgesinde bisiklet ulaşımının sağlanması için doğu-batı ve kuzey güney akslarında proje odak alanları ile bağlantılı bisiklet yollarının oluşturulması.

KENTSEL PEYZAJ PLANLAMA VE TASARIM KARARLARI

SU SİSTEMİNİN SÜREKLİLİĞİ

Boğaçay ve kenti kuzey güney istikametinde kat eden diğer dere sistemlerinin bir park sistemi içerisinden geçirilerek kaynak değerlerinin korunması ve kentlilerin açık ve yeşil alan ihtiyaçlarının karşılanması. Bu derelerin denizle bağlantılarının sulak alan sistemlerinin sürekliliklerinin sağlanarak güçlendirilmesi. Bu ekolojik koridorların kentlilerin ve turistlerin doğa deneyimi elde edecekleri yürüyüş ve bisiklet patikaları, dinlenme terasları, bilgilendirme ve yönlendirme panoları ile donatılması.

KENT-DOĞA GEÇİŞİ

Derelerin etraflarında kentsel tarım aktivitelerinin yer aldığı tampon kullanımlarla kent-doğa geçişinin sağlanması. Kentle direk temas noktasında Antalya’nın kent kimliği açısından önemli bir öğe olan narenciye ve meyve bahçeleri ile tampon zonlar oluşturulması. Bu alanlarda sezonsal olarak düzenlenecek aktivitelerle komunite ve aidiyet duygusunun artırılması.

DOĞAL DOKUNUN ONARILMASI

Kentsel baskılarla tahrip olmuş ve parçalanmış doğal dokunun onarılması ve bir bölümünün doğa ile uyumlu aktivitelerle (doğa yürüyüşleri, doğa eğitimi, doğa bisikleti gibi) işlevlendirilmeleri.

İKLİMSEL KONFOR

Antalya için özellikle yaz mevsiminde çok önemli olan iklim konforunun artırılması açısından ortaya çıkarılan doğal koridorlar ile kente rüzgar girişlerinin sağlanması, kentsel boşluklardaki vejetasyon dokusunu yoğunlaştırılması, özellikle de ağaç dokusunun kuvvetlendirilmesi ile mikroklima yaratılması.

BOŞ PARSELLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kentsel doku içerisinde yeşilin her fırsatta deneyimlenebilmesi için konut dokusu içerisindeki boş parsellerin farklı fonksiyonları barındıran yeşil alanlar olarak yeniden işlevlendirilmeleri. Bu boşlukların Antalya’nın kimliği ile bağlantılı bir unsur olan sebze ve süs bitkileri yetiştiriciliğinin rekreasyon anlamında yapıldığı kentsel tarım alanları, çocuk oyun alanları, mahalle parkları olarak değerlendirilmeleri, bu alanların seralar, kafe seralar, oturma terasları, yeme-içme birimleri, küçük depolar, gölgelikler, fitness ve çocuk oyun aletleri ile donatılmaları.

BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN ARTTIRILMASI

Kentsel doku içerisinde Antalya doğasının önemli bir parçası olan makiliklerin yeniden yer almasının sağlanması. Böylece hem biyolojik çeşitliliğin artırılması hem de halkın doğal türler konusunda bilinçlenmesinin sağlanması.

AÇIK VE YEŞİL ALAN SİSTEMİNİN SÜREKLİLİĞİ

Kıyı boyunca D-400 yolunun kara tarafında açık ve yeşil alan sisteminin kesintisiz devamının sağlanması, bu sistem içerisinde farklı fonksiyonları içeren park, organik pazar, kent meydanı, seyir terasları, yeme içme mekanlarının oluşturulması.

MEKANSAL SÜREKLİLİK

Kıyı boyunca yer alan açık ve yeşil alan sistemine bu hat boyunca yer alan otel ve motellerin ön bahçe kullanımlarının eklenerek aktivitelerin ve mekansal sürekliliğin sağlanması.

SU SPORLARI

Setur Marina bölgesine tekne park yapılarak yelken sporunun desteklenmesi, ayrıca kıyı boyunca yerleştirilen hafif sütrüktürlü yapılarla sezonsal olarak su sporları aktivitelerine hizmet verilmesi.

KIYIDAKİ YAPISAL UNSURLARIN PEYZAJ İLE ENTEGRASYONU

Kıyı boyunca giden D-400 yolunun deniz tarafında kalan plaj bölgesinde yeme-içme birimleri, servis birimleri, dinlenme ve seyir teraslarının topografyanın elverdiği ölçüde arazi plastiği içinde çözülmesi. Buradaki yapısal unsurların doğala yakın bir peyzaj örtüsü içerisinde alana entegrasyonunun sağlanması.

BEACH PARKın KENTE ENTEGRASYONU

“Beach Park” bölgesinin, kent balkonu ile doğuda varyant, yayalaştırılmış alan ile batıda Dumlupınar, teraslarla desteklenmiş bağlantı yolları ile kuzeyde Atatürk Parkı, Üniversite, Migros, koruluk alan ve fuar alanı ile ilişkilenmesinin sağlanarak kente entegre edilmesi. Kurulan bu bağların güneyde denize açılan iskeleler ile bütünleşerek, kentten kıyıya ulaşan odaklar oluşturulması.

BEACH PARKınİÇ SÜREKLİLİĞİNİN SAĞLANMASI

“Beach Park” bölgesinin doğu-batı yönünde sürekliliğini sağlayacak bir ana odak (restaurant, cafe, çok amaçlı seyir basamakları, plaj bar, seyir iskelesi, plaj destek birimleri ) ve iki adet yan odak ile bölümlenerek kumsalın daha işler bir hale getirilmesi. Kuzey-güney yönünde ise Atatürk Park’ı itibariyle koruluk zon(yürüyüş, kamp, binicilik), park zonu(plaj destek birimleri, büfeler, yeşil alanlar, çocuk oyun alanları, plaj voleybolu, otopark) ve kumsal zonu olmak üzere üç aşamada kıyıya farklı işlevler ile desteklenmiş kesintisiz ulaşımın sağlanması.

MİMARİ TASARIM KARARLARI

“Biofilik” olma halinden yola çıkılarak bütüncül olarak düşünülen yarışma alanındaki tüm yapılar bu amaca hizmet etmesi amacıyla tasarlanmıştır. 3 gruba ayrılan yapı grubu sırasıyla;

  1. mevcut kentsel yapıların ve sistemlerin ekolojik adaptasyonu
  2. katalizör yapılar
  3. kıyı kullanımı fonksiyonu ve kentsel donatılar olarak bölünmektedir.

İlk yapı grubu tanımdan da anlaşılacağı üzere mevcut yapıların daha iyi bir kentsel çevre için gerektirdikleri ölçü de yeşil yapılanmalar ile düzenlenmesidir. Yapının özelliğine ve morfolojisine bağlı olarak bazı yapılarda dikey bahçeler bazı yapılarda kat bahçeleri bazı yapılarda ise çatı bahçeleri şeklinde tasarlanmıştır. Bu yapısal müdahalelerdeki temel amaç kent bütünündeki yeşil sistemin yapılar yardımıyla da desteklenerek aynı zamanda ısıl olarak kullanıcı konforunun sağlanmasıdır. Katalizör yapılar olarak adlandırılan ikinci yapı grubu ise atıl durumdaki veya fonksiyonel olarak zayıflamış kent parçalarının desteklenmesi ve yeniden kullanılmasını amaçlar. Çeşitlilik gösteren katalizör yapılar, bulundukları yerin özelliğine göre şekillenebilene esnek strüktürlü yapılardır. Çelik kolonların bir ızgara sitemiyle 3 boyutlu olarak bir araya gelmesi ile ortaya çıkan yapılar alanın ihtiyacı doğrultusunda daha büyük mekânlara dönüşebilmektedir. Kentsel tarım alanındaki bilgilendirme, laboratuvar ve okul eğitimini destekleyici birimlere dönüşen katalizör yapı, kent meydanında çalışma, spor ve eğlence birimlerine arkeolojik alanda ise sergileme bilgilendirme ve çalışma alanlarına dönüşmektedir. Hafif çelik strüktürden tasarlanan bu yapılar, sökülüp yeniden takılabilir nitelikte olup, alandaki canlandırma ve yeniden kullanım işlevini tamamladıktan sonra kalıcı yapıya da dönüşebilmektedir. Son yapı grubunu oluşturan sahil yapıları ve kentsel donatılar ise yerel malzeme kullanımı ve kullanıcı çeşitliliği düşünülerek tasarlanmıştır. Birbiri ile uyumluluk içerisinde sahile paralel bir omurga üzerine yerleşen bu yapılar 1 ve 2. Gruptaki mimari yapılar ile ilişkili olarak çalışmaktadır. “Kent ile uyumlu” (her bakımdan Biofilik olma hali) bu yapılar aynı zamanda, malzeme, tasarım ve farklı nitelikteki kullanıcılar göre esnek kullanıma uygun tasarlanmıştır.

Liman yönündeki yerel kullanıcı yoğunluğu sahil bandında kendini ağırlıklı yerel kullanıcıya hitap eden mekânlara (ahşap yürüyüş yolları, kulüp su sporları-yelken kano vb, organik Pazar, kafe sera vb.), Beachpark yönündeki yabancı kullanıcı yoğunluğu ise sezonluk kullanımın, kışında desteklenip sürekli canlı mekanların yer aldığı kullanımlara dönüştürülmüştür. Ara zon ise iki kullanıcının karıştığı ve eşit kullandığı kentten katılım sağlanan Meydan ve çevresi olarak tasarlanmıştır. Parça bütün ilişkisi kurularak tasarlanan mimari yapıların tümü bir bütünü desteklemeye yönelik düşünülerek tasarlanmış ve proje tasarımına girdi oluşturmuştur.

SOSYAL BOYUT

Antalya’nın yüksek oranda göç alma durumu incelendiğinde, ailelerin %91.9’u Antalya’ya başka şehirlerden gelerek yerleşmesine karşın ailelerin 8.1’i ise hep Antalya’da yaşamıştır (Antalya Kent Konseyi, 2006). Antalya’ya ilinin aldığı göçün büyük çoğunluğunu terörden ve yaşam şartlarının yetersizliğinden kaçan doğu illeri nüfusu oluşturmaktadır. Bu noktadan hareketle kent içerisinde Konyaaltı sahilinin projelendirilmesinde, alandaki kullanım bölgeleri ve kullanımlar hem yerel kullanıcılar hem de turizm kullanıcıları için düzenlenmiştir. Alanın Batı ve kuzey batı aksında bulunan kırsal yerleşmeler ve gecekondu yerleşmelerindeki yerel kullanıcılar için, alanın kuzeyindeki konut kullanıcıları için ve batıda bulunan kent merkezi çevresinden gelen kullanıcılar için alan içerisinde deneyim alanları oluşturularak hem yerel nüfusun yaşam kalitesi yükseltilmiş hem de turizm kullanıcıları için alanın çekim potansiyelleri arttırılmıştır.

KAYNAKLAR

Beatley, T. 2010. Biophiliccities. Integratingnatureinto urban designandplanning. Washington D.C. Island Press.

Cramer, J. S.,&Browning, W. D. (2008). TransformingBuildingPractices Through Biophilic Design (pp.335–346). F. Kellert, J. H. Heerwagen, & M. L. Mador (Eds.), Biophilic Design. Hoboken, NJ: Wiley.

Kaplan, R., Kaplan, S., &Ryan, R. (1998). Designingwith People in Mind: Design and Management of Everyday Nature. Washington: Island Press.

Ryan, C.,Browning, W. D., Clacy, J. O., Andrews, S. L. Kallianpurker, N.B. 2014. Biophilicpattern. Archnet-IJAR, 80 (2): 62-76.

Wilson, E. O. 1993. BiophiliaandtheConservationEthic (PP.32-48). Kellert ve Wilson (eds.), BiophiliaHypothesis, Washington D.C., Island Press.

Etiketler

2 yorum

  • mithat-incitas says:

    ulkelerin jografiya varliliklari ve kultur zenginlikleri el ele verince doga guzellikleriyle esasli bir yasam tarzi ortaya cikiyor.
    gunumuzdeki gerekli imkanlari ulke ortamindan ve imkanlarindan faydalanarak cok zengin turistik alanlar elde etmek cok rahat.tabi konuyla alakali titiz olmak ve tarz sahibi olan uzmanlardan faydalanmak ve gorus sahibi kisilerin goruslerini projelere hakim etmek,soz konusu projelerin basarisini garantiye almak anlamina gelir.
    saygilar,mithat

  • tugce-onuk says:

    farkındalılığınız için teşekkür ederiz Mithat bey

Bir yanıt yazın