Arayüz

Yoğunluk, Bilsart'ta Arayüz isimli bir yerleştirme tasarladı.

Tasarımcılar anlatıyor:

a r a y ü z ’de mekan ziyaretçiye teması çeşitli yöntemlerle koşullar. Gerek yüzeye düşen ışık miktarı ve bunun zaman içinde değişmesi, gerek perdeye vuran projeksiyondaki imaj, gerekse içeri girmeden önce çeşitli kumaş katmanlarını esneterek içeriye girebilmesi ziyaretçinin yüzeyle temas haline girmesini sağlar. Mekan ve madde seyirciyi her yönden kuşatır ve tüm duyularını tahakküm altına almaya niyetlenir. Ziyaretçiyi seyirci konumundan çıkararak mekanın performatif bir bileşenine dönüştürür. Dolayısıyla seyirciyi diğer seyirciler için de eserin parçası haline getirir.

Arayüz: Yüzeylerin İmaj Tutabilmesi ve ekranlaşması

Kumaş yüzey, gerilimin etkisiyle bir yandan yarı transparan bir nitelik kazanırken bir yandan da ziyaretçinin hareket potansiyeliyle etkileşimli bir arayüze dönüşür. Işığın arkadan, önden ve üstten verildiği koşullarda perdeye düşecek projeksiyonun nitelikleri değişir ve perde ekranlaşır. Bu ekrana bir arayüz olarak bakabiliriz çünkü bir yandan temasa açık etkileşim olasılıkları barındırmaktadır. Ziyaretçinin hareketleri eğer perdeye temas yoksa iki boyutta kalır ve yüzeyde salt görsel projeksiyonlar oluşur. Eğer yüzeye insan kaynaklı bir temas varsa üçüncü boyuta geçilir ve devinen heykelsilikler (relief) meydana gelir. Kumaşın ışıkla işbirliği yüzeyde keskin sınırlar yerine muğlak yeğinlik alanları tanımlamasına sebebiyet verir.

Yarı geçirgen yüzeyler / Yarı geçirgen hacimler

Yüzey geçirgenlikleri üzerine senelerdir çalışan grup, ışığın etkisiyle ekranlaşan yüzeyler, hacimler oluşturur. Işık yüzey olarak kullanılan malzemeyi etkinleştirerek, vücuda getirir. İşin akışı esnasında belirli zaman aralıklarında yüzeye imaj projeksiyonu eklemlenir.

Yukarıda bahsedilen etkileşim olasılıkları kameraya alınmıştır ve yine aynı yüzeye projekte edilerek verilir. Bu sayede ‘hayali’ yeni bir katman daha eklenir. Fakat zaman zaman bu projeksiyon katmanı kendini unutturur ve ziyaretçiyi perdenin arkasında birileri varmışçasına etkileşime teşvik eder. Hareketli imajın reel düzlemdeki hareketler ile örtüşerek ‘arayüz’ün en kompleks halini meydana getirir.

3. Durum

İşin akışı esnasında belirli zaman aralıklarında yüzeye imaj projeksiyonu eklemlenir. Yukarıda bahsedilen etkileşim olasılıkları kameraya alınmıştır ve yine aynı yüzeye projekte edilerek verilir. Bu sayede ‘hayali’ yeni bir katman daha eklenir. Fakat zaman zaman bu projeksiyon katmanı kendini unutturur ve ziyaretçiyi perdenin arkasında birileri varmışçasına etkileşime teşvik eder. Yüzeydeki projeksiyonun perde arkasından veya önünden ziyaretçiler tarafından yapılacak olası bir temas ile çakışması,süperpoze olması durumu üçüncü bir durum olarak karşımıza çıkar.

Süreç

Ziyaretçinin içeride bulunmasından bağımsız olarak, iş kendini bir zaman ekseninde deneyime açar. Belirlenmiş bir zaman diliminde otomatize edilmiş, ışık ses ve görüntüler mekan içerisinde zuhur eder. Sürecin bu kurgusu mekanda bir dramaturji oluşturur ve soyut bir anlatı oluşturmaya hizmet eder.

Etiketler

Bir yanıt yazın